Doğukan o sözleri söylediğinde nefes nefese kalmıştım ya da astımım tutmuştu.
Deniz Doğukan'a doğru yürüdü ve ona sert bir yumruk yapıştırdı. ben ise orda ki havaya dayanamayıp okulun arka kapısından çıkmak için konferans salonunun giyinme odasına girdim. Deniz arkamdan
"kumsal" diye bağırarak yanıma koşuyordu.
Bende onu takmadan arka kapıdan dışarı çıktım. Caddeye doğru yürürken aniden bir taksinin önüne atladım
Saat gece 11.00 dı ve benim hemen eve gitmem lazımdı.
Taksiye bindim ve "ümraniye , çarşı" dedim ağlamaklı bir ses tonuyla.
"Ağlıyor musun? " dedi 20'li yaşlarındaki bir adam.
"Hayır" dedim yine aynı tonla "ağlamıyorum"
"Emin misin Kumsal? " dedi bir anda. Ellerime dönük olan gözlerimi ona çevirdim ve konuşmaya başladım.
"İsmimi nerden biliyo-" derken sözümü kesti.
"Kumsal beni tanımadın mı? " dedi ve arabayı durdurup arkasına yani bana döndü.
Yüzüne baktım ve konuşmaya başladım
"Pardon, çıkaramadım" dedim
Sonra O konuşmaya başladı.
"Küçükken bana aşıktın" dedi önüne dönerek.
"Ne" dedim. "Yoksa sen O musun? "
"Ay-nen öyle" dedi.
"Emre çok büyümüşsün" dedim heycanla
"En son Güney kore'deydin"
"Sende hiç değişmemişsin hâlâ soğukkanlısın" dedi.
"Büyüğünce daha da yakışıklı olmuşsun illaki sevgilin olmuştur dimi?"
"Yok hâlâ Bahtsızım" gülerek ona baktığımda çok değişmişti.
Açık kumrala kaçan saçları ve koyu ela ya kaçan gözleriyle bana bakıyordu.
"Ee sahile gidelim mi? " dedi "hem konuşuruz. "
"Tamam" dedim ve arabayı çalıştırdı.
"Hangi sahile gidelim? "Dedi
"Hı? " dedim
"üsküdar var, bostancı var ama istersen Üsküdar'a gidelim çünkü bostancı biraz uzak hem saat geç olmuş.
Baban kızar şimdi" son cümlesinden sonra
Devam ettirdim.
"Benim Babam yok" dedim
"Ne? Nasıl? " dedi
"Üsküdar'a gidelim anlatırım" dedim
Ve tereddütle aynadan bana bakıp arabayı
Sürdü.
10 15 dakika sonra Emre
"Geldik" dedi. Ben kapıyı açıp dışarı çıktım o da benle birlikte arabadan indi ve ikimizde sahilin tan önündeki taşa oturduk.
"Anlat bakalım" diye konuşmaya başladı Emre
"Neyi? " dedim
"Baba konusunu" dedi
"8 yaşımda senle oyunlar oynayıp, senle konuşuyorduk ya"
"Evet" dedi
"Arada ben kendi kendime ağlıyordum ya"
"Hmm" dedi hatırlamaya çalışarak
"O zaman beni babam öldüresiye dövüp, beni taci-" derken nefesim kesildi ve devam edemedim.
"Tamam sakın ol" dedi ve beni göğsüne yasladı.
"Babamla annem ondan sonra boşandılar" dedim ağlayarak.
"Tamam, kumsal hatırlıyor musun? "
"Hı? "
"5 yaşındayken beni öpmüştün. "
"Ne!? " dedim kalkıp ona bakarak
"O kadarını hatırlamıyorum" dedim gülerek
Emre'nin dudağının kenarı yukarı kıvrıldı ve bir an beni yanağımdan öptü.
Şaşırarak ona baktığımda "savaş bitti kumsal" dedi.
Ve bir an tanıdık bir ses
"Kumsal" dedi arkama baktığımda Deniz'i gördüm "Deniz? " dedim
Ve hızlı adımlarla bize doğru geldi ve
"Napıyo-" derken Emre'ye yumruk attı
"Deniz!! "
"Kumso valla tutamadık" dedi burak
"Burda tutun bari" dedim.
Ve Deniz'i itip
"Napıyorsun ya" dedim
"Çekip gidip bu itin yanına gelmek kolay tabi" dedi
"Ne saçmalıyorsun sen? " dedim bağırarak
"Asıl sen ne saçmalıyorsun kumsal "
"1 ben saçmalamıyorum, 2 o it dediğin kişi benim kuzenim kendine gel" dedim bağırarak.
Arkama baktığımda Emre orda değildi.
Çantamı alıp yürürken deniz kolumdan tuttu ve beni kendine çekti
"Özür dilerim gerçekten özür dilerim ben aptalın tekiyim düşünemedim" devam ettirdi.
"Yine kalbin kırılacak zannettim yine pisliğin tekine inandın zannettim "
"Tamam, sus" dedim ve yanıma baktım
Mert ve burak burda değildi.
"Kumsal "
"Ne"
"İddaaya girmiştik ya"
"Ee"
"Senden bir şey istesem yapar mısın? hem
Senin gönlünü almak için"
"Muhtemelen yapcam, söyle"
"Bu 3 gün benim evimde kalır mısın? "
"Oha"
"Muhtemelen dedin"
"Mecburum zatende baban? "
"Boşver babamı"
"Benim annem"
"Onu ben çözerim"
Sıkıntıyla nefes aldım ve
"Peki" dedim
"Geliyorum"
Devam ettirdim ve "bu arada sen rica edebiliyor muydun ya? "
"Kumsal" dedi sinirli bir ses tonuyla
"Tamam, tamam"
Denizle arabaya bindik ve onun evine doğru gidiyorduk
