I

557 30 3
                                    


7 Eylül 2024

Herkesin hayatının büyük ölçüde değiştiği gecenin üzerinden tam 3 ay geçmişti.  Kıvılcım'ın hayatı birden tamamen değişmişti. Yeni alıştığı evi, hayatı, hatta tüm yaşanılanlara rağmen sonsuz güvendiği eşi şimdi yanında yoktu. En kötüsü de tam kendi hayatını yaşamaya başladığı noktada en başa tekrar dönmüştü. Güle oynaya ayrıldığı evine geri dönmek zorunda kalmıştı. Gerçekten dönmek istiyor muydu, bundan da emin değildi. Kıvılcım kendi içinde bir şeyleri çözmeye çalışırken unuttuğunu ya da belki de bir şeylerin üstünü örttüğünü zannederken,  hayat iki aileyi mecburen bir araya getirmeye devam ediyordu.

Cemre'nin birinci yaş günü gelmişti. Arslanların evinde bir telaş vardı.

Çimen : Fatih ve ailesi gelmek zorunda mıydı? Ne güzel kendi istediğimiz gibi kutlardık işte. Şimdi yine gerim gerim gerileceğiz.

Sönmez : Kızım bu Cemre'nin ilk yaş günü. İlerde fotoğraflara baktığında, Doğa'ya anne babam nerde diye sormayacak mı? Belki Doğa'yı bile suçlayacak.

Kıvılcım: Anneannen doğru söylüyor Çimencim iyisiyle kötüsüyle Fatih, Cemre'nin babası. Ben de onlarla bir araya gelmek istemiyorum. Ama Cemre için bir araya gelmek zorundayız.

Sönmez : Onlarla mı bir araya gelmek istemiyorsun? Yoksa Ömer ile karşılaşmaktan mı korkuyorsun.

Kıvılcım: Anne Ömer bunca olan şeyden sonra Fatih'in olduğu ortama girebilir mi? Hem gelse ne olacak ne değişecek?

Doğa: Anne, ben sana söyleyemedim ama ben Ömer abiyi de doğum gününe çağırdım. 

Kıvılcım : İnanmıyorum sana Doğa, Cemre'nin ilk doğum gününde kavga mı çıksın istiyorsun. Şimdi Fatih ile Ömer yan yana gelince ne olacak? Sen gerçekten Ömer'in gelmesini istediğin için mi çağırıyorsun yoksa Fatih'in sinir etmek için mi çabalıyorsun.

Çimen : Bence Fatih Ömer abiden çok Giray'ı görünce sinir olacak. Hem Metehan onların barıştıklarını söyledi.

Kıvılcım: Nasıl yani? Nasıl barışmışlar? Bunca olan şeyden sonra nasıl bir midesizlik bu. Bir tek bana mı anormal geliyor. Niye hiçbiriniz tepki vermiyorsunuz?

Sönmez: Kızım tamam Ömer'in hataları var. Kimse yok demiyor. Ama sen sanki seni aldatmış gibi davranıyorsun. Şimdi beni konuşturacaksın. Sen de Ertuğrul ile görüşmedin mi?

Kıvılcım: Anne şaka mı yapıyorsun? Aynı şey mi? Ben Ertuğrul ile sadece görüştüm. Şimdi kızların yanında konuşturma beni. Ömer gitti bir gece belki birkaç gece orasını bilemiyoruz. Birlikte olduğu kadınla yeğeninin evlenmesine izin verdi. Hiç utanmadan düğünlerine gitti. Normal bir şey mi bu?

Doğa: Anne Ömer abi kaç kere söyledi. Görkem ile konuşmuş. Bu işin olmaması gerektiğini anlatmış. Görkem'in midesizliği yani. Hem Fatih'e de iyi oldu. Başına gelen her şey oda müstahak. 

Sönmez: Kızım madem bu kadar nefret ediyorsun niye boşanmıyorsun. İlkinde bir gün bile beklemedin açtın davayı. Şimdi hiç boşanma lafı geçmiyor. Ama Ömer'in adı geçince suratın şekilden şekle giriyor.

Kıvılcım: Neden boşanmadığımı çok iyi biliyorsun anne. Canımı acıtmak için mi soruyorsun?

Çimen: Ayy neyse kavga etmeyelim. Günün anlam ve önemine odaklanalım. İlk defa Alev'in organize etmediği bir parti yapıyoruz. Bakalım nasıl olacak?

Doğa: Giray ile kaç haftadır uğraşıyoruz. Umarım bir aksilik olmadan bu günü atlatırız. 

Sönmez: Biraz daha  durursak, doğum gününü kaçıracağız.

Hep birlikte evden çıktılar. Kıvılcım'ın aklı Doğa'nın söylediklerine takıldı. Ömer gerçekten gelecek miydi? Karşılaştıklarında nasıl tepki verecekti? Konuşursa ne söyleyecekti? Nasıl davranacaktı? Kafasının içerisinde bir sürü soru vardı.


Doğa, Kıvılcım, Sönmez ve Çimen doğum gününün yapılacağı mekana gelmişlerdi. İçeri girdiklerinde kimse henüz gelmemişti. Kıvılcım bir nebze olsun rahatlamıştı.  Geçen süre boyunca Giray aileden biri gibi olmuştu. Hem Doğa'ya çok uygundu hem de yaşam tarzı olarak Doğa'nın ailesine zıt değildi. İlişkilerinde gelgitler olsa bile yürütmeyi başarıyorlardı. Geçen zamanda sadece herkes Doğa ve Giray'ın ilişkisine değil, Pembe ve Kıvılcım'ın arkadaşlığına da alışmaya başlamıştı.  

Yavaş yavaş herkes gelmeye başlamıştı. Pembe Hanım, Nilay, Mustafa,  Nursema, Metehan her ne kadar kimse görmek istemese de Fatih de ordaydı. Pembe ve Kıvılcım eskiden birbirinden nefret ederken, yaşananlar onların arasındaki ilişkiyi de değiştirmişti. Fatih hariç herkes ile Doğa'da ailesi de selamlaştılar. Organizasyon henüz başlamadığı için herkes bir köşe de kendi halinde sohbet ediyordu. Pembe Kıvılcım'ın gerginliğini fark edince, Kıvılcım'ın yanına gitti.

Pembe: Kıvılcım, bir şey mi oldu? İyi misin?

Kıvılcım: Çok mu belli ediyorum?

Pembe: Ee belli oluyor tabii. Gözün kapıdan ayrılmıyor. Birini mi bekliyorsun.

Kıvılcım: Birini beklemiyorum ama birinin gelmesinden çok korkuyorum.

Pembe: Ömer mi gelecek? Barıştınız mı yoksa?

Kıvılcım: Yok artık ne barışması. Ben yan yana gelmek bile istemiyorum. Doğa'nın işleri işte. Gidip Ömer'i de davet etmiş. Gelmez zaten zannetmiyorum. Ama gelir de anlarsa, o zaman gerçekten her şey sarpa sarar. 

Pembe: Nereye kadar saklamayı düşünüyorsun. Sonunda Ömer öğrenmeyecek mi? O zaman ne olacak? 

Kıvılcım ve Pembe bunları konuşurken,  Ömer'in onların konuştuklarını duyduğundan haberleri yoktu.

Ömer: Öğrenmem gereken bir şey mi var yenge?

KŞ 3Where stories live. Discover now