BU, O

3 0 0
                                    

 Taksi beni mekanın biraz gerisinde bırakıp gitti. 

Bir kaç adımda mekanın önüne vardım mekanın koruması ile  karşı karşıya kaldım. Şu anda bu utanç verici durumda olmak iğrenç bişeydi ama arkadaşım için bunu yapmak zorundaydım.

ALEN: Pardon bakarmısınız?

Korumaya seslendim ve gözlerini bana dikti.

Soğuk bir sesle konuştu ;

KORUMA: Mekan şu anda kapalı..

Bu neydi ya bu nasıl bir sesti adam yürüyen buz sanırım...

ALEN: Yalnız ben mekana eğlenmek için gelmedim...

KORUMA: Ee ne vardı ?

Yaptığı name hiç hoş değildi. Sanki gel de beni sırtında taşı dedik.

ALEN: Arkadaşımın telefonu burada kalmıştaa alabilir miyim?

Hiç beklemediğim bir yanıt verdi

KORUMA: HAYIR

Artık buraya kadar çok sinirlendim 

ALEN: Berk Karan'ı çağırırmısın?

Kolumdan tuttu ve beni arkaya doğru ittirdi bian ne olduğunu şaşırdım , sendeledim ancak düşmedim.

O sırada beklemediğim bir şekilde Berk buraya doğru kızgın ve hızlı adımlarla yaklaştı. Koruma onu gördüğü an saygı duruşuna geçti.

Berk bağırmaya başladı ;

BERK: NAPIYORSUN SEN ! KENDİNİ NE SANIYORSUN !!!

KORUMA: Efendim....

BERK: NE EFENDİM, BİZİM MEKANIMIZDA NE ZAMAN BİR KADINA BÖYLE ŞEYLER YAPILDI !

Koruma hiçbir şey diyemedi ne bir tepki verdi nede kafasını kaldırıpta Berk'e bakmadı.

BERK: İçeri geç bu konuyu konuşacağız burada bitmedi. Ama ilk önce Alen hanımdan özür dile .

Koruma bana doğru yaklaştı ve;

KORUMA: Özür dilerim,

Hiçbir cevap vermiyeceğimi anladığında, mekanın kapısına doğru ilerledi ardından içeriye girdi . Berk bana doğru döndü sanki nabzımı yoklamak ister gibi  gözlerimin içine baktı.

BERK: Canın yanmadı,dimi?

Hala gözlerimin içine bakıyordu bu bakışmayı kesmek istedim çünkü gözleri bana bir şey anlatmaya çalışır gibiydi. Gözlerimi yere indirdim. Bana biraz daha yaklaştı ve eliyle çenemden nazik bir şekilde tutup yüzümü yukarıya kaldırdı. Elimde olmadan yüzümü  buruşturdum.

BERK: Afedersin.  Dedi.

Ve elini yüzümden çekip yutkundu. Dışarıya doğru nefes verdim.

ALEN: Canım yanmadı..

avcunu pantolonuna sürttü. Sıcak bir tonlama ile konuştu.

BERK: Sen buraya ne için gelmiştin?

ALEN: Arkadaşımm dün akşam telefonunu burada unutmuş, o yüzden gelmek zorunda kaldım...

BERK: Gel yukarıya çıkalım ofiste iki telefon var belki biri arkadaşınındır.

Kafamı onaylarcasına salladım.

Yukarıya ofise çıktık Berk kitlediği ofisin kapısını açtı. İçeriye girdik bu o akşam öpüştüğü müz odaydı tüm yaşadıklarımız aklıma geldi ve yüzüm engel olmadığım bir şekilde buruşmuş ,kızarmıştı. Berk yanıma geldi ve iki telefonu da uzattı. Birisi lacivert kılıflı bir telefondu diğeride Ela'nın beyaz ayıcıklı kılıfı. Lacivert kılıfı Berk'e geri uzattım. Elimdekini gösterek

ALEN:Bu Ela nın telefonu dedim.

O masasına geri giderken bende kapıdan çekilip dikkatimi çeken tablo' nun yanına gittim.

İçeriye dolan ses başımdan aşşağıya kaynar sular akmasına sebep olmuştu. Bu,bu oydu...

~MAFYANIN SEANSI~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin