Başkent

40 5 3
                                    


Lucifer'ın Anlatımıyla...

Ertesi Gün:

Kapımın sertçe açılmasıyla güne başladım.
Malbonte hazırlanmış gelmişti,yüzünden düşen
Bin parçaydı.

Diğer günlerle karşılaştıracak olursak,o günlere göre Daha duygusuzdu. Güne herhalde kötü başlamıştı.
"Ne bu halin? Sabah, sabah,başka bir haber daha mı Aldın?"

Malbonte, başını belli belirsiz salladı.
"Bilmem, belki aldım,belki almadım,
Neyse,hazırsan çıkalım, ne kadar erken gidersek
O kadar iyi." Dedi.

Başımı 'Tamam' anlamında salladım,
Giyinmek için yataktan kalktım,etrafıma baktım,
Galiba çok tembeldim.

Yer,kıyafet kaynıyordu.
"Pekala,çıkta giyineyim." Diye mırıldandım ama,
Malbonte olumsuz yanıt verdi, "Hayır." Dedi.

"Ne demek hayır?" Malbonte gözlerini devirdi,
"Bildiğin hayır. Şuan zamanımızı boşa
Harcıyorsun,vaktimiz yok hızlıca giyin,Lucifer."

İnat yapmıştı, omuzlarımı kaldırıp indirdim.
Soyunmaya başladım,altımda sadece boxer'ım
Kalmıştı.

Malbonte, başını çevirmeden bana bakıyordu.
Dolaptan temiz gömlek ve pantolon aldım,
Gömleğimin düğmeleri kapalıydı,normal
T shirtmüş gibi giyindim,dört/üç düğmesini
Açtım.

Alelacele pantolonumu giydim,
Masamın yanına yaklaştım,masamda ki
Siyah gözlüğü gözüme taktım,hemen yanındaki,
Tarağı aldım ve saçımı taradım.

Malbonte, sert bir sesle konuştu;
"Acelemiz var ve sen saçınımı tarıyorsun?!"
Kıkırdadım,ve gözlerimi devirdim.
"Rahatsız mı oldun?" Alay ettim,
Malbonte'nin,kaşları çatıldı.

"Şaka yaptım ya..." diye mırıldandım,
Elimdeki tarağı masaya bıraktım,
Malbonte, bıkkın,bıkkın nefes vermeye başladı.

Gülümsedim ve sahte bir öksürük sesi çıkardım.
Malbonte, işimin bittiğini anladı, ve odanın kapısını
Açtı,sert adımlarıyla odadan çıktı.

Arkasından bende odadan çıktım, ve odanın kapısını
Kapattım,ellerimi pantolonumun ceplerine koydum.
Yürürken,Malbonte'nin, vücudunu süzdüm.

Gözlerim, Malbonte'nin,vücuduna dalmıştı.
Önüme bakmak yerine, Malbonte'ye bakıyordum.
O kadar çok dalmıştım ki...

BAM!
Kafamı koridorun dev kolonuna, sert bir şekilde
Çarptım! Acıyla inledim "Ah!" Sanki kafamın
Etrafında, kuşlar dönüyordu.

Dengede duramadım ve yere düştüm.
Dizlerimin üzerine düşüverdim,
Kafamı o kadar çok sert çarpmıştım ki, etrafı bulanık
Görüyordum.

Birisi omzuma dokundu,büyük ihtimalle Malbonteydi.
"Cidden şimdi bunun sırası mı,Lucifer?"
Boğuk sesinden, kim olduğunu tanımıştım.

Tabii ki de, Malbonteydi.
Başımı ovaladım ve derin nefes verdim,
"Değil! Ama şey işte..." devamını getiremedim.

Ne diyecektim? Kusura bakma Malbonte,
Vücudunu süzmekten, önüme
Bakamadım mı diyecektim? Hah.

Melez-Lucifer/MalbonteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin