-1-

213 15 22
                                    

Öncelikle bir açıklamada bulunmak istiyorum kitaba sonra giriş yapacam. Bu kitap sadece eğlence ve kafa değişikliği için yapılacak. Eğer çok istenirse bizimde olduğumuz bir kitap yazabilirim.

Ama farkındayım ki kitap fazla okunmayacak. Her neyse şimdiden iyi okumalar dilerim. Destek olmayı unutmayın olur mu ?

°°°

Neteyam ikranı Au'na dan indiğinde ayaklarının altında olan sıcak kum gülümsemesini sağlamıştı. Onu mıyılaştıran bu kum ile kulakları aşağıya doğru eğilmiş ve derin bir nefes almıştı.

Evi, ailesi, yuvası...

Herşeyi yok olmuştu. Bu durum ailesini ve kendisini yıkmıştı. Yeni bir uturu arıyorduk. Her ne kadar istemesekte bu duruma mecburduk.

Annem ve babamda benim gibi aşağıya atlayıp yürümeye başlamışlardı. Halk hemen önümüzde toplanmış ve ellerindeki mızraklar ile bize bakmaya başlamışlardı.

Sinir gittikçe vücuduma yayılıyordu. Derin nefesler almaya başlamamla, bu durumu fark eden babam bana kaş göz işareti yaparak sakin olmamı istemişti.

Kalabalık yarılırken iki tane erkek genç çocuk en önde yürüyor ve gözündeki nefretle buraya bakıyordu.

Su yeşili teni ve gökyüzü mavisi gözleri vardı. Gözlerimi önüme çevirdim. Annem ve babam önce bize sonrada önlerine dönmüşlerdi.

" Hey abi " yanımda duran Loak kolumu dürterek ona dönmemi sağlamıştı. " Şu kıza baksana " heyecanla bana bakarken, ben ilk Loak'a sonrada gözleri ile işeret ettiği yere bakmıştım.

Ovv küçük kardeşim sanırım aşık olmuştu. Hafif bir tebessüm ile hala kıza bakan kardeşime bakmış sonrada önüme dönmüştüm.

" Şu kuyruklara baksan "

" Hey bunlarla nasıl yüzüyorlarki "

Seslerindeki dalga ile bize hitaben konuşan iki kişiye bakmıştım. Bu az önceki kişilerdi. Sudan çıkan kız bizle hala dalga geçen çocukların yanına gitmiş ve sert bir sesle onları uyarmıştı.

" Yapma Rotxo, Aunong !" Kardeşim ona hayran gözlerle bakarken dayanamamış ve selam vermişti. Kız ona bakıp gülümserken Tuk yanıma gelmiş ve onu kucağıma almamı istemişti.

Lider ve yanındaki iki adamla gelirken bindikleri, bizim bilmediğimiz canlılara bakmıştım.

Tuk kafasını boyun girintime sokmuş ve gözlerini kapatmıştı. Yorgundu. Ellerim onun saçlarına tırmanmış ve yavaşça sevmeye başlamıştım.

Rahatlayan vücudu ile gülümsemiştim. İki lider karşı karşıya gelmiş ve birbirlerini selamlamışlardı.

" Jake Sully burda ne işiniz var ?"

" Uturu arıyoruz ailem için bir sığınak "

Babamın cevabının ardından bir kadın çıkmıştı ortaya. " Uturumu ?" Sinirli sesi ile sorarken babam kafasını evet anlamında sallamıştı.

Şişik olan karnından hamile olduğu anlaşıyordu. Tuk olan gerginliği hissetmiş gibi kafasını kaldırmış ve etrafına bakmıştı.

" Abi korkuyorum " ağlamaklı sesi ile bana sakıca sarılırken derin nefes almış ve tekrardan onu boyun girintime yaslamıştım.

" Sakin ol Tuk. Hiç bir şey olamayacak " yatıştırıcı sesimle azda olsa sakinlerken, kucağımdan inip babamın kucağına gitmişti.

Annem ve lider olan kadın birbirlerine hırlarken, az önce bizle dalga geçenlerin bize baktığını fark etmiştim.

" Eşim adına özür dileri-"

" Benim adıma özür dileme Jake "

Babam ve annem birbirlerine sinirle bakarken Loak kolumu dürterek ona dönmemi sağlamıştı.

" Ne var Loak !" Sinirli sesime göz devirirken bir yeri işaret etmişti.

Bana bakan bir kız vardı. Uzun dalgalı saçları beline kadar iniyordu. Mavi gözleri al yanakları ve çok güzel bir gülümsemesi vardı.

Kafamı iki yana sallayarak önüme bakmıştım.

" Jake Sully'nin hikayesini bütün na'vi halkı bilir. Ama biz savaşta değiliz. Savaşı buraya getirmenize izin veremem !"

" Savaşı bıraktım. Sadece ailem için bir sığınak arıyorum. " babamın kucağında olan Tuk ağlamaya başlarken sinir ile tıslamıştım.

Kardeşlerimin ağlamalarına dayanamazdım.

" Kolları çok zayıf, kuyrukları ise çok inceler suda yavaş kalırlar " lider olan kadın, Ronal, Kiri'nin kolundan tutmuş ve incelemişti.

Loak'a baktığında ise kolundan tutarak parmaklarını incelemişti. " Bunlar gerçek na'vi bile değiller. Kanlarında iblis kanı var !" etrafımızdaki halk sinirle tıslarken, babam elini kaldırmış ve beş parmağını göstermişti.

" Bak, bak hava insanı olarak doğdum ama artık na'vi'yim uyum sağladım. Uyum sağlıyacaz !" aradan geçen iki dakikanın sonunda Tonowari, elini babamın omuzuna koymuş ve destek verircesine sıkmıştı.

" Burda bizimle yaşıyacaklar. Yeni doğan bir bebek gibi olacaklar. Onlara öğretecezki utanç hissi ile ezilmesinler. Kızım Tsireya ve oğlum Aunong size yardım edecek "

Aunong diye gösterdiği kişiye bakmıştım. Bizle dalga geçen kişiydi. Gözlerim kısılırken, sinir kalbimi ele geçirmişti sanki.

Beni hissetmiş gibi bana bakmıştı. Göz göze gelirken ikimizde gözlerimizi birbirimizden kaçırmıştık.

Yeni yuvamız burasıydı.

Her ne kadar istemesekte...

SENİ GÖRÜYORUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin