ATHENA ve ARES

GİRİŞ

"Öncelikle, ben Athena. Hepimizin bildiği Athena.

Hayat beni hep zorladı. Doktorların dediğine göre olağanüstü bir zekam varmış. Ben bu zorlukları zekam sayesinde atlattım. Ve unutmayayım, gücüm sayesinde.

Ben Athena'yım! Medusa'yı yılanlı bir yaratığa, Arakne'yi örümceğe çevirdim. Acımadım.

Ben Athena'yım! Bilirsiniz ki Zeus kızlarından en çok Athena'yı sever.

Ben Athena'yım! Acımam, acıtırım. Vicdan denen bende yoktur. Aşk yoktur bende.

Sözlerimi şu dizelerle bitirmek istiyorum.

"Ve Zeus çıkardı bir gün kendi kafasından

Çakır gözlü yaman Athena'yı,

O dünyayı birbirine katan tanrıçayı,

O hiç yorulmadan orduları yöneten,

O cenk ve savaş bağrışmalarından hoşlanan,

Yüceler yücesi sayılan Tanrıçayı."

Teşekkür ederim."

Athena olmak kolay değildi.

Ekibimin yanına gidip onlara selam verdikten sonra uzaklardan beni izleyen iki yaşlı göz dikkatimi çekti. Bana yaklaşıyordu.

"Kendinizi Tanrıça yerine mi koyuyorsunuz?" diye sordu bana.

"Hayır."

"Niye böyle konuştunuz o zaman."

"Ben seyircilere Tanrıça'yım demedim. Acımasızım, bilgeyim, güçlüyüm dedim."

"Athena bir Tanrıça değil mi?"

"Pardon?" dedim. "Siz ne hakla beni sorguluyorsunuz?"

"Ares'in size selamı var." dedi ve uzaklaştı.

Arkasından gitmedim çünkü Ares'i tanıyordum. Türkiye'nin en büyük mafyalarındandı. Her görevimizde olduğu gibi Ares'i avlamak bize hem büyük kazanç, hem de güç sağlayacaktı. İtibar artacaktı ve daha çok görev gelecekti. Ama bu zordu. Hem de aşırı.

Zeus'a bunu açıklamalıydım.

SELLLAAAAAMMMMMMM

"Selin'e iki dakika bakar mısınız kitap yazmasın." akımından çekme vakti geldi...

Ya da bu işten biri bana "Çok kitap yazan biri kurbağaya dönüşmüş." videosu atınca vazgeçicem.

Şaka şaka vazgeçmem.

Şaka bir yana cidden güzel bir kurguyla geliyorum. Yine kapaktan anlayacağınız üzere bu kitapta da ana kadın karakter güçlü olacak.

Şöyle küçücük bir spoi vereyim: Yunan Mitolojisinde Ares ve Athena birbiriyle pek anlaşamaz. Athena barıştan yanayken Ares savaştan yanadır.

Haydeh ben gedeyom👋🏻