Kalp Hanım.

7 1 0
                                    


Düzelteceğim, onu gerçekten mutlu edeceğim. Hayır, sadece kendimi boş bir şekilde kandırıyorum.

Beni ona ne bağladı ki bu kadar kısa sürede? Beni hangi duygum onu sevmeye itti ki?

En sonunda kullanılmak.

'Deneyeceğim." diyip ümit vermek, seviyor gibi davranman.

Bunlar, bunlar beni paramparça ediyor.

Ben senin için kendimi değiştirmeye zorlarken kendimi kaybettim.

Sadece kendimi değil.

Arkadaşlarımı, çevremi, odağımı ve en önemlisi benliğimi yitirdim.

Bana daha kötü bir şey yapamazdın.

'Hatalısın!' diyip seni suçlayamam ama, en az benim kadar hatalısın.

Ve biliyor musun? Bunlar beni paramparça etmeye bile yetti.

@ang3lofd4rkn3ss söz yazarı.

________________________________________________________________________________

İnsan güzel bir hayat yaşamak istiyorsa önce yaşamak için kendine bir heves edinmeliydi ya da bir nedene bağlı kalmalıydı.

Ömrü güzelleştiren şey yaşadığımız hayat mıydı yoksa hayata bağlanma sebebimiz miydi?

Peki insan hayata bağlanma sebebini kaybedince ne yapmalıydı?

Acısına yakınıp içine mi kapanmalıydı, yoksa acısını saklayıp mutlu mu gözükmeliydi? 

Her insan çoğunlukla ikinci seçeneği tercih ederdi çünkü insanlar kolaya kaçmayı severdi.

Başım çatlıyordu, dün gece içmiştim ve sızmıştım. Hiç bir şey hatırlamıyordum dün geceye dair ama bir şeyden emindim artık Ahu'ya karşı hiç bir şey hissetmiyordum. Kalbim artık akıllanmıştı, evet çok yara almıştı fakat ben de yaralarımı kapatmayı çok iyi biliyordum.

Uzandığım yatağımdan kalktım ve lavaboya gittim. Büyük ihtimalle gece sarhoş olduktan sonra eve gelmiştim ayık kafayla. 

Lavaboya girdim ardından da duşa girdim.

Neredeyse bir buçuk saat boyunca duşta ayılmaya çalışıştım. Sonrasında mutfağa gittim ve kendime bir bardak kahve yaptım.

Kahvemi içerken e-mail hesabımdan bildirim geldi, mesajı açtığımda boşanma davasının bildirgesi olduğunu gördüm, eh, bu kadar hızlı olmasını beklemiyordum aslında ne kadar hızlı olursa bizim için o kadar iyi olurdu. 

Öğleden sonra Alin'i bırakmak için Lavin geldi. Ona Ahu'yu anlattığımda üzülmüştü. Benim için değil, Alin için üzülmüştü. Nasıl benim yaşama sebebim Alin ise, Alin'in yaşama sebebi ise annesiydi. Kızım anne sevgisi görmediği için kendimi suçluyordum, eğer ondan daha erken vazgeçseydim şimdi belki baba kız güzel bir hayat sürebilecektik.

Lavin gittiğinde bende kızımla baş başa kalmıştım, yine.

Yanına gidip erkenden anlatmalıydım.

Odasında olmalıydı, güzel kızım, mis gibi kokuyordu yine.

Üst kata çıkıp odasının kapısını çaldım fakat ses gelmeyince girdim içeri.

Masasında bir şeyler yazarken uyuya kalmıştı yıldız kızım, onu yatağına yatırdım, saçlarından öptüm ve çıkacakken masanın üstündeki defter dikkatimi çekti,  okumayı ve yazmayı öğrenmişti.

Masanın yanına gittim ve okumaya başladım.

Sevgili Günlük;

Bugün babamın telefonunda oyun oynarken bir bildirim geldi, e-posta hesabındandı bu bildirim mesaja tıklamayacaktım normalde ama e-posta hesabında annemin adını görünce meraklandım ve tıkladım. Mesajda, '' Umarım boşanma davası için itiraz etmezsin, bir an önce boşanalım, sen kızınla bir hayat kur ben de kariyerime devam edeyim. Umarım dava gününden sonra bir daha görüşmeyiz Barlas, iyi günler.'' yazıyordu. Barlas babamın sevmediği  ismiydi. Ben yanlışlıkla bir kere söylediğimde bana kızmıştı bir daha asla söylemedim. 

Boşanmak kelimesi ne demek bilmiyorum, siteden arattığımda, evli iki insanın ayrılması anlamına geldiğini öğrendim. Çok korkuyorum. Annem ve babam ayrılmasın. Biliyorum ki eğer ayrılırlarsa annem beni istemez. Ama evlilerken en azından ayda bir onu görebiliyorum. Babamı da çok seviyorum ama annemsiz kalmak istemiyorum. 

Sanırım babam geliyor sevgili günlük, uyuma numarası yapacağım, o gidince yazmaya devam ederim, görüşürüzz.


'' Alin..''

Ona döndüm, yorganı kafasına kadar çekmişti, ben onu yatırırken kafasını bana döndürmemek için direnmişti, ona bunları yaşattığım için kendimden nefret ediyordum. Ağlamamak için sıktım yine dişlerimi, hani erkekler ağlamazdı? Ben neden iki gündür ağlıyordum o hâlde? 

'' Kızım, uyumadığını biliyorum kalk hadi konuşalım.''

Kafasını kaldırdı, gözleri kıpkırmızıydı, ağlamıştı. Ayrılacağımız için ağlamıştı. Canım yandı, canımdan can gitti onu böyle görünce.

'' Ben annesiz mi kalıcam baba?''

Ağlamaya başladı yeniden, koştum yanına, aldım kucağıma, sardım sarmaladım her yerini. 

'' Güzelim, babacığım ağlama dayanamıyorum birtanem lütfen.''

Nasıl söyleyecektim ona, annesiyle boşanacağımızı, nasıl yapacaktım ona.

'' Hayır babacığım, neden böyle düşündün ağlama önce kurban olduğum, annenle neden ayrılalım seviyoruz biz birbirimizi, o mesaj da şakaydı güzelim ağlama hadi, kıyamam ben senin inci gözyaşlarına.''

Kafasını kaldırdı bana baktı. ''Senin gözlerin neden ıslak baba?'' Farkında olmadan benim de gözlerim dolmuştu, gülümsedim. '' Sen ağladığın için çok üzüldüm güzelim, o yüzden ıslandı gözlerim.''

Kafasını salladı ve yine konuştu. '' Islanmasın gözlerin baba, ben de sana kıyamam ki.'' Gülümsedim ve bu sefer ben salladım kafamı. 

'' Bugün birlikte uyumak ister misin güzelim?'' Hevesle gülümsedi, '' Olur babacığım!''

 Ben de gülümsedim ve kucağımda o varken çıktım odadan, kendi odama geçtim ve Alin ile birlikte uzandık. Yarım saat kadar sonra Alin uyuyunca çıktım yataktan ve aşağı kata indim. Ahu'nun attığı mail'e cevap yazmaya başladım. 

Ahu, boşanıyoruz ama bir şartla, her ay eskisi gibi Alin ile vakit geçireceksin, bir gün bile olsa. Ben bunu Alin'e yapamam mesajı benden önce görmüş, eğer ki dediğimi yapmazsan itiraz ederim ve boşanmam senden. Zerre umurumda değilsin, kızım için yapıyorum bunu, azıcık vicdanın varsa yap dediğimi.

________________________________________________________________________________Ahu ananı.


Karanlığın İçindeki GölgeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin