-3-

97 10 43
                                    

" Çok özür dilerim " çekingen bir ses evimizde yayılırken hepimiz o tarafa bakmıştık. Kız kafası aşağıda  derin bir nefes alarak bana bakmıştı.

" Ben Neteyamı çağıracaktım ama " tüm gözler bana dönerken sertçe yutkunmuş ve bana sırıtarak bakan babama dönmüştüm.

Bu kız bana bakan kızdı. Benden ne istiyordu anlamış değildim. Ayağa kalkmış ve beni çağıran kıza bakarak yürümeye başlamıştım.

Dışarıya çıkarken kız önden bende arkasındaydım. En sonunda durduğumuzda. Kollarımı birleştirerek çapraz şekilde bağlamıştım.

Karşımda kulakları inmiş ve bana bakmayan kız ile derin bir nefes aldım. " Ne isteyecektin ?" sakin bir sesle, sorduğum soru ile kafasını kaldırmış ve en sonunda bana bakmıştı.

" Şey ben " yüzü yavaşça kızarmaya başlıyordu. " Ben seninle arkadaş olmak istiyorum " cidden diyeceği şey bumuydu. Bu kadar utanmasına gerek yoktu.

" Tabi olur "

Kafasını kaldırmış ve gözlerime bakmıştı. Kibar bir gülümseme ile kolumdan tutmuş ve birlikte yürümeye başlamıştık.

" Sahilde yürüyelim mi ?" kafamı tamam anlamında sallarken kolumu elinden kurtarmış ve önüme dönmüştüm.

İzlenilme hissi tüm vücuduma yayılırken, bir yandan etrafa bakıyor bir yandanda yürümeye devam ediyordum.

Kalbim birden bire kalp atışları değişmiş ve hızlanmaya başlmışı. Ayaklarımın altındaki sıcak kum vücuduma yayılıyor, hissettiğim huzur kalbimde ve ruhumda hissediyordu.

" Hey orman çocuğu " Aunong bize doğru yaklaşırken sinir ile çattığı kaşlarıyla önce bana sonrada yanımdaki kıza bakmıştı.

" Ne var aunong !" sert sesine karşılık verirken derin bir nefes almış ve gözlerini kızdan çekerek bana dönmüştü.

" Çalışmamız lazım "

" Çalışmak mı ? Daha yeni çalışmadan geldik !" sesim yükselirken daha ismini dahi bilmediğim kız önce bana sonrada Aunonga bakmıştı.

" Ben gideyim en iyisi Neteyam sonra konuşuruz " hızla yanımızdan uzaklaşırken arkasından baka kalmıştım. Bir dakika ne. Ona ismimi söylememiştim.

" Hey bak yarın işlerim var ve bugün çalışıp işleri bitirecez. Yani sana öğretmem gerekenleri öğretecem. Şimdi beni takip et orman çocuğu !"

" Balık surat !" sinirle öncen giden Aunong'a hitaben konuşurken, kısık sesle konuştuğum için duymadığını biliyordum.

Ama yanılmıştım. Aunong adımlarını durdurmuş ve yavaş bir şekilde arkasını dönerek bana bakmıştı. " Ne dedin sen ?" sakin bir sesle iki adım atarak yanıma yaklaşmıştı.

Boyu benden 5 yada 6 santim kadar uzundu. " Sanane Aunong " yanından geçmek için adımlarken Aunong kolumu tutmuş ve beni kendisine çevirmişti.

" Benim hakkımda az önce ne dedin orman çocuğu " sakin sesi hala yerini korurken, ben derin bir nefes almıştım.

" Balık surat dedim. Oldumu rahatladın mı !" kolumu hızla elinden kurtarırken yürümeye başlamamla arkamda bir kaç saniye durmuş ve bana yetişerek yanımda yürümeye başlamıştı.

" Ailaa ile nerden tanışıyorsunuz ?"

" Sayende tanışamadık !" ters ters Aunong'a bakarken o bana gayet sakin bir şekilde bakıyordu. Gözlerimi devirerek önüme dönmüştüm.

" Nereye gidiyoruz ?"

" Çok soru soruyorsun orman çocuğu "

Yarım saattir yürüyorduk. Ne ondan nede benden bir ses çıkmıştı. Ağaçların sıklaştığı alana doğru giderken gözlerimi devirmemek için kendimi zor tutuyordum.

SENİ GÖRÜYORUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin