13

236 18 20
                                    


Jisung'dan

minjinin üstünü değiştirirken minho nun bakışlarını üzerimde olduğunu hissettim. dönüp minhoya baktığımda ise göz göze geldik. oda sessizdi ve ben aklıma gelen şeyi söyleyerek bu sessizliği bozmuştum.

"neden kahkaha attın?" dedim. durduk yere kahkaha atarak o anı bozdu. nedenn??

"çok tatlı gözüküyodun." dedi. he? tatlı mı? beni tatlı mı buldu? benim bile beğenmediğim bu yüzü tatlı mı bulmuştu? yeni uyanmıştım, resmen savaştan çıkmış gibi duruyodum ve o bu anımı tatlı bulmuştu. ben iğreneceğini düşünürken o tatlı bulduştu. buna bu kadar sevineceğimi hiç düşünmezdim.

şaşkın ve mutlu bir şekilde minhoya bakıyordum.

"tatlı?" dedim. ne dediğini fark etmiş olacak ki ben bunu dedikten hemen sonra hızla gözlerini gözlerimden çekti ve etrafa bakarak hızla konuştu.

"evet.. yani tatlı gözüküyodun.. yanlış anlama.. yani sevimli demek istedi-"

bu sefer hızlı konuşması ve ne yapacağını bilmeyerek kendini anlatmaya çalışması bana tatlı ve sevimli gelmişti. bu yüzden onun sözünü bölüp kıkırdayan ben olmuştum.

"hey neden gülüyosun?" dedi. "hiiç" dedim ve ona dönüp gülmeye devam ettim.

bu söylediklerimin hemen ardından bana çok içten bir gülümseme sunmuştu. yüzümün her bir detayını yavaşça inceliyodu. sanki aklına kazımak istermiş gibi. gözleri gülüşüme indiğinde ise gülümsemesi daha da büyümüştü. tanrımm!! bayılacağım sanırım!!

Minho' dan

tanrım bu gülümseme şaka mı?

yüzünün bu kadar güzel olması, gözleri, bakışları, saçları, gülümsemesi her detayı ayrı ayrı güzel...

onu ne ara sevmeye başladım hiç bilmiyorum.

Jisung'dan

bu gülümsemesi kalbimi duracak.

minho bana hala bakıyordu. bakışlarıyla beni yiyip bitirmişti adeta ama hoşuma da gitmiyo değil.

bana böyle bakması benimle konuşması çok hoşuma gidiyodu.

ben bunları düşünürken minhoya baktığımı fark ettim ve kendime geldiğimde hızla önüme döndüm.

minho da birkaç saniye daha durup kafasını  sağa-sola hafif sallayarak ayağa kalktı.

"ben biraz bahçeye çıkıcam sen de gel istersen" dedi. geliriiiimmmm koşa koşa gelirimmm

"olur gelirim" dedim. minho odadan çıktı benbde minjinin üstünü düzeltip çıktım.

*

şuan minhoyla bahçedeki çardakta oturuyorduk. birkaç dakika önce gelmiştim ve geldiğim gibi minho çalışanlardan bize 2 tane kahve istemişti.

hava az da olsa soğuktu ve biraz rüzgarlıydı. yaz akşamı olduğu için gayet güzeldi.aramızdaki sessizlik canımı sıkmıştı ve minho sanki bunu anlamış gibi bu sessizliği bozdu.

"buraya gelmene ailen nasıl tepki verdi?"

"aslında tepki vermediler diyebilirim."

"nasıl yani?"

"şöyle ki beni büyük annem büyüttü yani ben ailemi tanımıyorum. ben çok küçük yaştayken beni terk ettiler bu nedenle de beni büyük annem büyüttü."

"anladım. peki büyük annen?"

"onu da 2 yıl önce kaybettim."

"oh anladım başın sağolsun."

"sağol."

"peki seni neden terk ettiklerini biliyo  musun?"

"kariyer.. kariyerleri mükemmel bir şekilde ilerliyormuş ve bunu bir çocukla bozmak istememişler."

"ne çok saçma ama."

"maalesef insan oğlu bu."

"haklısın."

"pekii minji nin annesi nerde yani geldiğimden beri göremedim."

durdu ve derince iç çekti. yoksa düşündüğüm şey miydi?

"eşimin adı Hana ydı ve minji nefes almaya başladığı an o son nefesini verdi."

oh düşündüğüm gibi. keşke sormasaydım.

"oh anladım başın sağol sun"

"teşekkür ederim."

_______________________________________

sonunda bölüm geldiiiiiiii

nasıl beğendiniz miiii

umarım seversiniz

oylamayı ve yorum bırakmayı unutmayınnnnnnnn

Xx 💖

Mafya mı? Baba mı? / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin