5

736 85 38
                                    

5. Bölüm

♣️

S

onunda düğün günü gelmişti.

Bu güne kadar, herkes her şeyi öğrenmişti. Tabii Seyran'ın hamileliği hariç, sadece Suna biliyordu bu gizli gerçeği.

Akşama doğru bütün davetliler düğün salonuna doluşmaya başlamışlardı. Seyran tam ablasını kontrol etmeye gidecekken, Ferit kolundan tutarak durdurmuştu.

Seyran derin bir iç çekerek, Ferit'e baktı. "Ne var Ferit? Yine ne istiyorsun?"

"Seyran.." demişti kısık bir sesle Ferit. "Bir konuşalım mı? Dışarıda."

Ferit'in bu isteği Seyran'ı şaşırtmıştı, kendini kontrol edemeyerek başını aşağı-yukarı sallamıştı. Dışarıya çıktıklarında, Ferit dolmuş gözlerle bakıyordu Seyran'a.

Seyran bu duruma kaşlarını çatmıştı. Durduk yere neden Ferit onu çağırmış olabilirdi ki?

"Seyran, bana yardım etmen gerekiyor. Bunu sadece sen durdurabilirsin biliyorum.." diye başladığında, Seyran bir kez daha anlam veremeyen bakışlarla dinliyordu Ferit'i. Sözünü bölmemişti, sadece dinliyordu. "Dedem, seninle boşanacağımızı duyduğundan beri beni Pelin'le evlenmeme zorluyor."

Ferit yalvaran gözlerle Seyran'a bakarken, Seyran ilk idrak edememişti. Onunda istemsizce gözleri dolmuştu. "Nasıl yani?"

"Ben o manyak deliyle evlenmek istemiyorum Seyran. İnan bana, ben seni gerçekten aldatmadım."

"Ne diyeceğimi bilmiyorum Ferit. Ablama söylerim şimdi, o bir şeyler der."

"Anlamıyorsun Seyran. Dedem sadece seni görürse inanacak."

"Üzgünüm Ferit. Hem beni o kızla aldatıyorsun, hem de gelmiş karşıma ben onunla evlenmem diye ağlıyorsun."

"Ne kadar anlatırsan anlatayım, inanmayacaksın değil mi bana?" dediğinde, Seyran karnına giren sancıyla ani refleksle karnını tutmuştu.

Ferit farkeder farketmez, Seyran'ın kolunu tutmuştu hafifçe. "Seyran? İyi misin?"

Seyran karnını tutarken, acıdan inlememek için zor duruyordu. Gözleri acıdan daha fazla dolarken, "İyiyim.." diyebilmişti.

"Emin misin?"

Seyran, Ferit'le olan yakınlığını farkettiğinde öfkeyle kendini geriye çekmişti. "Eminim!"

Hızlı adımlarla, salona geri dönüp ablasının yanına çıkmıştı. Kapıyı tıklatmadan önce, derin bir nefes aldı. Ağrısının hafiflediğini hissettiğinde, sonunda kapıya iki kez vurmuştu. Ablasının, "Gel." deyişiyle kapıyı yavaşça açarak girmişti içeriye.

KalbimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin