"Kendimi hala çok yalnız hissediyorum biliyor musun?" Uzun süredir içinde bulunduğu yalana çoğu kişinin inanmaması onu yalnızlaştırmaya başlamıştı, en azından o öyle hissediyordu. Bu soruyu sevgilisinin dizlerine başını koymuş uzanırken sormuştu Jisung. Yine sevgilisinden duymak istediği cevabı bekliyordu.
"Hayır, bilmiyorum. Yalnız değilsin sen, en azından ben varken." Minho da bu durumdan hiçbir zaman rahatsız olmuyordu çünkü o da sevgilisinden istediği cümleleri duyabilmek için elinden geleni yapıyordu.
"Ben seninle yalnızım Minho." Yine tamamen aynı konuyu açmıştı hiç çekinmeden. Bunu söylerken ona inanmayan birçok kişinin varlığından bahsediyordu aslında. Asıl amacı her zaman aralarında geçen bu konuşmanın asla değişmeyen bölümlerini hızlıca geçmekti.
Bu konuşmayı bu kadar sık yapmalarının sebebi Jisung'un ona inanmayan kişiler arasında bir tek Minho'yla bu konuşmayı yapabilmesiydi. Çünkü onun canını en çok yakan kısım Minho'nun ona inanmamasıyken onun acısını dindirebilecek tek kişinin de Minho olmasıydı.
"Ama ben yalnız değilim Jisung, en azından sen varken. Sen neden böyle düşünüyorsun?" Yüzlerce kere sormuştu bu soruyu, her seferinde aynı cevabı alıyordu. Aldığı cevaptan hiçbir zaman memnun olmuyordu. Hep aynı konuşma geçiyordu aralarında ve Minho duymak istediğini duyana kadar da bu böyle devam edecekti. Aynı şey Jisung için de geçerliydi.
"Çünkü Minho, ben bunu bayıldığım gün herkes başıma toplanınca çok net anladım; sen de gördün. Orada sen yalnız değildin, diğerleriyle birlikteydin."
Jisung yaklaşık 6 ay önce bir kaza geçirmişti. Minho'yla şans eseri aynı yerde çalıştıkları şirketin binasının önündeki caddede karşıdan karşıya koşarak geçerken birtakım sağlık sorunları ve uzun süreli açlık yüzünden bayılmıştı. Tam o sırada onun hızlıca geçebileceğini düşünen ve bir anda yolda yere yığılacağını tahmin dahi edemeyen deneyimsiz bir sürücünün arabası Jisung'a çarpmıştı. Jisung'u kaldırıma taşıyıp ambulans çağıran arkadaşları ve arabanın sürücüsü Jeongin, ambulans gelene kadar Jisung'la epey iyi ilgilenmişlerdi. Neyse ki Jisung bu sorunu birkaç gün hastanede kaldıktan sonra ilaç desteğiyle atlatabilmişti. Büsbütün ona odaklanmış kalabalığın ortasında yapayalnız olduğunu hissetmişti. Bu cümleyi zihninde yankılandırdığı anda ortaokul yıllarında arkadaşlarıyla yazdığı hikaye gelmişti aklına, bu bir hikayenin son cümlesiydi. (O hikayeyi de yayınlayacağım ayrı olarak.) Kendisi için kullanması onu hem şaşırtmıştı hem de eski günlere, dolayısıyla Minho'yu ilk gördüğü zamanlara döndürdüğü için az da olsa mutlu etmişti. Muhtemelen kırılan bacağının acısını zaten hissetmiyordu. Geriye sadece duygu düşünceleri kalmıştı. Bu sayede hafifçe gülümsemişti. O sırada da başında duran insanlar onun aklını çarpma etkisiyle kaybettiğini ve o yüzden gülümsediğini düşünmüştü.
"Ama o gün sen hafızanı kaybetmiştin ve mantıklı düşünemiyordun. Orada ben senin yanındaydım, Chan yanındaydı, Seungmin'le Jeongin de yanındaydı. Tanımadığımız o kişiler de sana yardım etmek için oradaydı."
Jisung'un da inanmadığı bir durum varsa o da tam olarak buydu işte, o sırada -ambulans gelmeden önce kaldırımda ayıldığında- hem aklı bambaşka yerlerdeydi, hem de onca insanın yardımı ona pek bir işe yaramadığı için mantıksız gelmişti. Mesela öleceğini biricik sevgilisini onları kabul eden tek tük arkadaşlarını geride bırakacağını düşünüyordu. Ya da korkunun ona getirdiği sinirle Jeongin'e hesap sormak istediğini, toplantısına geç kalacağını düşünüyordu ama önemsemeyordu da. Ona göre konu asla ama asla sağlığı ya da bayılması değildi. Genellikle sağlığını çok önemserdi ama o an umrunda olmamıştı bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seninle yalnız kalmak istiyorum/minsung
Fanfiction"Büsbütün bana odaklanmış kalabalığın ortasında yapayalnızım artık, anladım." Bu cümleyi ilk kez yazışımın üstünden yıllar geçti. O zamanlar ,ortaokulun son yılında, arkadaşlarımla genellikle bir hikaye yazmaya karar verirdik ve büyük çoğunluğu ,onl...