☆1☆

43 6 2
                                    

İyi okumalar..

Yeni bir güne uyandım.

Açıkcası artık günler,saatler ve bulunduğum yer benim için hiçbir anlam ifade etmiyor. Hiç bir zaman ifade edeceğini de düşünmüyorum zaten.

Yatağımdan kalktım, saatin çoktan 8.30 olduğunu ve derse geç kaldığımı fark ettim.

İşimi hızlıca hallettim ve evden çıktım.

Okula geldiğimde hızlı adımlarla sınıfıma doğru ilerledim. Koridorlar bomboş, ve sessizdi.

Sınıfa girdiğimde kısa süren bir sessizlik oluştu ve hocanın sınıfta olmadığını fark ettim. Şanslı günümdeymişim desene.

Sırama geçtikten dakikalar sonra hoca sınıfa daha önce hiç görmediğim, tanımadığım biriyle girdi.

Hoca:
Yeni transfer öğrencimiz.

Hocanın bu sözünün ardından sınıfta derin bir sessizlik olmuştu. Hwang ile gözlerimiz kesişti. Ne yapacağımızı elbette biliyorduk.

Hoca:
Tanıtayım, Han Jisung. Ailevi sorunları yüzünden bu sene sizin sınıfınıza transfer olmak zorunda kaldı.

Minho:
Bu ne şimdi? Her isteyen aniden gelebiliyor mu sınıfa? Başka sınıf falan mı yoktu?

Hwang:
Cidden, buraya gelmesine gerek olduğunu düşünmüyoruz.

Sınıfta bi anda kaos oluşmuştu, Hwang ile tekrar gözlerim kesiştiğinde sadece gülümsedim.

Hoca:
Kimin gelip gelmeyeceğini size sormayacağız değil mi?

Hwang:
Elbette, ama.. Bir tek Minho'nun yanı boş. Onu oraya koymayı düşünmüyorsunuz değil mi?

Kavgalar yüzünden tüm dönem en arkada tek oturmuştu. Şimdi kim olduğu bu çocuk yanıma gelirse.. Çıldırırım.


Hoca:
Napabilirim? Jisung, oturabilirsin.

Jisung ağır adımlarla yanıma gelirken sadece ona odaklanmıştım. Bu neydi şimdi? Tüm dönem bu aptalla oturmak için mi yalnızdım ben?

Jisung yanıma oturduğunda gözlerimiz kesişti.

Onu biraz daha inceledikten sonra kafamı çevirmiştim. O ise kafasını sıraya koymuş, uyumaya başlamıştı.

Salak mı bu? İlk günden hangi kafayla uyuyor ki? Her neyse. Kimin umurunda?

Teneffüs olduğunda Hwang yanıma geldi.

Hwang:
Bir de bununla mı uğraşıcaz be.

Jisung ağır ağır kafasını kaldırıp Hwang'a baktı.

Jisung:
Uğraşmanızı gerektirecek birşey yapmayacağım zaten. Boşuna konuşmanıza gerek yok. Ya varım, ya yokum. Kimin umurunda?

Hwang Jisung'a yaklaşıp bir kaç şey söyledi.

Hwang:
Ne oldu, ne bu özgüven?
Yoksa.. Ailen sevmedi mi seni?
Terk mi ettiler yoksa?
Yazık sana.

Hwang'ın bu cümlelerinin ardından boğazıma bir yumru oturmuştu.

Jisung'un gözlerinin dolduğunu fark etmiştim. Benle son bir göz teması kurup hızlıca sınıftan çıktı.

funky mirror / minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin