Ceo duyduğu itiraf ile Jungwon'un kollarındaki ellerini indirdi ve sarsak adımlar ile arkasındaki masaya yürüyüp masaya tutunarak destek aldı.
Jungwon adamın o halini görünce zar zor durdurduğu gözyaşları tekrar akmaya başladı. Aşıktı. Yıllardır yan yana olduğu grup üyesinden birine aşıktı. Her zaman yanında olan onu kardeşi gibi görüp koruyup kollayan hyunguna aşıktı. Acınası hissetti tekrar.
"Bunu nasıl yaparsın Jungwon? Niki ile Sunoo'yu görmüyor musun aylardır ne haldeler? Sen bu grubun liderisin senin daha dikkatli olman gerekiyordu."
"Nasıl engel olucaktım ha nasıl duygullarıma engel olabilirim? Benim elimde olan bir şey mi ki beni suçluyorsunuz. Ben istermiydim bu kadar acı çekmeyi, benim için ne kadar zor biliyor musunuz?"
Ağlaması şiddetlenmiş omuzları sarsıla sarsıla ağlıyordu. Bu duygularla baş etmesi zaten çok zordu birde insanların yargılaması ile uğraşıcaktı. En çokta biricik aşkı Jay. Sahi öğrense ne yapar? Muhtemelen bir daha Jungwon'un suratına bile bakmaz diye düşündü Jungwon.
"Ben ona karşılıksız aşık olmayı göze aldım, ben insanların beni yargılamasını ve her kötü sözü de göze aldım ama ben Jay'in gözlerimin önünde birini sevmesini hemde bu kadar çok sevmesini göze alamam. Niki ve Sunoo diyorsunuz ama onlar birbirlerini deli gibi seviyorlar. Bizden çok farklılar. Niki bu kadar severken onlar daha fazla ayrı kalmazlar. Ben çok özür diliyorum gerekli açıklamaları yaparım ödemem gereken bedel neyse öderim sizden tek isteğim üyelere benim yerime söyleyin. Bir süre onlarla konuşabileceğimi zannetmiyorum. Kendimi toparlayınca konuşurum belki lütfen benim için bu iyiliği yapın lütfen izin verin ayrılayım yoksa hiç istemeyeceğim bir şey yapıcam"
"Nasıl yapıcaksın? Nasıl yapıcaksın bunu hayranlarına? Nasıl yapacaksın her zaman yanında olduğun üyelerine, sensiz onlar devam edebilir mi zannediyorsun? Etseler bile eskisi gibi olamazlar. Lütfen jungwon lütfen beni dinle ve şimdilik kafanı dinlemek için bir ara ver. Ben her şeyle ilgilenicem sen sadece kafanı dinle nereye gitmek istersen git hiçbir şeyine karışmıycam. Kısa bir ara ver ve sonrasında devam mı etmek istersin yoksa bırakıcak mısın detaylı bir şekilde konuşuruz tamam mı?"
Jungwon günlerdir beynini kurcalıyan kararsızlık ile derin bir nefes aldı. Ara verse bile sonucunun değişeceğini düşünmüyordu. Eskiden mutluluk veren o sahne artık onu mutlu etmiyordu. Ne şarkı söylemek ne de dans etmek istemiyordu. Ama yine de kabul etti teklifi.
Ceo bunu diğerleri ile de tartışacağını söyledi ve Jungwon'u istediği yere bırakması için korumaları ayarladı. Neredeyse ellerinde büyüyen oğlanı uzun süre göremeyeceği için sıkı sıkı sarıldı.
Menejer ve diğer yetkililerle de konuşup her şeyi kesinleştirdiler. Beş yıldır yanlarında olan bir kez bile enerjisini kaybetmeyen ve sürekli bir yükselişte olan grubun liderinin ara verdiğini duyurdular.
Menejer Lee haberlere Jungwon'un verdiği arayı duyurmadan önce üyeleri şirkete çağırdı. İzin günleri olan üyeler sabahın erken saatlerinde şirkete gelmek zorunda kalmışlardı.
Kendi aralarında ne olduğunu tartışırken menejerleri bulundukları odaya girdi. Eskiden yedi kişinin olduğu bu oda şimdi eksikti.
Hepsi toplantı odasındaki sandalyelere oturmuştu bir tek Jay odada dört dönüyordu.
Heeseung elindeki telefonu ile yine oyuna dalmıştı. Sunoo ise başını onun omzuna dayamış elindeki telefondan oyunu izleyip arada yardım ediyordu. Jake ve niki kafasını Sunghoon'un omzuna koymuş uyukluyorlardı.
Menejerin içeri girmesi ile hepsi toparlanmıştı ve merakla kapıda durup tüm ciddiyetiyle onlara bakan adama döndüler.
Jake menejerine sinirle bakıp "sabah sabah daha kargalar bokunu yememişken hemde izin günümüzde niye burdayız acaba canım menejerim."
"Evet sizi bu kadar erken saatte çağırmamın sebebini söyleyeceğim ama öncesinde sakin olmanızı istiyorum."
"Ne söyleyeceksen biraz bekle menejer Lee Jungwon daha gelmedi. Nerde kaldı bu çocuk telefonuna da ulaşamıyorum."
Bunları söyleyen tabiki de Jay idi. Sabahın erken saatinde uykusundan uyanmış acil toplantı için şirkete gelmişti uyandığından beri içinde olan o huzursuzluk Jungwon'u göremeyince çığ gibi büyümüştü. Stresten ayağı titriyordu ve elindeki telefonuyla durmadan Jungwon'u arıyordu.
"Jungwon gelemiycek. Bir süre de ona ulaşamayacaksınız."
Üyeler menejerlerinin söyledileri ile yerlerinden fırladılar. Jay hızla menejerin dibinde bitti."Ne demek ulaşamayacaksın ne demek gelmeyecek? Saçmalamayıp düzgünce anlatır mısın şunu bir şey mi oldu yoksa ona?"
"Fiziksel bir sorun yok detaylı bir şey söyleyemem çünkü nedenini kendisi anlatmalı size. Jungwon grup faaliyetlerine ara verdi bir süre hiç biriniz onu göremeyeceksiniz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZLARA DOĞRU ~jaywon~
Fanfictionİmkansız aşk mı daha zor yoksa imkansızlıklarla dolu bir ilişki mi? Karşılıksız aşk mı daha zor yoksa yasak bir aşk mı daha zor?