"..ona son bir bakış daha attı ve gökyüzünün açtığı kapıya yavaşça ilerlemeye başladı.Karşısına ne çıkacağını bilmiyordu ama emin adımlarla ışığa doğru gitti.."
Denizin gür dalgalarıyla ve rüzgarın dayanılmaz soğuğuyla baş edip -ya da çalışıp- köprü kaldırımında oturuyordum. Saatler geçmişti ama eve gitme arzum gittikçe azalıyordu. İçerideki çığlıklar rüyalarımı kabusa çevirmeden önce buradan ayrılmam gerektiğini biliyordum. Ama elimden gelen tek şey kitaplardaki başka dünyaya kaçmaktı.Farklı bir karakter ve farklı bir yaşamın verdiği o hazzın keyfini çıkarıyordum,ama görünen o ki bu şartlar altında dünyalara girişim engellenmişti. Herhangi bir üşütmeden korunmak için yün hırkama iyice sarıldım ve korku evinin yolunu tuttum.
İnsanların gözlerinden uzak yerlerden gitmeye çalışarak dar sokaklarda yürüdüm ve "Gabrielle's Bakery" yazılı tabelası olan dükkana girdim. İçerde acı bir çığlık koptu ve ardından tepsiler yere döküldü. Kabus başlamak üzereydi.
Berbat bir ilk bölümle karşınızdayım ta ta ta taaaaaaaaaa