Sadece Sen

2.Bakma Öyle

Esin, yatağından hemen kalktı. Yavaş adımlarla banyoya doğru yöneldi. Aynadaki yansımasına baktı. Gözleri aynadaki gözlerini buldu. Kahverengi gözleri kırmızıya kaçıyordu. Arada arkadaşları gözlerinin kırmızı olduğunu söylerlerdi. O anıları hatırladığında yüzünde silik bir gülümseme oluştu. Beline kadar uzun olan siyah saçlarını salık bıraktı. Perçemlerini düzeltti. Saçları dalgalı olduğu için düzleştiriciyi eline aldı, saçlarını düzleştirdi ve makyajını yapıp banyodan çıktı. Kapının kenarında duran gitarını omzuna taktı. Bugünkü derlerin çoğu boş olacağı için, sadece ihtiyacı olan derslerin kitaplarını ve defterlerini gitar çantasının önündeki bölmeye attı. Evden çıktı.

Sınıfına yavaş adımlarla girdi. Boş olan sırasına oturdu. Sınıftakilere göz attı. 'Ben bunlarla nasıl yaşayacağım, hele tiplere bak' diye geçirdi içinden. Bir de o anca sesini inceltip erkeklerin peşinden koşan kıza sinir oluyordu. Hele Enes'i gördüğünde daha da sesini çıkardığında ses tellerini ellerine dolayıp kızı boğmak geçiyordu içinden. Enesle ilgili kafası karışıktı. Neden böyle hissediyordu? Enes yakışıklı mıydı? Evet. Kibar mıydı? Kişiye göre. Daha önce birisine karşı bir kibarlığını görmemişti ama öyledir herhalde diye umdu içinden.

Ders başladı herkes yerlerine oturdu. Esin, kapşonunun şapka kısmını kafasına örttü ve uyku moodunu aldı. Hoca dersi anlatırken yavaş yavaş kendini uykuya bıraktı.

Annesini görüyordu. Yine tehditler savuruyordu ona. Başarısız olduğunu söylüyordu. Halbuki annesi babasını aldatıp, başka bir adamdan çocuk peydahlayıp gittiğinde onun için bitmişti. İyi birisiydi babası. Esin'in annesinin onu aldattığı öğrenince köye dönmüştü. Esin'in okuması için şehirde kalması gerekiyordu. Bu yüzden koca evde bir tek Esin vardı. Bir de arada ona bakmaya gelen bakıcı. Bakıcı, Esin'in annesinin çocuklarının bakıcısıydı. Annesi, Esin'i fazla önemsiyor olacak ki bakıcıyı ayda 1 kere bakmaya gönderiyordu. Bakıcı geldiğinde evin her işini yapıp gidiyordu.

Esin, daha fazla dayanamadı annesinin önünde ağlamaya başladı, yere çöktü ve ellerini yüzüne kapattı. O sırada bir el dokundu yüzündeki ellerine. Esin bu kişinin kim olduğuna bakmak için ellerini yüzünden çekti. Bu o, Enes'ti. Gülümseyerek Esin'e bakıyordu, elini uzatmıştı. Esin, kararsız bir şekilde ellerini Enes'e uzattı. Enes, kızın ellerini tuttu ve kendisine doğru çekip sıkıca sarıldı. Esin, Enes'in kollarında ağlamaya başladı. Kollarını Enes'in boynuna doladı daha sıkı sarıldı. Enes, annesinin sesini susturmuştu. Esin, sadece kendi kalp atışlarını ve Enes'in kalp atışlarını duyuyordu. Esin, Enes'ten ayrılıp yüzünü kaldırdı ve Enesle burun buruna geldi. Enes'e biraz daha yaklaştı, neredeyse dudakları birbirine değecekti. O sırada bir zil sesi duydu ve görseller yavaş yavaş silinmeye başladı.

Esin bir anda zıplayarak uyandı. "Hassiktirr" diye fısıldadı sessizce. Kapşonlusunu kafasından indirdi ve terli boynuna elleriyle yelpaze yaparak salladı. Bu ona yetmedi. Sırasından kalkıp tuvalete girdi.

Tuvalette aynada kendisine baktı. Kızarmış yanaklarına terli boynuna ve gözlerine. Gözleri farklı şeyler söylüyordu sanki. Aynadaki bu haline sırıttı. 'Ben çok mal oldum başka bir açıklaması olamaz' dedi içinden. Kendisine gelmek için yüzüne 5-6 kere su çarptı. Tüm makyajı gitmişti. Kenarda bir makyaj çantası gördü. 'Aman göz hakkıdır' diyerekten birazını kullandı. Kendine tam olarak gelmek için kendisine kahve almaya kantine indi.

Kantinde bir şey almak için dikilen Enes'i gördü. O tarafa doğru yaklaştı. Enes, bir çikolata aldı ve arkasını bir hışımla dönmesiyle Esinle çarpışması bir oldu. Esin, geriye doğru yalpalarken, Enes kollarıyla Esin'in belini kavrayıp kendisine doğru çekti. Esin'in göğsü, Enes'in göğsüne sertçe çarptı.