Kim Taehyung'dan
Jungkook ile aynı sınıflardaydık yanımda oturmuş, kafasını omzunun üstüne koymuş bir şekilde mışıl mışıl uyuyordu. Güldüm. Tatlı ve sadece benim duyabildiğim o horultusu yüzümde tebessüme yol açtı.Zil çaldı. Hoca sınıftan çıktı sınıftakilerin kimisi dağıldı kimisi ise sınıfta durdu. Jungkook'u uyandırıp kantine inmemiz lazımdı. Çok açtım.
Sağ elimin işaret parmağını dudaklarına götürdüm ve işaret parmağımı alt dudağına koyup aşağı doğru çekiştirdim. Alt tavşan dişleri bembeyazdı. Bu hareketimden rahatsız olmuş olacakki kafasını mızmızca geriye doğru çekti. Sonra işaret parmağım ve baş parmağım fındık gibi olan burnuna gitti. Galiba onu nasıl uyandıracağımı bulmuştum. İki parmağımla burun deliklerine baskı uyguladım ve beklemeye başladım.
Jungkook kafasını bir sağa bir sola doğru sallıyordu kurtulmak için ama başaramadı. Gözlerini açtı ve kafasını kaldırdı. Parmaklarımı burnundan çektim ve nefes nefese konuşmaya başladı:
"Hyung napıyorsun ya ölecektim resmen?"
Güldüm.
"Hadi kalk uykucu evde uyuduğun yetmedi mi sana?"
Göz devirdi, şapşal.
"Yetmemiş demekki hyung hm bırak da biraz daha uyuyayım"
Dedi ve geri aynı pozisyonuna döndü.
"Yemin ederim kış ayıları bile senden daha az uyuyor Jungkook"
Hemen kafasını kaldırdı ve çatık kaşlarla bana bakmaya başladı. Yanlış bişey mi dedim?
"Ben ayı mıyım hyung ne demek istiyorsun?!"
Sert ve sitemli sesi tavşancığı kızdırdığımı hissetmeme sebep oldu.
"Hayır hayır öyle demek istemedim sen ayı değilsin sen benim biricik tavşanımsın"
Dedim dediğimle dudağının sağ köşesi yukarı doğru kıvrıldı. Utanışa bak allahım!
"Orası öyle tabii"
Dedi kendisini överek. Ayağa kalktım bakışları beni buldu.
"Hadi kalk acıktım hem sen acıkmadın mı hm minik tavşan?"
Ayağa kalktı.
"Acıktım tabi katil bir tavşan gibi açımm"
Güldüm, o da güldü.
"Hadi gidelim"
Dedim kolumu ensesine attım ve yürümeye başladık.
Kantine geldik Jungkook'a döndüm.
"Minik bunny sen boş bir masa bul orda otur ben geleceğim ararsın beni tamam mı?"
Başını beni onaylayarak yukarı aşağı salladı ve yanımdan uzaklaştı.
Kantin sırasına girdim ve beklemeye başladım. Önümde iki çocuk vardı. 'Yanlışlıkla' kulak misafiri olmaya başladım.
"İtiraf sayfasına yazılanı gördün mü?"
Dedi esmer olan, kumral olan ona döndü.
"Hayır nolmuş ki?"
"Şu son sınıflardaki bir çocuk gaymiş"
Ne bizim yaşıtımız mı? Beni ilgilendirmese de dinlemeye devam ettim.
"Yemin et! Hangi sınıftaymış? Adı neymiş?"
Diye soruları sıraladı kumral olan.
"İsmini yazmamışlar ama D sınıfındaymış"
Bir saniye, bizim sınıfta gay mi varmış? Yarısı hetero çiftti birkaçı da saptı zaten. Kim olabilirdi ki?
"Hemen bulalım o çocuğu ilk biz tadına bakalım"
Dedi kunral olan. Orospu çocuğuna bak sen.
"Tabi olum ilk biz bakarız tadına sen merak etme"
Dedi ve sırıttı esmer olan. Piç kuruları.
Sıra devam etti önümdeki iki sapık da siparişlerini aldıktan sonra bende iki tane büyük boy karışık tost ve iki tane meyve suyu aldım.
Elimdeki tepsiyle masaların arasında Jungkook'u aramaya başladım. Gözlerim onu gördü. Sağ kolunu havaya kaldırmış oraya bakmamı sağlamıştı. Oturduğu iki kişilik masaya doğru yürümeye başladım. Yanına geldim ve tepsiyi masaya bıraktım. Yanına oturdum.
"Kantin sıralarından nefret ediyorum"
Dedim, dediğim şeyle kıkırdamaya başladı.
"Noldu hyung biri canını mı sıktı?"
Ona döndüm.
"Sadece biri değil ki iki kişi"
Gözleri biraz açıldı. Bir yandan tostumuzu yerken bir yandan sohbet etmeye başladık.
"Sana bişey mi dediler hyung"
Kafamı hayır anlamında iki yana salladım ve ona döndüm.
"Önümde iki orospu çocuğu vardı. Sohbetlerine yanlışlıkla kulak misafiri oldum"
Güldü.
"Kesin yanlışlıkladır hyung"
Kaşlarımı çattım.
"Ya boşver orasını beni dinle sorun bu değil"
Beni dikkatlice dinlemeye başladı.
"Bir itiraf sayfasında yazılan bir yazı hakkında konuşuyorşardı. Bizim sınıftan bir çocuğun gay olduğunu yazmışlar ama isim vermemişler."
Öksürmeye başladı. Sırtını sıvazladım.
"Bende duyduğumda senin gibi şok olmuştum acaba kim ya?"
Bana döndü.
"Bilmem ki hyung ee sonra başka bişey dediler mi?"
"Ha birde şey dediler o çocuğu bulurlarsa tadına bakacaklarmış felan."
Gözleri açıldı.
"Ne? Yani gay olsun yada olmasın bu bir insanın asla görmemesi gereken bir muamele hyung."
Gözlerine baktım.
"Ya zaten o konulara ilgim yok ama bir insanın tecavüze uğramasını da istemiyorum. Ne yapacağız Jungkook?"
Bilmiyorum anlamında kollarını yukarı kaldırıp, alt dudağını hafifçe büzdü.
"Neyse ya sonra konuşalım zilin çalmasına az kaldı bir an önce şu tostları bitirelim de diğer derse de geç kalmayalım."
Dedim ve tostumdan bir ısırık aldım. Jungkook ise sadece kafasını yukarı aşağı sallayarak tostunu yemeye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
can you hear me honey?
FanficHikaye çok yakın arkadaş olan Jungkook ve Taehyung ile başlar. Jungkook ve Taehyung yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen bir dostlukları vardır. Fakat bu samimiyetlerinin ardından Jungkook Taehyung'tan hoşlanmaya başlar ve Taehyung'u bir sahile çağırıp...