4

55 9 12
                                    

Minho her zamanki gibi öğlen 2 gibi uyanmıştı. Ama bu sefer diğer günlere nazaran halsiz hissediyordu. Genellikle ne zaman sahile inse böyle oluyordu. Ve yine dünden sonra temiz havanın onu çarptığını savunarak telefonunu eline almıştı.

Uyandığı saate hiç şaşırmadan gelen bildirimlere bakıyordu. Gerçi ona pek bildirim gelmezdi. Mesaj atacak bir arkadaşı yoktu çünkü.

Yalnızca hesabına yatan paranın bildirimi düşerdi panele.

Ve Minho bunu yeni uyanmışlığın verdiği sersemlikle biraz geç idrak etmişti. Her ayın 1'inde bu bildirimi görmek ne kadar alışılmış bir şey olsa da, konu para olunca (ve bu biraz yüksek miktarda olursa işler değişirdi.

Üzerindeki kırgınlığın az da olsa geçtiğini hissederek önce güzelce gerinmiş sonra da banyoya geçmişti.

İçindeki ufak mutluluk tomurcukları sayesinde canı ilk defa güzel bir kahvaltı yapmak istemişti.

Mutfakta gerekli malzemeleri masaya dizerken, telefonundan kısık sesli bir fon müziği açmıştı. Müziksiz bir iş yapmak onun için işkence gibiydi.

Fon müziğinin rahatlatan tınısına bir yandan ufak hareketlerle eşlik ederken bir yandan da kahvaltısını hazırlıyordu.

Yavaştan hazır olan masaya son malzemeleri koyarken büyük bir hevesle oturmuştu. Şarkıyı kapatarak video açmış ve karşısına sabitleyerek başlamıştı kahvaltısını yapmaya.

-

Oyalana oyalana, aradan geçen saatlerin ardından sonunda kahvaltı sofrasından kalkmaya karar vermişti.

Evet Minho'nun kötü ama kendisi için gayet güzel bir alışkanlığı daha. Her ne kadar nadiren kahvaltı yapsa da böyle zamanlarda o masaya oturunca videoya dalarak dünyayı unutuyordu. Bu yüzden bir kahvaltısı yarım gününü öldürüyordu. Bir de buna geç uyanması eklenince ne günü kalıyordu ne de sonradan hevesi.

Tıpkı şuan olduğu gibi demek isterdim ama hesabına yatan para aklına gelince uçup gidiyordu negatif düşünceleri.

Masadan kalkarak yeniden yerinde gerinerek toplamaya başlamıştı. Bulaşıkları da hallettikten sonra oturma odasına, koltuğa atmıştı kendisini. Sindire sindire ettiği kahvaltısını biraz da televizyon karşısında sindirmeye karar vermişti.

Netflix'ten hoşuna giden ilk filmi açarak olduğu yerde iyice yayılıp, rahat bir pozisyon almıştı. Film izlemek ona genellikle sıkıcı gelse de zaman geçirecek başka bir uğraş bulamıyordu çoğu zaman.

Film başlarda sıkıcı olsa da, ortalarına doğru hareketlenmeye başlamış ve bu Minho'yu filme daha çok çekmesine sebep olmuştu. Tüm dikkatini filme vermiş odaklı bir şekilde izliyordu. Dövüş sahneleri, yapılan gizemli büyük operasyonlar ve başrollerin yaşadığı gizli aşk hikayesi sonradan filmi daha da sürükleyici hale getirmişti.

Ama Minho'nun tüm dikkatini dağıtan şey çalan kapısı olmuştu. Şaşırmıştı. Ona gelen kimse olmazdı çünkü. Changbin ile de ne zamandır konuşmuyorlardı, işinin yoğun olduğunu düşünüyordu ya da sadece kendisine ayıracak zamanı yoktu.

Buna fazla kafa yormayarak tüm rahatını bozmak zorunda kalmış ve kalkarak kapıya ilerlemişti. Görevli olacağını düşünüyordu. Çünkü görevliden başka kapısını çalan olmazdı.

Ama tahminini boşa çıkaran şey, elinde tuttuğu tabakla karşı komşusuydu?

Şaşırmadan edemedi Minho. Gerçekten beklemediği biriydi ve elindeki ne olduğunu bilmediği tabakla karşısında öylece dikilmesi kaşlarını çatmasına sebep olmuştu.

YOUTIFUL ☆ MinChanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin