0.4

130 11 15
                                    

Selamm bir ay sonra ben... Bu aralar hesaba fazla giremiyorum kusura bakmayın.

Seviyorum sizii 💜

--------------------------------------

"Reika nerde?"

Telefonu arka cebine sıkıştırırken konuştu. Tek kaşımı kaldırıp ona sorgulayan bakışlar attım. O ise bana tepkisiz bakarken ofladım.

Arkadamı dönüp bizimkilere baktım. Şimdi fark ediyorum. Reika nereye kayboldu böyle? Gözlerimi kısıp tekrar baktım ama yoktu. Bizimle mi gelmedi acaba?

"Almadınız mı kızı." Dedi sitemkâr sesi ile. Çok doğru bir noktaya değindi çünkü bende hatırlamıyorum. Shou'nun yanına adımladım. "Reika gelmedi mi?"

Oda benim gibi etrafına bakındı

"Birazdan gelir okulunda işi uzun sürmüştür. Bu aralar yoğun biraz."

Başımı sallayıp Kota'ya baktım. Mesajı almış olmalı ki başını salldı.

"Neden hep birlikte sizin şu parka gitmiyoruz. Çekirdek kola da fena olmaz."Hepimiz bu fikre sıcak baktık. Güzel olurdu açıkçası özlemiştimde.

"Çok güzel olur. Reika gelsin gideriz o zaman."dediğimde başı ile onayladı. Tagi'nin koluna girip ona gülümsedim. Yürümeye devam ettik.

Bir süre yürüdükten sonra ileride Reika'yı gördük. Ama tek değildi... "Biri benim ileri derece miyop olduğumu söylesin." Diyen Ryuuji ile daha dikkatli bir biçimde ileri baktım.

Reika'nın yanındaki kişi Akira'dan başka biri değildi. Cüssesi ile kendini uzaktan tanıtıyordu. Elinde ki kitabı ona uzatarak birşey daha konuştular.

Açıkçası şaşırmamız da mantıktan uzaktı. Reika kibar biriydi belli ki ondan yardım istemişti. Ouzou yanıma gelip beni dürttü.

"Senin ki ile en yakın arkadaşın. Birşey demeyecek misin?" Dediğinde benim şantaller atmıştı. Bir günde rahat dursun şaşıcam.

"Sus biraz be SUS!" Sesim sonda fazla yüksek çıkmış olmalı ki yüzünü buluşturdu. "Bravo, başardın." Diyince anlamsızca ona baktım.

Gözleri ile Reika'nın olduğu tarafı gösterince onlara baktım. Başlarını çevirmiş bize bakıyorlardı. Reika şaşkınlıkla, Akira boş gözlerle.

"Ben gidiyorum." Diyen Kotaydı. Hepinizden önce atılmıştı. Sakin adımlarla onlara doğru ilerledi. Bizde arkasından yanına gittik.

Biz gidene kadar Kota konuşmaya başlamıştı bile. Tam bende konuşacağım sırada Ryuuji beni geri çekerek susturdu.

"Sadece izle." Dedi. Bu çocuklarda ki rahatlık deli ediyor insanı.

"Edebiyat konuşuyorduk. Sen anlamazsın Furuya." Dedi Akira kibirli sesi ile. Kota Reika'nın elini nazikçe tutarak onu bir adım arkasında tuttu. Bu ne korumacılık. Neyden koruyor? Akiradan mı?

"Kitap tartışması için son kişi bile değilsin. Son kez söyledim bir daha tekrarlatma. Ben Ouzou değilim..."

Herkes sessiz oldu. Göz ucuyla Ouzou'ya baktım. Mimik oynatmadan onlara bakıyordu. Bana keskin bakışlarını yollayınca yutkunarak başımı eğdim. Neden bende bilmiyorum fazla gerildim...

"Peki... Sonra görüşürüz o zaman." Dedi Akira nazikçe gülerek. Onun aksine Ryuuji iğneleyici tavrı ile kouştu. "Mümkünse bir daha değil. Akira..."

(...)

Güneşin ufukta kaybolmasıyla gökyüzü, pastel tonlarında pembe ve turuncuya bürünmüştü. Hava serinlemiş, hafif bir meltem tenimizi okşuyordu. Hepimiz sessizce, manzaranın tadını çıkararak oturduk. Bu anın güzelliği ve huzuru içimize işliyordu.

Başımı Reika'nın omzuna yaslanmışken, ben de göz ucuyla arkadaşlarımı izliyordum. Her birimiz, farklı yönlere savrulmuş olsak da, bu anlar bizi tekrar bir araya getiriyordu.

Ryuuji, ellerini başının arkasında birleştirip yere uzandı. "Ne kadar farklı yerlere gitsek de, sonunda hep buraya dönüyoruz," diye mırıldandı. Ouzou, dalgın bir şekilde gökyüzüne bakarken, Auto ve Kota de sessizce manzarayı izliyorlardı.

Başımı kaldırıp oturduğum yerde arkaya doğru kendimi kaydırarak ilerledim. Yanına gelince başını bana çevirdi. Bir süre bakıştık. Sonra ona gülümseyip ortamı yumuşatmaya çalıştım. Başımı omzuna koyduğumda sıkıntılı bir nefes verdiği duydum.

" Sen neden gerginsin?" Omzundayken beni kaldırmak ister gibi omuz silkti. Ama başımı tekrar eski yerine koydum. "Değilim."

"Evet değilsin. Bana Özel bu hallerin." Diyerek homurdandım. Başımı hafif kaldırdım. Yüzünü görebiliyordum. Sırıttığını gördüm.

"Sana özel..."

Başka bişi demeden başını kaldırıp yıldızlara baktı. Bense 32 diş sırıtarak ona bakmaya devam ettim.

(...)

Bir süre sonra hafif dikleşince bende irkilerek kafamı kaldırdım. Bizimkiler hala yerindeydi. Sohpet ediyorlardı. Bense esneyerek gerindim. Ne ara uyumuştum.

"Uyandırdım mı?" Dedi fısıltıyla. "Hayır, hayır ben uyandım." Dedim gergedan gibi esneyerek. Bu halime gülerek ayaklandı.

Kaşımı kaldırıp nereye der gibi baktım. Başını sağa eğip gel benimle der gibi baktı oda...

__________________________

Bu bölümde bittii. Yien 600 küsür kelime civarı. Uzatmalı mıyım bölümleriii?

En sevilen yer?

Favori karakter?

Bölümle ilgili tahmin?

Öpüldünüzzzz💜

 Night Glow |Victory Kickoff  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin