☆5☆

6 0 2
                                    

İyi okumalar..


Hwang'ın anlatımından;

Jeong'un uyuduğu odaya girip, yavaşça yatağa çıkıp yanına gelmiştim.

Onu izlerken yavaş yavaş gözlerini açmaya başladığını fark etmiştim.

Gözleri kapandı kapanacakken kendine gelmesi için dudağına ufak bir buse kondurmuştum.

Jeong yattığı yerden doğrulup bana bakmaya başladı.

Jeongin:
Hwang?

Hwang:
Hm?

Jeongin:
Okul mu?

Hwang:
Hayır birtanem, kahvaltı hazırlıyoruz. Sana ihtiyacımız var.

Jeong gülümseyip yattığı yerden kalkmıştı. Bende onunla birlikte kalktım ve birlikte mutfağa geçmiştik.

Minho'nun anlatımından;

Jeong ve hwang mutfağa geldiğinde ikisininde gözünden uyku akıyordu.

Çok tatlılardı.

Jisung ve changdan ise hâlâ tık yoktu.

Hazırlık bitmek üzereyken chang yanımıza geldi.

Chang:
Noluyor be sabah sabah ne bu gürültü?

Minho:
Size kahvaltı hazırlıyoruz beyefendi.

Chang yanımıza yaklaşıp yemeklere baktı ve konuşmaya başladı.

Chang:
Hemen yiyor muyuz?

Minho:
Aç su aygırı beklede hazır olsun bi.

Chang oflayıp sandalyeye oturdu. Jeong ise içeriye doğru gitti.

Hwang:
Hazır jeong gitmişken, birşey diyeceğim. Bu oyun biraz fazlamı oldu ya jeong için kötü hissediyorum.

Minho:
Günaydın hwang uyanabilmişsin hm?

Hwang:
Dur bi ciddiyim ben.

Chang:
Şakaydı de bitsin işte çok zor bir şey değil hwang.

Minho:
Aynen öyle, dalga geçmek bu kadar kolay geliyorsa bitirmek senin için çocuk işi olmalı hwang değilmi? Bu gün söylersen iyi edersin.

Hwang:
Peki.

Kahvaltı hazırlığı bittiğinde içeri gidip jeong ve jisung'u çağırdım.

Herkes masaya oturmuş yemek yiyordu. Kimseden çıt çıkmıyordu. Sessizliği bozan hwang oldu.

Hwang:
Ee, jisung. Bu öğlen sen ben lee falan birlikte yiyelim, konuşmalıyız. Olur mu?

Jisung:
Şimdi neden konuşmuyoruz?

Hwang:
Of, zamanımız yok işte uzatma konuşuruz.

Jisung sessizce kafasını sallayıp yemeye devam etti.

~

Okula geldiğimizde hwang bu sefer jisung'un yanına pek yaklaşmıyor, jisung ise uzaktan sadece ona bakıyordu.

Öğle saati olduğunda üçümüz yemek haneye oturmuştuk.

Hwang benle göz teması kurduktan sonra jisung'a bakıp konuşmaya başladı.

Hwang:
Jisung, ayrılmalıyız.

Jisung hiç bir şey demiyor, sadece hwang'ın yüzüne bakıyordu.

Hwang:
Cevap versene dilini mi yuttun?

Jisung yine konuşmuyordu.

Hwang:
Aptal mısın? Hatta şunu da söyleyeyim, eğlenmek içindi. Anlıyor musun? Gerçekten seni sevebileceğimi düşündün mü?

Jisung:
Ne?

Hwang:
Oynadım diyorum jisung. Daha beni tanıştıracak bir ailen bile yok. Ne yapayım ben seninle? Ailen sevmişmi ki ben seveyim seni?

Jisung'un gözlerinin dolmaya başladığını gördüğümde benimde kalbim acımıştı.

Buna daha fazla katlanmak istemediğim için hwang'ı dürttüm ve konuşmaya başladım.

Minho:
Konuşacağı yoksana hwang baksana, kalkalım işte.

Jisung cümlemi bitirmeme izin vermeden kalkıp hızlıca yemekhaneden çıktı.

Birşeylerin ters gittiğinin farkındaydım.

Hwang aptal aptal sırıtırken ona dönüp konuşmaya başladım.

Minho:
Hwang, bir kaç işim vardı ya. Gitmem lazım gelirim.

Hwang'ın cevap vermesini beklemeden yemekhaneden çıktım.

Boş bi sınıfa girip kafamı boşaltacaktım yada jisung'un yanına gidecektim.

Jisung'u düşünmekten nefret ediyorum ama eğer düşünmezsem neler olacağını biliyorum.

İlk defa biriyle uğraşmaktan zevk almıyorum, hatta bu bana acı veriyor. Kendi iğrenç kaderimi paylaştığım biriyle uğraşmak gerçekten zoruma gidiyor.

Jisung'un yanında olursam etrafımdaki herkesi kaybederim, ama olmazsam iğrenç bi gençlik bırakırım ona, benim yaşadığım gibi.

Son bir kere düşünüp jisung'u aramaya başladım.


~~~

funky mirror / minsung

4. Bölüm sonu

Umarım beğenirsiniz :)

Biraz kısa oldu ve uzun süre sonra yeni bölüm geldi devamı gelicek..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 24 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

funky mirror / minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin