Canlarım ciğerlerim size yeni bir kurguyla geldim. Bu kurgu için büyük planlarım var. Eğer planlarım işlerse ki taslak olarak bile içimdeki küçük çocuk çığlık çığlığa.
Neyse canlarım asıl konumuza gelelim.Eğer planladığım gibi giderse birkaç hafta içinde sürprizlerle geleceğim. Yakın zamanda tüm hesaplarımda duyurusunu yapacağım.
Şimdilik sizi tanıtım bölümüyle baş başa bırakıyorum.
.
.
."Dora Balca Er'i vakit kaybetmeden laboratuvara alındıysa gerelen tahlilleri vakit kaybetmeden yapın. Eksiksiz bu akşam masamda istiyorum." Doktor aceleyle koridorda koştururken asistanina emirler yağdırıyordu. Doktor için zaman en değerli hazineydi. Eğer Dora her zaman ki gibi bu tedaviye cevap vermezse onun için çare tükeniyordu.
Asistan bu sabah ki olanlardan dolayı olduğu yerde durup boğazını temizledi.
Doktor, asistanının bu hareketiyle tüm heybetiyle asistanına döndü. Asistan korkuyla, "Efendim Dora'ya yaklaşmak bile imkansızken daha bu sabah kriz geçirdi. O iyi değil ve...""Benim hastam kriz geçiriyor ve en son benim mi haberim oluyor? Asistan eğer ona bir şey olursa ilk ben yargılanırım. Böyle bir durum nelere mâl oluyor farkında mısın sen?" dedi doktor öfkeyle. Doktor için bu hayat memat meselesiydi. Dora, onun için hayatıydı. Onu yaşatmanın ve bu virüsün bir yolu olmalıydı ama...
Doktor, asistanı arkasında bırakarak Dora'nın bulduğu kata doğru gergin dolu adımlarla ilerledi.
Sert adımları kartla çalışan kapının önünde durduğunda boynundaki kartı kapının yanında duran sisteme okuttu. Kapı saniyeler içinde açılırken Doktor vakit kaybetmeden içeri girdi. Koridorda ilerlerken her bir cama gözü çarpıyordu.
28 çocuk vardı. Buda 28 ayrı hayat ve 28 ayrı virüs demekti. Bilmedikleri bir şey varsa oda bu 28 çocuğun geçmişte nasıl birbirlerine bağlılarsa şimdide öyle bağlılardı.
Doktor kendi hastasının önünde durduğunda derin bir iç çekti. Durumu kötü olan sadece iki kişi vardı ve ikiside onlar için önemliydi.
"Bu sabah yine bir kriz geçirdi. Onun için ümidlerimiz tükeniyor." Yan odadaki hastanın doktoru yanına geldiğinde acı gerçek bir kez daha yüzüne vurdu.
Doktora döndüğünde onun hastaı incelediğini gördü. "Ne yapacağımı bilmiyorum. Ya ölürse diye düşünmekten edemiyorum çünkü o tek kurtuluş biletimiz." Doktor tebessüm ederek meslektaşına döndü.
"Ona gönülden bağlandın değil mi?" Doktor cevap vermedi. Nede olsa kelimeler kifayetsiz kalıyordu böyle bir durumda.
Koridorlarda kargaşa sesleri yankılandığında iki meslektaş tereddütle birbirlerine baktılar.
Bulundukları koridorun sansörlü kapısı açıldığında doktorun asistanı görüş alanına girdi. Asistan, "Efendim durumlar pek iyi değil." dediğinde anons yapılacağına dair hapörlerler devreye girdi.
"Herkese merhaba. Öncelikle tüm girişleri kapattık. Tek biriniz bile buradan çıkamazsınız. Bu demek oluyor ki büyük bir tehdit altındayız. Hepinizin bildiği üzere virüslü 28 hasta, bulunduğumuz tesiste tedavi altındalar. Onlar için en iyi tedavi ortamını sunmak için şu an itibariyle karantina altına girdik. Tüm meslektaşlarıma başarılar dilerim."
Ardından bir yıkımın ardında bıraktığı enkazla baş başa kaldı 28 hasta.
Kim bilebilirdi ki bu yolda ne fedakarlıklar, ne yıkımlar onlarla birlikte olacaktı. Onların istediği tek bir şey vardı. O'da, yaşıtları gibi yaşamaktı. Ama onlara yaşam bile çok geldi.
.
.
.Canlarım ciğerlerim. Tanıtım bölümü beni o kadar derinden yaraladı ki anlatamam. Bu kısımdan sonrası için ayrı bir bölüm düşündüm ama sizi daha fazla bekletmeden bu bölümden sonra ilk bölümünüz yayında olacak.
Okuduğumuz bu tanıtım sadece ön gösteri. Ne kadar acemice olduğunun farkındayım ama ilk kez böyle bir kurgu yazıyorum ve yazacaklarım eminim ki sizleride duygudan duyguya sokacak.
Kitaba her haftasonu bir bölüm gelecek ama ilk çıkış tarihi vermem.
Şimdi diyeceksiniz ki neden bu kitabın üzerinde bu kadar duruyorsun. Uzun uzun açıklama yapıyorsun. Canlarım bu kurgu için büyük hedeflerim var.
O zaman yakın zamanda ilk bölümümüzle sizlerle birlikte olacağız. Sevgilerle....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKU
Teen FictionDoğdumuzdan beri hastalıklarla mücadele ettik. Şimdiyse intikam vaktiydi ve ben istediğimi almadan buradan gitme gibi bir niyetim yoktu.