1.BÖLÜM

14 3 0
                                    

*George'nin gözünden*

Sabah telefon çalma sesine uyandım. Gene kim arıyordu bu saatte amk. Gözlerimi zorla araladım ve yatağımın köşesinde duran telefonumu elime aldım. Arayan Claydi. İç çekerek yatakta doğruldum ve aramaya karşılık verdim.

"Efendim, Clay?"

"Uyandırdım mı?"

"Yani... Evet. Bir şey mi oldu?"

"Şey... Biliyorsun pazartesi günü tarih sınavı var ve ben dersleri dinlemedim. Bugün beni çalışırsan olur mu?"

"Daha 1 gün var, Clay- BİR DAKİKA TARİH SINAVI YARIN MI?"

"Eh, evet"

"Offf! Pekala. Nerede çalışacağız?"

"İstersen bize gelebilirsin..."

"Bana uyar! Öğlene doğru gelirim."

"Olurrr! Görüşürüz o zaman!"

"Görüşürüz!"

Aramayı kapattım. Ailem Londra'ya seyahate gitmişti. Ben ise Florida da kalmıştım. Aslında Florida'yı seviyordum fakat birazcık gezmek benim için iyi olabilirdi. Zorla yataktan kalktım. Aşağıya inip mutfağa girdim. Buzdolabını açıp boş boş bir kaç dakika bakıştım. Hala yarı uykuluydum. Yüzümü yıkamanın iyi geleceği düşüncesiyle banyoya gittim. Yüzüme su çarptıktan sonra yandaki havluyla kurulandım. Tekrar aşağıya indim. Canım bir şey yemek istemiyordu.

Tekrardan odama gittim. Yatağımı toplayıp üzerine oturdum. Telefonumu elime alıp biraz kurcaladım. Saat 12'ye geliyordu. Bu aralar çok uyuyordum. Ama elimde değildi. Bazen sırf uyumak için okulu aksatıyordum ve devamsızlık sürem tamamen dolmuştu. Düşüncelerimi bir kenara atıp üstüme mavi bir sweat, altıma gri, eşofman tarzı şort giyip dolabımı kapattım. Saçlarımı tarayıp olmazsa olmaz gözlüğümü taktım. Ayakkabılarımı giyip evden çıktım.

Clay'in evine doğru yürümeye başladım. Kulaklıklarımı takıp telefonumdaki favori playlistimi başlattım. Hava bulanık ve sisliydi. Yağmur yağacağı her halinden belliydi. Havaya bakarken yüzümde hafif bir tebessüm oldu. Daha sonrasında yoluma devam ettim.

Clay'in evine varınca kapıyı bir kaç kez tıklattım. Bir kaç saniye sonra yüzünde gülen bir maske olan, yeşil sweat ve siyah eşofman giymiş Clay kapıyı açtı. Yavaşça içeriye geçtim.

"Evde de mi maske takıyorsun?"

"George... Biliyorsun..."

"Tamam tamam! Seninle bir anlaşmaya girebilir miyiz?"

"Ne anlaşması?"

"Matematik sınavına tek başına çalışacaksın ve eğer 70 üstü alırsan dönem boyunca bütün ödevlerini ben yapacağım eğer 70 altı alırsan bana yüzünü göstereceksin!"

"Şey... Aslında... Kabul!"

"Eğlenceli olucak!"

Clay'in kolundan çekiştirerek odasına doğru sürükledim. Masasından tarih kitabını aldım. Yavaşça Dream'in yanında ki sandalyeye oturdum ve tek tek konuları özenle ona anlattım. İşimiz bitince kitabı kapatıp eski yerine koydum.

"Sağol, George"

"Önemli değil! Her zaman yaptığım şey"

Clay elini ensesine götürdü ve tedirgin şekilde kıkırdarken hafifçe kaşıdı

"Eh, haklısın"

"Ah, bu arada... Clay ailen nerede?"

"Los Angeles'a tatil yapmaya gittiler"

"Benimkilerde Londra'da. Florida gerçekten çok güzel. Niye gidiyorlar anlamıyorum"

"Ah, hadi ama! Onlarında kafa dinlemeye ihtiyaçları var! Anlayışlı ol!"

"Doğru... Umm... Ben gidiyorum o zaman. Saat 5'e yaklaşıyor."

"İ-istersen ben bırakabilirim..."

"Gerek yok! Dinlen sen. Hem yürüyüş yapmış olurum."

"Pekala. Sen öyle diyorsan..."

Yavaşça kalktım. Ayakkabılarımı giydim ve evden ayrılmadan önce son kez Clay'e el salladım. O da kızarmış yüzüyle bana el salladı ve kapıyı kapattı.

Neden Clay benim yanımda bu kadar tedirgindi? Bazen benden hoşlandığını düşünüyorum... Saçmalama George! O sadece senin arkadaşın! Neden senden hoşlansın? İç çekerek düşüncelerimden uzaklaştım eve varınca kendimi kanepeye attım. Saat 5.30'du Clay'in evi gerçekten uzaktı... Biraz dinlen enin iyi geleceğini düşünerek gözlerimi kapattım...

____________________________________________________________

Mükemmel bir hikayeyle geri döndümmmm. Haberi olamayanlar için bu hikaye bitince diğerlerine devam edeceğim. Yazarınız sizi seviyoooo! MUCKKK😽💗


511 kelime

Listen The Rain~DnfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin