Odada oturmuş saatlerdir duvarı izliyordum, o kadar ağlamıştım ki artık göz yaşım kalmamıştı. Gitmeme bile izin verilmiyordu tek yapabildiğim odada oturmaktı ve artık bundan bıkmıştım. Hepsi benim suçumdu, eğer o düğünden kaçmasaydım şuan anne babam hayatta olabilirdi. Babam haklıydı aldığım saçma kararlar hep hayatımı kötü etkiliyordu. Zaman zaman canıma kıymayı düşündüm ama almam gereken bir intikam vardı. Bunu yapmam için önce burdan kurtulmam lazımdı, konuşmayı veya yalvarmayı denemiştim ama işe yaramamıştı. İşimi kendi usulüme göre halletmeliydim artık gereğinden fazla uzamıştı. Adamların dikkatini çekmem gerekiyordu, kırabileceğim yada ses çıkarabileceğim bir şey yoktu. Sesim olabildiğince yüksek şekilde bağırıp sanki bacağımı burkmuş gibi yapacaktım. İnanırlarmıydı bilmiyorum ama denemek zorundaydım, tek şansım bu olabilirdi. Kendimi hazır hissettiğimde Bağırmaya başladım
Aren : "Yardım edinn!"
İlk birkaç dakika kimse gelmedi, birkaç kez daha bağırınca içeriye bir adam girdi
Adam : "Ne var, niye bağırıyorsun?"
Aren : "Ayağımı burktum, ayağa kalkmam lazım lavaboya gitmem için yardım eder misiniz?"
Adam : "Off bomboş odada nasıl bacağını burkabiliyorsun?"
Aren : "Bacağımdaki yaradan dolayı galiba yürüyemiyorum, çok ağrıyor."
Adam : "Kaçmaya falan çalışma lavabonun önünde seni bekliyeceğim haberin olsun."
Aren : "Bu halde nasıl kaçmaya çalışabilirim."
Adam : "Tamam hadi çabuk ol fazla bekletme."
Adam yavaş yavaş yanıma geldi ve kaldırmak için belimden ve kolumdan tutarak destekedi, beni kaldırdı. O sırada belindeki silahı hızlıca kaptım ve alnına dayadım, tetiği çektim. Adam şaşırmıştı onun konuşmasına fırsat vermeden ben konuştum
Aren : "Eğer beni Alaz'ın yanına götürmezsen yemin ederim kafana sıkarım."
Adam : "Manyakmısın nesin lan sen bırak şunu uyarıyorum."
Aren : "Dediğimi yapacak mısın onu söyle sen."
Adam hemen elimdeki silahı kaptı.
Adam : "Küçücük aklınla bana istediğini yaptırabileceğini mi sanıyorsun ?"
Adam beni yere bıraktı ve odadan çıkarak kapıyı sertçe kapattı. Aklıma gelen son şeyde işe yaramamıştı. Yaklaşık yarım saat yatakta uzandım ve ne yapacağımı düşündüm ama aklıma hiçbir şey gelmedi. Odanın kapısı açıldı ve içeriye Alaz girdi. Gelmesini beklemiyordum uzun zamandır tek başımaydım çünkü. Bana dik dik baktı ve anlını ovuşturdu.
Alaz : "Ne konuşmak istiyorsun bu kadar ısrarla ?"
Aren : "Beni ne zaman rahat bırakacaksın? Öğrendin Kaya ile aramda bişey olmadığını bırak artık beni. "
Alaz : "Herşeyi o kadar basit sanıyorsun ki. Fazla aptalsın, sence seni bıraksam hayatına nasıl devam edeceksin. Evin yok, işin yok,paran yok hiç bir şeyin yok."
Gözlerim dolmuştu sonuna kadar haklıydı, ama burada kalmazdım. En azından tek başıma da olsa bir hayat kurmaya çalışmalıydım sonsuza dek bu odada kalmayacaktım.
Aren : "Sana ne ki bırak beni kendi başımın çaresine bakarım senin gibi iğrenç birine muhtaç değilim."
Alaz : "Ben mi iğrencim ? Sen kendine bak sırf evlenmedin diye ailen öldü be sadece kendini düşünüyorsun sen. "
Göz yaşlarım istemsizce dahada hızlı akmaya başladı, boğazım düğümlendi sadece kısık bir sesle "Haklısın." diyebildim.
Alaz : "Madem bu kadar kendinden eminsin siktir git ne bok yersen ye seni düşündüm burda kalmana izin verdim sende burun çeviriyorsun ne istersen onu yap bu saatten sonra!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aren +18
RomanceZorla evlendirildiğin düğünden kaçarken kaçırılmak mı? !Kitap ağır cinsellik içermektedir lütfen ona göre okuyunuz!