3) Koyu Bir Balgam Sert Bir Porno

1.6K 54 25
                                    

Hikayeyle ilgili düşüncelerinizi çok merak ediyorum. Yorumlarınızı esirgemezseniz beni çok mutlu edersiniz :)

Dipnot: Başlık Teoman'ın bir şarkısına ithaftı. Şarkıda "hayat koyu bir balgam sert bir pornodur" diyor. Bölümün genel ambiyansı da bana öyle hissettirdiği için bu başlığı seçtim. Ondan yani. 

-----------------------------


Asi sonunda telefonunu açabilmek için cesaret bulabildiğinde karşılaştığı manzaraya şaşırmadı. Onlarca arama. Cesur, Çağla, Yaman, Rüya ve Alaz... Hatta Tolga ve Neslihan bile aramıştı.

Asi sıkıntıyla telefonunun ekranını kapattı. Gelen mesajları okumak için gereken cesareti bulamamıştı kendinde. Sanki Alaz'ın attığı mesajlardan birini bile görse canı yanacakmış ve göğsüne yine aynı ağırlık çökecekmiş gibi hissediyordu.

Yine de önünde sonunda Alaz'la bir şekilde karşılaşmak zorunda kalacağını biliyordu. Bundan nereye kadar kaçabilirdi ki. Başta kaçmak gibi bir planı da yoktu zaten. Ediz'in bir anda çıkagelmesi ve o gece Asi'yi o halde bulup yanında götürmesi olayları bu noktaya getirmişti. Böyle olmasa o gece Asi gücünü topladığında evine gidecekti.

Şimdi Alaz'la karşılaşmaktan böylesine korkuyorsa eve gittiği ve kimseden kaçamadığı senaryoda Alaz'la karşılaşmak zorunda kaldığında ne yapacaktı acaba?

Alaz'ın ne durumda olduğunu deli gibi merak ediyordu. Sinirlenmiş olabileceğini tahmin edebiliyordu. "Üzülmüş olsa bile çoktan geçmiştir." diye mırıldandı kendi kendine. Zaten uzaklaşmayı seçen ilk Alaz olmuştu. Vazgeçen, bitirmeyi seçen ilk oydu. İlayda'yı öperek başlamıştı buna. Demek ki Asi'den ayrı kalmak onun için o kadar da zor değildi. Nasıl da kolay vazgeçebilmişti Alaz Asi'den, nasıl kolay git diyebilmişti. 'Şimdi de Alaz'a fazlakoymamıştır çekip gitmem' diye düşündü, hatta işine bile gelmiş olabilirdi, zaten bitmesini başta o istememiş miydi?

Ama Alaz'ın aksine, Asi için bitti demek o kadar da kolay olmamıştı. Canı hala çok yanıyordu.

Ediz'in salonunda, pencerenin önündeki tekli koltukta, bacaklarını kendine çekip kollarıyla sarmış halde dışarıyı izlerken bunları geçiriyordu kafasından Asi.

Az sonra Ediz elinde kahvelerle gelip Asi'nin karşısındaki koltuğa oturdu. Kahvenin birini Asi'ye uzattı, Asi itiraz etmeden bardağı alıp parmaklarını sıcak bardağın etrafına doladı.

"Asi," dedi Ediz "ne yaşadın da iki gün yataktan çıkamayacak kadar üzdü seni bu durum? Yani merak ediyorum. O adam mı bir şey yaptı?"

"Hangi adam?" diye sordu Asi Ediz'e dönüp.

"Demiştim ya sana, birkaç gündür seni yalnız yakalayabilmek için peşinde dolanıyordum diye. Seni bulduğum akşam da uzaktan seni izliyordum. Evden çıkıp sokağı döndüğünde tam sana seslenecektim ki senin karşına bir araba çıktı, içinden o adam indi, sen de onunla gittin. Ben de arabayla sizi takip ettim. Sonra işte seni o evden koşarak çıkarken gördüm. Yine peşine takıldım. Devamını biliyorsun zaten."

Asi kendisine o gece hatırlatılınca aklına gelen tatsız düşünceleri uzaklaştırmak ister gibi kafasını sallayıp Ediz'e "Kimsenin bana bir şey yaptığı yok." dedi "Sen yanlış anlamışsın."

"Aranızda bir şey mi var o adamla?" diye sordu Ediz.

"Sana ne? Varsa var, yoksa yok. Sana ne!" dedi Asi sinirle.

"Tamam, kızma hemen." dedi Ediz pes etmiş gibi arkasına yaslanıp.

Bir süre susup kahvelerini yudumladıktan sonra ilk konuşan Ediz oldu.

Ayrılık da Sevdaya DahilWhere stories live. Discover now