𝘽𝙪 𝙠𝙪𝙧𝙜𝙪 𝙗𝙖𝙣𝙖 𝙨𝙞𝙡𝙖𝙝 𝙯𝙤𝙧𝙪𝙮𝙡𝙖 𝙮𝙖𝙯𝙙𝜾𝙧𝜾𝙡𝙢𝜾𝙨̧𝙩𝜾𝙧...
Çekilmez 4 eğitim yılını Tokyo Jujutsu lisesinde
geçirdikten sonra sonunda tıp bölümüne stajyer hemşire olarak başladın. Sana, yeni bölümün hakkında yardımcı olacak kişi Ieiri Shoko'yduJujutsu mezunlarına bakış açın hemen hemen 1 ay sonra tam oturmuştu -yani kısmen-. Shoko sensei gerçekten kibar ve tatlı bir kadındı, tabii arada dünyadaki en gıcık insan olabiliyordu.
Utahime sensei ise genelde surat asan ve akrabalarına karşı -özellikle kuzenine- kaba biriydi.
Nanami Sensei, aslında ona sensei dememe gerek yok çünkü bir hocadan çok sadece liseden mezun olmuş bir üst sınıf büyücüydü. Ama yinede -tıp alanında olmasa da- teknikleri öğrenilmeye değer biriydi.
𝐺𝑜𝑗𝑜 sensei, o... kesinlikle öğrencilik yıllarını atlatamamış bir çocuk gibidir. Buradaki öğretmenlerden daha yetenekli, güçlü ve mükemmel olsa bile kişilik olarak neredeyse bir ergen gibi davranıyordu.
...
Buradaki hocalardan en çok -hatta tek- Shoko sensei ile konuşuyordum. Sınıf arkadaşım yoktu çünkü Shoko senseinin tek öğrencisi bendim.
Genelde jujutsu öğrencileri mesleklerini Jujutsu lisesinde devam ettirirler. Ama bu tıp bölümü okuyan öğrenciler için geçerli değil gibiydi.
...
Lastik eldivenlerimi giymeden önce ellerimi pudraladım. Maskemi taktıktan sonra muayene yatağının yanına geçtim, Shoko beni orada bekliyordu.
Üstüne sinen sigara kokusu maskenin ardından buram buram geliyordu ve hala bu kokuya alışamamıştım.
Yüzümü buruşturdum ve Shoko'nun yorgun gözlerine bakarak söylendim.
- Sigara losyonu filan mı sıkıyorsun Shoko sensei? Cidden bir sağlıkçı için fazla izmarit kokuyorsun.
Sigaradan dolayı çatlamış sesiyle kıkırdadı. Eldivenlerini düzeltirken göz teması kurmadan cevap verdi.
- belki bir kaç aptal arkadaşım yüzünden biraz fazla nikotin bağımlısı olmuş olabilirim?
İmalı konuşması cevabını anlamama yardımcı olmuştu. Shoko senseinin bu okuldan mezun olduğunu biliyordum ama diğer hocalar ile önceden nasıl bir ilişki içerisinde olduğunu hiç sormamıştım
Gülümsemekle yetindim ardından muavine odasının ikili kapısı hızla açıldı ve içeri bir hasta getirildi -yada ölü-.
İlk yardım için damar yolunu açmayı beklerken gördüklerim ile gözlerim fal taşı gibi açıldı.
Hastanın göğüs kafesi resmen sökülmüştü ve kalbi yerinde yoktu. İfademi korurken Shoko'ya baktım, o ise gayet rahat bir tavırla bana, ardından ise yerinde yaslanarak oturan Gojo senseiye baktı.
- kadavrayı hala inceleyebilir miyim?
Diye sordu Shoko. Gojo ise sadece omuzlarını havaya kaldırdı ve gülümsedi.
- istediğini yap
...
Neredeyse yarım saattir Shoko senseinin belirttiği yerleri inceliyor ve rapor alıyordum. Sonunda göğüs kafesini incelemeye geldiğimizde kadavranın kanının hala çekilmediğini fark ettim.
Genelde kişi öldükten bir kaç dakika sonra sararır ama bu kişi hala normal rengine sahipti.
Kaşlarımı çattım ve oyuğa daha yakından bakabilmek için eğildim. Ani nefes alma sesi ile kadavra bir anda oturur pozisyona geçti.
Dona kalmış bir şekilde ağzımı açtım ve şaşkınlığımı gizleyemedim. Çocuk etrafına baktı ve ardından kasıklarına.
- has siktir çıplağım
...
Şaşkınca muayene odasını temizlerken az önce olanları hatırlayıp güldüm. Gojo sensei o çocuğun dirileceğinden emin miydi?
- evet?
Panikle arkamı döndüm ve elleri cebinde olan Gojo senesiyi gördüm. Göz bandının ardından bana bakarken gülümsüyordu.
- heh?!
Gojo daha da yakına eğildi ve ifadesiz bir suratla bana baktı. -Yani sanırım- Gözlerimi büyüterek göz bandına baktım ve onadan uzaklaşmak için kafamı hafifçe geriye doğru çektim.
- sen Shoko'nun yanında çalışan stajyer misin?
Başımla onaylarken hala mesafeyi korumaya çalışıyordum. Garip bir ses tonu ile gülerken tekrar mesafeyi korudu ve dik bir şekilde bana baktı.
- o halde artık değilsin~
Bölüm sonu...
Bir Sukuna maine Gojo fic yazdırmak eziyettir😔