Selamün aleykümmm
Hoşgeldinizzz.
Medya: Sevda kuşi
Oy ve yorum yapmayı unutmayın ❤
Keyifli okumalar ❦
______Yerler dün yağan yağmur nedeniyle çamur içindeydi. Hatta yine yağabilirdi çünkü, hava kararmış, yağmur yüklü bulutlar etrafı sarmıştı. Zaten buralar çoğunlukla yağmurlu veya bulutluydu. O sıra gökyüzünde uçan uçakta havalimanına iniş yapmak üzereydi.
İndiği an yavaşça kapılar açıldı ve yolcular inmeye başladı. Ama içlerinden biri inmedi çünkü geldiklerini farketmemişti. Dalgındı.
Türkiye'ye gelmek istememişti çünkü o İtalya'da mutluydu ve orayı seviyordu. Ama hem iş için, hem de annesinin ısrarlarıyla gelmek durumunda kalmıştı.
Annesi Türk'tü babası ise İtalyan.
Karadeniz'e Gümüşhane'ye gelmişlerdi. Annesinin memleketine..
"Hadi oğlum uçak çoktan iniş yaptı. Neyi bekliyorsun?" diyen nahif sesle kendine geldi Alessio.
Camdan bakışlarını çekip annesine oturduğu yerden bir bakış attı. Ofladı.
"Şimdi geliyorum anne." Ayaklanıp valizini aldı ve beraber uçaktan indiler.İlk önce eskiden anneannesinin yaşadığı eve eşyalarını yerleştirdiler sonrada ailecek hep beraber yaylayı turlamaya başladılar.
Yemyeşil ağaçları, ferah ve temiz havası, mis kokulu çiçekleri, her bir detayı farklı bir güzellikti bu şehrin.
Önünden geçip gittikleri esnaflar onlara melül melül bakıyordu. Alessio'nun annesini yani Gülpınar'ı tanımışlardı pek tabii. Ama onun yanında ki iki adam kimdi? Yanında koluna girdiği adam kocası o belliydi. Peki ya bu delikanlı? Oğlu muydu yoksa? Onlar arkalarından öyle kara kara düşünürken Alessio ve ailesi çoktan yolu yarılamış, meşhur köfteci Cemil Usta'nın yerine gelmişlerdi.
Hiç değişmemişti. Hiç. Bazı yerler hariç hiç değişmemişti. Dile kolay 28 yıl olmuştu buraya ayak basmayalı.
Burası uğramadan geçemediği tek dükkandı Gülpınar'ın. Köfte'ye bayılırdı. Hele hele bu Cemil Usta'nın elindense seve seve bayılırdı.
O esnada Alessio'a da hayatı sorguluyordu. Bıkkınlıkla ayağını sallayıp duruyor, etrafa soğuk soğuk bakıyordu. Buraya gelmek zorundalar mıydı ki? Daha birde şirkete gideceklerdi. Gözlerini devirip annesine seslenecekti ki dükkan'dan çıkan adamın onlara doğru geldiğini görünce vazgeçti.
Cemil usta Gülpınar'ı tanımıştı. Gülpınar'da onu.Yaşlanmıştı Cemil usta amma hala dinçti. Birbirlerine sarılıp hasret giderdiler. Cemil usta "Bir köftemi yedirmeden asla bırakmam." diye gülümsedi.
Gülpınar, "Bende hayır diyemeyeceğim zaten usta." deyince güldüler.
Matteo, "Haydi o halde şu dilinden düşüremediğin lezzetin birde biz tadına bakalım hayatım." dedi ve elini eşinin beline koydu.
Hep beraber içeri girerken, Alessio arkada kalmış başını sağ omzuna eğmiş, dükkanın tabelasına bakıyordu.
Yamuk duruyordu. Yamuk şeylere sinir olurdu. Simetri hastasıydı. Keşke düzeltebilse."Lan bu niye yamuk? Quale persona impertinente ha sbagliato?(Hangi münasebetsiz bunu yamuk koydu lan?)" diye kendi kendine hayıflandı. Herkes onun konuştuğu dili anlamadığından dolayı garip garip bakınca ters bir bakış atıp içeri girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarim Karadeniz
Teen Fiction"Söylesene yarim bu sevda bizi kurtaracak mı?" "Belki.. ama asla söylemekten çekinmem sana olan sevgimi dile getirmekten. Gerekirse ben siper olurum yine sevdamızı çiğnetmem!"