KARAR VERİLDİ

34 7 10
                                    

PARMAKLIKLAR ARDINDA

SAHNE 1

'Yapmamız gereken şey buydu biz dünyanın böyle yaratığı canavarlarıydık. "

2034 Mahkeme| 12.00

Kabus gibi bir gündü hava oldukça sıcak, gökyüzü  açıktı. Mutlu insanlar için olması gereken her şey bugünde gerçekleşebilecek haldeydi. Güzel anılar, tatlı düşler, gerçekleşen hayaller, sanki bugün imkansız diye bir şey yoktu.  En azından iyi insanlar bunu düşünüyordu.

Bir kişi dışında.

Demir parmaklıkların ardındaki 'kahverengi' bu güne lanetler okuyordu bile.

Ne de olsa bugün ölüm günüydü.

Kimse bu kadar güzel bir hava da ölmek istemez en azından kahverengi istemezdi. Bu kadar güzel bir günde ölmek onun gösterişi seven ruhu için bir hakaretti. Öldüğünde insanlar bugünün tadını çıkaracaktı nasıl olsa, sanki onlara verilmiş bir hediye, nimetti.

Kahverengi saçları dağılmış sıkı sıkıya tuttuğu parmaklıklar avuçları arasında terlemişti öfkeyle yaptığı bu eyleme bir son veremiyordu. Kahverengi hep böyleydi öfkenin onu kontrol etmesi avuçlarına bağlı gibiydi.

Birazdan içeri girecek adamdan habersiz öfkeli gözlerle, beyaz avuçlarla, dağınık saçlarla, parçalanmış dudaklarla odadaki kapıya bakıyordu.

Nefreti kesindi. Dağılmaz ve yok edilemez.

İçeri girdi beyazlar içindeki şeytan. Kahverengi onlara şeytan derdi. Gözleri adamla kesişti doğru anın geldiğini anladı birazdan her şey son bulacaktı. Adam yaklaştı parmaklıklar tek engeldi.
Kahverengi çekildi, adam kapıyı açtı. Artık özgürdü. En azından parmaklıklar artık yoktu.

Özgürlük kısa sürdü elleri kelepçelendiğinde oldukça sakin gibiydi.

Şeytan düşündü "en azından direnmedi." teslimiyete bayılırdı. Kahverengi de bazen şeytana istediğini verirdi.

Uzun bir yolda yürüdüler "beyaz" onu nereye götüreceğini biliyordu bu işi uzun süre yapıyordu ne de olsa. Varmaları gereken yere kadar ilerlediler. Yolda kimse yoktu kız kimseyi görmedi.

Ve sonunda vardılar.

Kapıda bir adam bekliyordu. Başka bir şeytan.  O da beyazdı. Kahverengi de kahverengi.

Adam kapıyı açtı birlikte içeri girdiler. İçerde onu bekleyenler vardı. Onu yargılayacak insanlar. Suçuna karar vereceklerdi. En masumlar onlardı.
Ama kahverengi gerçeği hep biliyordu. Bu yüzden suçluydu ya. Yedi kişilik bir heyet, grup, meclis, topluluk ya da her neyse onu bekliyorlardı.

Kirli gözlerini ona diktiler pis dudakları kıvrıldı iğrenç kalpleri hızlandı ellerindeki pislikle parmaklarını bir birine sürttüler oldukça keyifli anlardı onlar için.

Kahverengi öfkelendi.
İşte yine başlıyoruz dedi izleyici.

Odadaki tek renk kahverengiydi birde onun öfkeden kızaran suratı. Herkes beyazdı. Beyez şeytanlar meclisi, kahverengi öyle derdi.

Kürsüye çıkarıldı. İzleyiciler derin bir nefes aldı. Asıl her şey şimdi başlamıştı. Beyazlar içinde bir adam ayağa kalktı elindeki siyah çekici masaya vurdu. Tok bir ses çıktı.

Ah bir renk daha, kahverengi tek renk değilmiş.

'Bugün burada kirli bir ruhu cezalandıracağız. İşlediği suç oldukça büyük asla yapılmaması gerekeni yapan bu aciz ruh bugün ebediyen cezalandırılacaktır. Mahkeme başlamıştır. İyi seyirler."

İzleyici heyecanla kıvrıldı, uzun süredir pis ruhu böyle anlara tanık etmemişti.

Kahverengi göz devirdi asla soğukkanlılığını bozmazdı, ölümden de korkmazdı.

Koca bir ekran belirdi işlediği suç ekrana yansıdı. Gözler ekrana çevrildi. Sanki kan kokusu şu an odanın içinde dolaşıyordu. Kız ekrandaki kendine küçük bir gülümseme gönderdi. Dehşet bir görüntüydü ama kızın gülümsemesi daha dehşet vericiydi. Seyirci öyle düşünüyordu.

Görüntü gitti gözler bu sefer kıza çevrildi.

"Evet sevgili izleyiciler bu cani yaratık ülkemiz için bir kahramandan farksız olan bir yüzbaşıyı en savunmasız anında katletti."

Kız göz devirdi gerçeği o biliyordu. Kendini suçlu hissetmedi. Sözlerle izleyicinin içindeki öfke harlandı. O aptal topluluk hep böyleydi önlerine bir kurban atıldığında leş kargaları gibi delik deşik ederlerdi düşünmezlerdi çünkü birileri onlar yerine zaten düşünürdü. Yapmaları gereken sadece düşünmemekti.

Bir adam ayağa kalktı en ortadaki adam baştan dördüncü. İşaret parmağını ona uzatarak konuştu.

"O bir günahkar vahşi bir şekilde bir insanın canını nasılda aldığını izledik az önce." durdu sözlerinin halk tarafından nasılda tepki aldığını görüp keyiflendi. "Böyle bir hareketi ancak ruhu gerçek bir kötü yapabilir."

Kıza hakaretler, nefretler, küfürler saydırıldı. Mahkeme boyunca ruhunun kötülüğü, şeytanlığı, günahkarlığı konuşuldu kimse ona bunu neden yaptığını sormadı. Kızda anlatmazdı zaten anlayamayacak kadar beyinsizlerdi. Şeytanlar sırasıyla konuşuyordu.

Dakikalar geçti kız olanları sadece dinledi. Tokmak sesi tekrar duyuldu en can alıcı anlar şimdi başlayacaktı. Cezası verilecekti.

Şeytan ayağa kalktı diğer altı şeytanda ona uydu. Ellerini önünde birleştirdiler. Karar vaktiydi.

"Karar verilmiştir."

Kız heyecanlandı, dakikalardır içinde sakladığı merak daha da artı ne olacağı umurunda değildi nasıl olacağı merak konusuydu.

"Evie Smith' in işlediği büyük günahtan dolayı cezası belirlendi. Büyük bir günah ancak daha büyük bir cezayla ödüllendirile bilir. Ölüm onun için bir lütuf olabilir ancak."

Seyirci daha da meraklandı belki de canlı bir idam onların şiddetti seven tarafını doyurabilecekti.

"Bizler doğduğumuz andan itibaren doğamız gereği temiz doğarız. Ama içimizdeki kötülük her zaman doğru anı bekler Evie Smith ise bu kötülüğe boyun eğdi ruhu kötülükle tanıştı. Onu ve içindeki kötülüğü cezalandırmak da bizim görevimiz."

Heyecan daha da artı. İzleyici şükürler etti içindeki kötülükle baş edebildikleri için. Elleri kalplerinde, gözleri yaşlı bir şekilde olanları izledi.
Şeytanlara minnetle bakıyorlardı.

"Bu yüzden cezası Alcatraz Ada Hapishanesinde canı için savaşmak. Böylelikle insan canının kıymetini daha iyi anlayabilir."

Derin bir sessizlik odada yankılandı ardından çekiç sesi. Ekran başındaki izleyicilerde derin bir sessizliğe almışlardı. Kimse böyle bir cezayı beklemiyordu. Belki canlı yayında bir idam hepsinin aklındaki cezaydı. Daha ağırını onlar bile beklemiyordu şaşkınlık her tarafa  nüfuz etmişti.

Sanki asırlar geçmiş gibi bir süre ardından koca meydanda ki ekranda bu sefer daha dehşet verici bir görüntü verilmişti. Herkes bir ağızdan şaşkınlık nidası fırlattı.

Ekrandaki kız sanki hayatının en kötü kararı verilmemiş gibi sırıtıyordu. Kahverengi gözleri ve saçlarıyla güzelliği ortadayken şeytani bir gülümsemeyle ekranda izleyiciye bakıyordu sanki.

Kalpleri hızla atıyordu bu görüntü karşısında. Şeytanın onlara gülümesediğini hissedenler bile oldu. Az önce ülkenin en büyük cezası canlı yayında açıklandı ve kız sadece gülümsüyordu.

Hayır şeytan gülümsüyordu.

Karar verildi, halk izledi kız kabul etti. İşte her şey bu anda başladı. Kızın aklındaki plan bu değildi.
Ama bilmediği bir şey vardı.

Başka bir yerde her şeyden habersiz olan bu halkı izleyen başka biri daha vardı. Herkesin bir planı vardı ama onunda bir planı vardı.

İşte dedi kıza. O istediğin şans Evie her şeyi değiştirmek için son bir şans.
İyi değerlendir.




Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 16 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SON PİYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin