3: Unutulmuş Acılar (1,1)

1 0 0
                                    

"İki mi? Diğeri kime?"

"Noona ama acalem var." Biraz mızmızlanarak söyledi.

"Hemen geliyor!" Dedi ve gülümseyerek sürahiden iki bardağa kahve boşalttı ardından hızlı adımlarla kahveleri Minho'ya verdi.

"Jisung bunları tutar mısın?" Jisung bardakları aldı ve iki kahve içecek olmasını ilginç buldu Minho'nun. Minho da cebinden gerekli parayı kantindeki kadına uzattı. Kibarca teşekkür edip arkasını döndü. Jisung tam bir kahve almak üzere adım atacakken Minho onu omzuyla durdurdu.

"Otur şu masaya." Başıyla Jisung'un onu beklerken oturduğu masayı işaret etmişti ve Jisung da dediğini yapıp iki kahveyi de Minho'nun önüne koymuştu.

"Diğeri sana? Konuşacağız." Sesi hala sinirli çıkıyordu. Jisung hoşlandığı çocukla araları daha fazla açılabilir diye sorun çıkarmak istemiyordu. Bu yüzden kahvelerden birini alıp Minho'nun karşısındaki sandalyeye oturdu.

"Tamam, ne konuşacağız?" Tatlı bir şekilde sanki birkaç dakika önce ona bağırmamış gibi sordu karşısındakine.

"Benimle şöyle konuşma." Öfkesini bastıramıyordu hala.

"Tamam." Üzülse de bunu oldukça duygusuzca söyledi.

"Tamam, yeter bu kadar. Jisung okuldaki tek arkadaşım olduğun için sana anlatıyorum. Birine anlatmak zorunda olmasam anlatmazdım ama sen dinlersin. Şimdi lafımı hiç kesmeden dinleyecek ve benimle doğru düzgün konuşacaksın."

"Tamam. Dinliyorum." Minho'nun öyle veya böyle onunla bir şey konuşmak istemesi hoşuna gitmişti ve gerçekten merak ediyordu sorunun ne olduğunu.

"Demin pek iyi olmadığımı farkettiğini söylemiştin ya?"

"Evet."

"Cuma günü babam bir şekilde gay olduğumu öğrenm-"

"Ne! Oha hyung sen gay misin?" Sesi biraz yüksek çıkmıştı.

"Sussana lan herkes bize bakıyor zaten derdim başımdan aşkın bir de başıma homofobik gerzekleri salma! Yürü gidiyoruz." Minho Jisung'un cevap vermesini beklemeden onu kolundan tuttuğu gibi ayağa kaldırdı ve birkaç dakika önce aldığı kahveleri öylece bırakıp bahçeye doğru çekiştirmeye başladı.

Okulun bahçesinde iki büyük basketbol sahası vardı ve okul arazisinin şekli gereği arkasında ufak bir alan vardı. Basketbol sahasının telleri koyu yeşil inşaat brandalarıyla kaplı olduğundan arkadaki alan pek görülmezdi. Burayı da  çoğu öğrenci ya sevişmek ya da sigara içmek için kullanırdı.

O yere gittiklerini anlayınca durumun ciddiyetini fark etti Jisung. Çünkü bildiği kadarıyla Minho sigara içmiyordu ve kimseyle yakın olmadan cinsel ilişkiye girmezdi. Geriye tek bir ihtimal kalıyordu ki bu da Minho'nun epey özel konuşacağıydı. Bu Jisung'un tekrardan heyecanlanmasına sebep oldu.

Çok geçmeden basketbol sahasının arkasındaki yere ulaşmışlardı. Okulun bahçe duvarına yan yana oturdular ve Minho konuşmaya devam etti.

"Her neyse Jisung. Cuma gecesi sadece tartışmakla kalmadı. Normalde bana karşı asla şiddete başvurmazdı ama o gece bunu da yaptı. Cumartesi günü evden dışarı salmadı ve azarlayıp vurmaya devam etti. Yine aynı gece beni evden kovdu ve geceyi han nehrinin yanındaki otellerden birinde geçirdim. Pazar günüyse cesaretim olmadığından eve gitmedim. Gece geç bir saatte o ve kardeşim Aesook uyuduktan sonra eve dönmeyi planlıyordum ama beklediğim gibi bir görüntüyle karşılaşmadım. Saat gece 3 buçuk falandı ve babam Aesook'u ölümüne dövüyordu. İçeri girdiğimdeyse benim hakkımda, annem hakkında ve kardeşim hakkında korkunç şeyler söylediğini duydum. Onları ayırdıktan sonra babam yorgunluktan uyuya kaldı. Çok komik değil mi? Çocuklarından birini dövüp evden kovuyorsun sonra diğerine de yapmadığını bırakmıyorsun ve en sonunda da hiçbir şey olmamış gibi sabaha kadar camış gibi uyuyorsun. Piç herif bunu çok sık yapıyor. Bir gün babam demeyip karşıma alıp sağlam bir kavga edeceğim ama o şerefsiz adam bundan da anlam-"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 11 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Seninle yalnız kalmak istiyorum/minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin