17- But it was for the best

55 12 15
                                    

Güzel bir aşk doğuyordu değil mi? Gideceğini bilmeden sevdiğinin...

🐿🐰...

Yıl 2016; Seul, Güney KoreKangbuk Samsung Hastanesi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yıl 2016; Seul, Güney Kore
Kangbuk Samsung Hastanesi

~

Şuan nasıl hissedeceğimi zerre bilmiyordum. Kalbim deli gibi çarpıyor, ellerim resmen tir tir titriyordu. Bu değişik hissin ne olduğunu biliyordum fakat ilk defa yaşadığım için çok farklı geliyordu haliyle.

Hala Jisung'la sarılıyorduk ama ikimiz de hiçbir şey diyemeden öylece duruyorduk.

Ona bir cevap vermem gerekiyordu ama boğazım düğümlenmiş gibi ses bile çıkaramıyordum. Jisung'dan da hiç ses çıkmadığı için onun da benimle aynı durumda olduğunu anlamam zor olmamıştı.

Jisung'dan ayrılıp düzgünce konuşmak istiyordum fakat boynumu güçlüce saran elleri buna müsaade etmiyordu. Sanki ellerinden kayıp gitmememi istermiş gibi.

İkimiz de birbirimizin kalp atışlarını hissediyorduk. Bu barizdi. Jisung'ın kalbi o kadar hızlı atıyordu ki ona bir şey olcağından korkmadım değildi. Fakat o çok iyi bir halde başını biraz daha boynuma gömmüştü. O şuan da bana çok masum gelmişti.

Ona müsaade edip bir süre daha bu şekilde kaldığımızda Jisung kendisi kafasını kaldırıp bana bakmış ve boynuma sardığı kollarını gevşetmişti.

"Bir cevap vermeyecek misin?"

Dolu dolu gözleri ve büzdüğü dudaklarıyla konuşurken sadece onu yememek için kendimi zor tutuyordum.

Bir şey demeden gülümsediğimde o da rahatlamış bir şekilde tebessüm etmişti. "Ne cevap vermemi istersin?"

"Senin de beni sevdiğini söylemeni falan." Sessiz ama güçlü bir kahkaha attığımda onun bu tatlılığına diyecek söz bulamıyordum. "Peki o zaman, ben de seni seviyorum."

"Ama şuan kendi düşünceni mi söyledin?"

Açıkçası sadece biraz onunla oynamak istiyordum. "Bilmem. Bunu dememi sen istedin ya." gözlerini şaşkınlıkla kocaman açmış, kaşlarını çatmış ve ağzı da sinirden yarı açılmış bir şekilde bana bakıyordu. "Ben kendi düşünceni söylemeni istemiştim senden. Sevmiyorsan açıkça söyle!" deyip kollarını tamamen benden ayırdığında önünde bağlayıp benden başka tarafa dönmüştü.

Pekala bu tatlılığına dayanamadığım için tam şuan da uzatmama kararı almıştım.

Gülerek kollarımı onun beline sarıp kendime çektiğimde burnumu saçlarına gömüp kokusunu içime çekmiştim.

"Tamam sadece şakaydı. Kendi düşüncemi duymak istiyorsan eğer söyleyeyim, seni çok seviyorum Jisung." Sadece dokunuşlarımı hissetmek için gözlerini kapatmış bir şekilde dururken cevap olarak sadece huzurlu birkaç mırıltı çıkarmıştı. Bu hareketleri beni fazlasıyla çıldırtıyordu.

Fakat Jisung'ın bir an da yüzü düştüğünde ne olduğunu anlamak için istemsizce kaşlarımı çatıp yüzüne bakmıştım. Jisung ise konuşmaya başlamıştı.
"Seviyorum ama korkuyorum Minho. İyileşecek miyim onu bile bilmiyorken sence bu yaptığımız doğru mu?"

Evet, bunun ben de farkındaydım. İlişkiye başlamak için doğru bir zaman mıydı bilmiyordum ama sebebi Jisung'ın ölümü gibi bir şey değildi. Aramızda hasta-doktor ilişkisi varken bir ilişkiye başlamak ne kadar doğruydu orası meçhul. Ama içten içe bir yerlerde bunu umursamak istemiyordum. Sanki beynim ikiye ayrılmış gibi, birisi 'yapma' diyor diğeri ise 'aşkın için yap' diyordu. Kararsızdım.

Fakat Jisung çok duygusal görünüyordu. Ve onu bu zor zamanında sırf bu yüzden yalnız bırakmak istemiyordum.

Jisung'ın yüzüne baktığımda onun da gözlerindeki bakıştan anlamıştım ne istediğini. O da korkuyordu fakat içten içe onu bırakmamı istemiyordu. Ona bunu yapamazdım.

Kafamı iki yana salladığımda içimden verdiğim kararla Jisung'ın yanağına avucumu bastırmıştım. "Jisung, öncelikle sen iyileşeceksin bunu unutma. Seni bırakmayacağıma emin olabilirsin. Bunu düşünüp kendini daha da yorma. Tamam mı?" dediğimde yanağındaki elimden dolayı büzülmüş dudakları arasından gülümseyerek kafasını aşağı yukarı sallamıştı.

Fakat her ne kadar şuan mutlu olsa da gözlerindeki mutsuzluğu görebiliyordum. Bunun sebebi Kai idi. Yazdığı mektup gerçekten çok içtendi ve Jisung'ın üzgün olması çok normaldi. "Kai için mi üzgünsün?"

"Nasıl üzgün olmayayım? Sonuçta eskiden en yakın arkadaşımdı." dediğinde haklıydı. Gerçekten zor bir durumdu bu. "Benim hep yanında olacağımı biliyorsun değil mi?" gözlerini gözlerime dikip baktığında kafasını aşağı yukarı sallayarak gülümsemişti. "Biliyorum."

Onu bırakmayacağımdan şüphem yoktu. Bana her ihtiyacı olduğunda her daim bir adım arkasında olacaktım onun.

*****

Ağrıyan başımla birkaç dakikalığına dinlenmek için oturduğum koltukta rahatsızlıkla bir o yana bir bu yana dönüyordum. Jisung'ın yanından ayrıldığımda 7 saatlik bir ameliyata girmiştim ve boynumu bile hareket ettiremeyecek kadar ağrıyordu her tarafım.

İlk başta Jisung'ın yanına gitmiştim fakat uyuduğunu görünce uyandırmamak adına sessizce çıkıp buraya gelmiştim. Ama burada pek rahat olduğum da söylenemez. Bizim ayaklı gazeteler yine gün içinde öğrendikleri dedikoduları birbirlerine anlatıyorlardı. Ve ben başımın ağrısından duramazken bir de bunların dedikodularını dinliyordum.

Hayır yani şuan da banane, kat 12'deki kadınla kat 11'deki adamı shiplemelerinden ya da Chan ve Jeongin'in sevgili olmasından. Bir dakika. Chan ve Jeongin sevgili mi olmuştu? Vay be demek bana söylemeyip bu çenesi düşüklere söylüyordu. Bunlardaki çene bende olsa gider avukat olurdum yani. Ne diye doktor olmuşlarsa.

Başımdaki ağrı daha da şiddetlenirken bağırmıştım. "Yeter!"

Sessizlik.

Neden bir an da böyle bir şey yapmıştım bilmiyorum ama hepsinin susmasıyla rahat bir nefes almıştım. Tanrım sonunda!

"Başım çok ağrıyor. Dedikodunuzu biraz da kantinde devam ettirirseniz çok müteşekkir olurum."

Hepsi kafasını sallayıp özür dileyerek odadan çıktığında rahatça bir nefes vererek arkama yaslanmıştım. Hastanenin yıldız cerrahı -diğer doktorlardan üst kademede- olmak müthiş bir şeydi.

Bir süre gözlerimi dinlendirmek adına göz kapaklarımı kapattığımda içeriye hızla dalan Jeongin'le yerimden sıçramıştım.

"Hocam çok büyük bir vaka geldi hemen bakmalısınız, çok ciddi!"

Az önce cerrah olmak iyi bir şey demiştim değil mi? O zaman az önce dediğimi siktir edin, cerrah olmak berbat bir şey!..

~

Üzülerek söylüyorum finale son 2... Maalesef ama hemen ardından bir tane de özel bölüm gelecek merak etmeyin

Bir sonraki bölüm de toz pembe olacak fakat son 2 bölümde peçetelerinizi hazır tutun👍🏿(yanlış anlaşılmasın :D ağlayacağınız için öyle dedim 🧕🏿)

Görüşürüz Chan enayileri

  Çin Chan Çon ile kalın...

Fourth Of July / MİNSUNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin