BÖLÜM 1

12 0 0
                                    

"Ah tatlım, şu reçelden yesene. Ben yaptım." dedi Sibel KARACA. Kocası Yağız KARACA ekmeğe reçel sürüp yemeye başladı.

"Oh, benim karım ne yapsa güzel olur zaten." diyerek kahvaltılarına devam ettiler.

Bugün Sibel ve Yağız için çok özel ve güzel bir gündü. Yıllardır bir çocuklarının olmasını istiyorlardı. Yağız KARACA çok ünlü bir mafyaydı.

Sibel'in yumurtalıkları yüzünden çocukları olmuyordu ama Yağız hiç bir zaman Sibel'den vazgeçmedi.

En sonunda bir çocukları olacaktı ve o çocuk bugün doğacaktı.

"Aşkım, ben adına hâlâ karar veremedim." dedi Sibel heyecanla. "Sanem, Tümay ve Zümra arasında kaldım."

"Bebeğim, sen ne dersen o olacak. Söz veriyorum." dedi Yağız. Bunu demesinin sebebi annesinin sürekli benim adımı koyun diye tutturmasıydı.

Annesi Hayat Hanım...

"Aslında Tümay daha iyi gibi. Dolunay demekmiş. Tümay koyalım. Tümay KARACA."

Sonra alt tarafında bir ıslaklık hissetti Sibel. Yavaşça bakışlarını çevirdiğinde suyunun geldiğini fark etti. Ve aniden gelen sancıyla doğumun başlayacağını anladı.

Yavaşça kalktı ve "Y-Yağız. Çocuk geliyor!" diye bağırdı.

Yağız güzeller güzeli karısını kucağına alıp adamlarına arabayı hazırlatması için emir verdi. Hizmetçileri Zeynep, bavullarını getirip arabaya yerleştirtti.

Sibel derin nefes alırken Yağız sürekli karısının başından öpüyordu. Her ne kadar çocuğu geleceği için heyecanlı olsada aynı zamanda karısının canı yandığı için üzülüyordu.

"Bebeğim, bana kızma ama ne olacağı belli değil."

"Ne oldu güzelim?" dedi Yağız.

"Bana bir şey olursa, ne olur bebeğimizi bırakma."

"Hayır! Sana bir şey olmayacak karıcığım."

4 Kasım 1998, 09.21, İstanbul.

Sibel KARACA öldü.

Tümay Hayat KARACA doğdu.

Tümay Hayat KARACA

Bugün 03 Kasım 2024.

Yarın doğum günüm.

Tümay, dolunay demekti. Ama sanki bugün Ay bana inat yeniay olmuştu. (Yeniay, Ay'ın tamamının karanlık olduğu evre. Bilmeyenler için ;))

Bu da yetmezmiş gibi görevdeydim. Çerez bir görevdi. Adamları olmadan dışarıda dolaşmayıp erkeklik taslayan ama bizi şuan evine girerken görse altına işeyecek adamı öldürecektik.

Çok kolaydı.

Eğer bu görevi Roma'lardan önce yaparsak ödül alacaktık.

Hızlıca eve girip yukarı çıktım. Adamı yatak odasında basınca kalbine bir kurşun atıp kanıyla boynuna "ATHENA" yazdım.

Maskemin düşmesiyle hızlıca düzeltip adamın kasası var mı diye baktım.

Kasasını bulup şifreyi girdim. "1234567890"

Bu adam cidden maldı.

Paraları cebime koyduktan sonra ekibim bana baktı. "E bize?" demişti Hera.

"Öncekileri bana bırakmadan aldığınız için size yok. Yürüyün."

Hepsi oflayarak yürümeye başladı.

ATHENA ve ARESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin