21

174 16 23
                                    

Jisung'dan

Partinin sonlarına geliyorduk ve Minho çok fazla içmişti. Sarhoş bir halde birşeyler söylüyordu.

"Of Minho niye bu kadar içtin ki? Ne yapıcam burda tek başıma?"

"Kim dedi teksin diye yavrum?" kelimeler yarım yamalak ağzından çıkıyordu.

"Sen ne ara bu kadar sarhoş oldun?"

"Ben sana her baktığımda sarhoş oluyorum güzelim." dedi. Sarhoşken bile beni utandırabiliyordu.

Yanaklarım kızarırken yavaşça gözlerimi onun gözlerinden çektim.

"Utandım mı?" dedi.

Sustum.

"O zaman daha da utandırayım seni." dedi. Bileğimi kavradığı gibi beni yanına çekti ve bir yere doğru çekiştirdi.

Benim görüş alanımda onun sırtı ve ellerimiz vardı. Yavaşça ellerimize baktım. Birbirleribden ayrılmamak için direniyor gibilerdi, çok güzellerdi.

Yavaşladığımızda geldiğimizi anladım ve kafamı Minhoya doğru kaldırdım. Beni önüne döndürmeden önce hızlıca etrafa göz attım. Nasıl geldiğimizi bilmediğim tenha bir koridor köşesindeydik.

Ve ben o koridor köşesi ile Minhonun arasındaydım.

Minhoyla aramda yok denecek kadar az bir mesafe vardı. Gözleri yüzümün her bir zerresini inceliyordu.

"Minho sarhoşsun.. Sonra pişman olacağın şeyler yapma." dedim kısık bir sesle. Gözleri dudaklarıma kaydı.

Benim de gözlerim kayıyordu.

"Min-" dememe kalmadan Minho dolgun dudaklarını benim dudaklarımla birleştirdi.

Gözlerim hızla açılmıştı. Şuan çok sarhoştu. Ne yaptığını bilmiyordu bu yüzden ona karşılık vermeyecektim.

Minho üst dudağımı yavaşça emerken kalbim yerinden çıkmak ister gibi atıyordu.

Elleri belime kaydı. Olduğu yeri okşuyordu elleri. Minho dudağımı emmeyi bırakıp küçük küçük ısırıyordu.

Fazla ısırmıştı, canım acıdığı için kısık bir şekilde inlemiştim. Minho buna sırıtmıştı ve yavaşça dudağımdan ayrılmıştı.

"Karşılık ver." dedi ve hızla dudağıma tekrar atılıyorduki konuştum

"Sonra pişman olucaksın." dedim. Kafasını kaldırmadan konuştu.

"Sonra pişman olacağım şeyler yapmam ben."

"Ama olucaksın!"

"Seni sevidiğimden yapıyorum ne yapıyorsam! Ve pişman da olmam!" dedi.

Hafif yükselen sesi ile biraz korktum. Ve Minho beni seviyomuş. İnanamıyorum la ciddi ciddi inanamıyorum. Lan çocuk sarhoş sarhoş karısına benzetmiştir.

Minho son hız dudaklarıma atıldı. Bu sefer hızlı hızlı emiyordu dudaklarımı ve ben de yavaş yavaş ona ayak uydurmaya çalışıyordum. Benim yavaş yavaş emdiğimi fark edince o da yavaşladı.

Bir eli belimden yüzüme çıktı. Ben de ellerimi kafasının arkasına yolladım. Saçlarıyla oynuyordum, yumuşacıktı ve oldukça güzel kokuyordu.

Nefesaiz kaldığımız için ayrıldık. Minho kafasını benim alnıma yasladı.

"Seni seviyorum."

"B-ben de seni seviyorum"

Kalp atışlarım çok hızlıydı ve bu konuşmama da yansımıştı.

Minho dediğimi anlamış olacak ki nefes nefese ve şaşırarak yüzüme baktı. Onun bu tatlı haline ben de güldüm ve

Mafya mı? Baba mı? / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin