BÖLÜM 2

8 0 0
                                    

"Aşkım, yanıma gel!" diye bağırdı Sibel. Çocuğunun daha anne karnındayken yaptığı bu hareket onlar için heyecan vericiydi.

Yağız koşarak eşinin yanına gitti. Bir şey oldu sanmıştı.

"Ne oldu güzelim? Sancın mı var? Hastaneye gidelim mi?"

Çok sevdiği bu adamın tepkilerine güldü Sibel. "Hayır aşkım, gel bak bebeğimiz ne yapıyor." diyerek Yağız'ı yanına çağırdı.

Sibel kumandayı şişmiş karnına koydu ve bir süre bekledikten sonra bebek tekme attığı için kumanda yere düştü. Sibel gülerken Yağız duygulanmıştı.

Duygusal bir adam değildi ama işte bu an onu duygulandırmıştı.

Gözünden akmaya çalışan yaşı sildi. Sibel "Ne oldu?" diye sorsada "Bir şey yok." diyerek geçiştirdi ve hızlı adımlarla dışarı çıktı.

Sibel, Yağız'ın çok iyi bir baba olacağından emindi.

Yattığı yerden doğrulup ayağa kalktığında canının gelin turşusu çektiğini fark etti.

Birkaç saat bu isteğini dizginlemeye çalıştı ama olmadı.

En son Yağız'ı aradı.

Telefondan duyulan "Efendim aşkım." sesiyle ağlamaya başladı.

Neden ağladığını o da bilmiyordu. Hormonları ters tepmişti.

"Aşkım ben gelin turşusu istiyorum!" dedi ağlayarak.

Yağız gülmeye başladı. "Aşkım bir şeylere sinirin mi bozuldu? Çünkü ben hayatımda ilk defa gelin turşusu istiyorum deyip ağlayan birini gördüm."

"Dalga geçme. Ben gelin turşusu istiyorum! Bana bugün getir ondan." diyerek telefonu kapattı.

Mafyaya emir vermek onun için bir zevkti...

Görev yarındı.

Doğum günümden bu yana 1 hafta geçmişti ve gökyüzündeki hilal bana gülümsüyordu. Zaten bana gülümseyen tek oydu zaten. İnsanlar benden hep korkardı.

Tümay Hayat KARACA'dan korkmazlardı.

Ellerimdeki kanlar sadece 1 şekilde silinecek gibiydi. O da Zeus'u öldürerek ama yapmamalıydım. Zeus'u öldürürsem bütün düzen bozulur.

Dünya'ya Zeus hükmediyordu. Yıllar önce tüm ülkeler işgal edilmişti ve direkt Dünya'ya hükmediyordu Zeus. Şimdiki ülkeler bir şehirdi. (Anlatmak istediğim Dünya bütünüyle bir ülke. Ve mesela Türkiye bir şehir Athena ve Ares evreninde.)

Çok zaman kaybettiğimi fark ederek evimden çıktım ve arabama bindim. Antidepresanımı içip tesise doğru arabamı sürdüm.

Tesise vardığımda hızlıca toplantı odasına çıktım.

"Athena geldi!" diyen Hera'ydı.

"Evet. Başlıyor muyuz?"

"Başlayalım."

Ares'in evinin krokisini açtık. Hızlıca planı çizmeye başlayacaktık ki 10 katlı bir ev olduğunu fark ettim.

Bu fenaydı...

"Oha!" dedi Hades şaşkınlıkla. "Bu nasıl bir ev ya?"

"Durun, bu ev onun değil." dediğimde herkes bana baktı. "Nasıl?"

"Bu ev onun olamaz çünkü zaten üst tarafta 1 ay önce öldürdüğümüz "Natasha White'ın evi" yazıyor."

"Ah, doğru. O kadar çok görev yapıyoruz ki unutmuşum."

ATHENA ve ARESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin