★4★

31 4 5
                                    

Amaris Di Stefano

Eve yürüyerek gelirdim hep, henüz bir araba alacak kadar birikimim yoktu. Toplu taşımalar ise gece üçte yoktu. Peki ya taksiler, cep yakarlar diye tercih etmezdim.

Oturduğum evin sokağına girdim, ufak adımlarla evimin kapısına geldim. Bacaklarım adeta vücudumu taşımayı reddediyordu. Zorlukla anahtarı deliğine sokup kapıyı açtım. İçeriye kendimi atıp kapıyı kapattım.

Odama girdiğimde üstümü değiştirme zahmetine bile girmek istemedim ama mecburdum, yarın tekrar ütüleyemezdim bunları.

Yatağa uzandım ve bildirimlere baktım, arkadaşım Laura bir reels videosu atmıştı. Girdim videoya, bu bir film editiydi ve arka fonda edit için kullanılan şarkı o sese aitti, Damiano'ya.

Bana olan bakışları aklıma geldi, acaba dikkatini mi çekmiştim? Yoksa sadece gözü mü takılıyordu?

Damiano David

Eve girince Thomas mutfağa koştu, lanet olsun bu adam hep açtı! Victoria ise üst kata, odasına çıktı.
Ben ve Ethan ise beraber Amaris'in herhangi bir sosyal medya hesabını bulmaya çalışıyorduk.

"Of Ethan, neden soyadını sormadık ki biz?"

"Bilmem ki Dam, hiç aklıma gelmedi"

"Sen bulabildin mi Ethan?"

"Ben Twitter üzerinden aradım, üşenmedim tüm Amaris profillerine baktım neredeyse ama yok"

Twitter mı onun adı X olmuştu sanki? Lanet olsun Damiano bunun konuyla ne alakası var?

Kafamdaki düşünceleri susturup Ethan'a onaylayan bir şekilde başımı salladım. Aramaya devam ediyorduk. Tüm gecemi buna verebilirdim.

Elinde meyve suları, sandviçler ve bir kutu fındıkla odaya Thomas girdi, bunları nasıl yiyecekti bu?

Biz bir süre daha umutsuz nidalar eşliğinde ararken Thomas ağzının doluluğunu umursamadan konuşmaya başladı.

"Ethan, Damiano uğraşmasanıza. Nasıl olsa yarın gitmeyecek miyiz tekrar bara?"

Haklıydı ama bu şekilde kendimi biraz olsun avutuyordum.

"Thomas ilk defa haklı dostum, bıraksak mı aramayı? Nasıl olsa bulamayacağız"

"Oh pekâlâ Ethan, yardımın için teşekkürler"

Ethan gülümsedi ve kucağındaki Laptop'u kenara koydu.

Amaris resmen kafamda kira vermeden yaşıyordu, sadece onu düşünüyordum. Şuan oturma odasında Ethan ve Thomas gece üç olmasını umursamadan AS Roma'nın Napoli ile yapacağı gelecek maç hakkında tahminlerde bulunuyorken ben asla umursamıyordum. Normalde olsa en çok tahmini ve teoriyi ortaya ben atardım.

Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan Ethan ve Thomas uyumaya gittiler, ben oturup sigara içtim, Amaris'i düşündüm. Tekrar tekrar, sigara içip Amaris'i düşündüm. Beni gerçekliğe çeviren sigara paketimi bitirmiş olmamdı, o an saate baktım beş buçuğa geliyordu. Güneş doğmak üzereyken yatak odama çıktım, kafamı yastığa koyduğum gibi uyumuştum.

Amaris Di Stefano

Saat dokuzu yirmi iki geçe kalktım, dokuz yirmiye kurduğum alarmı iki defa ertelemiştim çünkü.

Ev arkadaşım, yani dün gece bana reels videosu atıp aklıma Damiano'yu getiren kız Laura, bir haftalığına evde yoktu. Bu da tüm evin temizliğinin bana kalması demekti.

"Of Laura, gidecek başka zaman mı yoktu!"

Evin içinde bağırdım kendi kendime, hoş duyan da yoktu ki zaten!

Zorla kalktım ve kahve yapıp oturma odasına geçtim, televizyonu açıp kanallarda gezerken bir magazin programı gördüm. Normalde asla izlemezdim ama garip bir şekilde izlemek istedim.

Bir, iki magazin haberinden sonra bu hafta en çok dinlenen şarkılar listesi ekranda belirdi ilk üçte Måneskin- The Loneliest şarkısını görünce yine o bakışlar aklıma geldi.

Belki de bir imâ vardı o bakışlarda, çözemediğim...

Damiano David

Odamda bir gürültü vardı, gözlerim kapalıydı. Kalın bir erkek sesi ağır bir ritimle bir şeyler söylüyordu, bu bir bando ile yapılan bir çeşit müzik gibiydi.

Gözlerimi zorla açtım, Thomas ağzı kulaklarında bir şekilde elinde tuttuğu hoperlörlerden bir şey çalıyordu, bu da neydi?

"Ceddin deden, neslin baban"

Bu İtalyanca değildi, İngilizce hiç değildi, Fransızca... Yok abi, neydi bu?

"THOMAS BU NE? NE YAPIYORSUN? UYUYORUM GÖRMÜYOR MUSUN?"

"Ah Damiano, üzümlü kekim. Amaris Türk ya hani, bu da Mehter marşı... Türkler'in marşıymış... Yani ileride evlenirsin falan çok duyars-"

Komodinin üstündeki şu şişesini Thomas'a fırlattım, sözünü tamamlayamadı.

"KES O SİKİK SESİNİ! ÇIK GİT ODAMDAN, AMARİS HAKKINDA DA YORUM YAPMA, BENİ ÇILDIRTMA"

Thomas'a bağırdım o ise sadece gülmekle yetindi, yahu ben burada kriz geçiriyorum sen gülüyorsun! Yapılır mı bu, düşmana yapılmaz.

O sırada Victoria odaya girdi.

"Bu sesler de neyin nesi?"

"Damiano'yu uyandırıyordum ya, çok birşey yok yani"

Mehter marşını kapattı ona ölümcül bakışlar atıyordum, herşeyi dalga konusu yapıyordu.

"Victoria şu Thomas denen ahmağı odamdan al, götür... Sabah sabah bu nedir ya?"

Victoria güldü.

"Sabah mı? Saat öğleden sonra iki buçuk"

Ben cevap veremeden Thomas araya girdi.

"Ahmak mı? Kırıcısın bebeğim"

"Ahmak az oldu Thomas, tanrıya şükret"

Yataktan çıkmak istemiyordum ta ki Victoria o sözleri söyleyene kadar

"Şimdi yataktan çık, çık ki akşam bar'a gidelim"

--★--
Vic işini biliyor..


Ispirazione-★Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin