Gözlerimi yeni bir sabaha açtım. Mutfağa ilerlediğimde Ceyda'nın kanı hala yerde duruyordu. Ve o an orada bir cüzdan gördüm. Bu benim cüzdanım değildi aynı zamanda Ceyda'nın da değil. Bu cüzdan kimindi?.
***
Yere eğildim ve tam cüzdanı alacakken aklıma parmak izi bırakmamam gerektiği geldi. Eğer bırakırsam direkt benden şüpheleneceklerdi. Hemen eldiven alıp elime giydim sonra aklıma' neden bir insan cüzdanını bıraksın' diye düşündüm. Hiçbir şey anlamıyordum. Hayat beni yenen bir kumar oyunu gibiydi. Cüzdanı iyice inceledim. Bir erkek cüzdanına benziyordu. İçini açtığımda bir not gördüm şöyle yazıyordu;Bir oyunun içindesin
Sevdiklerini senden almaya başlayacağım
Ama sen benim kim olduğumu öğreneceksin
Yoksa sevdiğin herkes ölür
Kurallar basit: kimseye bir oyunda olduğunu söyleme
Kendin çöz bilmeceyi
Ama unutma ki
Düşmanın seni her zaman düşürmeye çalışacakDonakaldım. Son satırda benim her hareketimi izleyeceğini mi söylüyordu?. Ama benden bir oyunun içinde olduğumu kimseye söylemeden halletmem gerektiğini söylemişti. Aklımda hala şu satırlar dolaşıyordu; Ama unutmaki düşmanın seni her zaman düşürmeye çalışacak
Ben bir Savcıydım ve Savcı olmak için hayatımı gözler önüne almıştım. Benim gençliğim zorlukla geçti. Her anlamda zorluk.
Para bakımından zorluk, dersler tarafından zorluk, arkadaşlar tarafından zorluk, insanlar tarafından zorluk...Daha birçok zorluk, arkadaşlarım bana zorbalık yapıyorlardı.
Kilomla, saçlarımla yüzümle ve ençok hayatımla. En nefret ettiğim buydu. Şimdi olsa yüzlerine bir tane yumruk geçirirdim ama o zamanlar küçüktüm. Tüm olayları, olanları anlamıyordum.Not kağıdını cebime sıkıştırdım. Ve cüzdanı eldivenle alıp anı kutusunun içine koydum. Evden arabanın anahtarını ve ceketimi alarak çıktım. Otoparka indim. Arabamı içine yerleşip arabayı sürmeye başladım. Adliyeye gidiyordum. Evde durmaya alışık değildim. Zaten evde durunca daha çok geriliyorum.
Adliyeye geldiğimde odamın olduğu kata geldim. Odamın anahtarını çıkarıp kilidi açtım. Odaya girdiğimde çiçeklerinin kurumaya başladığını gördüm. Hemen çantamdan suyumu çıkarıp çiçeklere döktüm.
Çantamı ve cübbemi bırakıp Başsavcı Orhan Beyin yanına gittim. Kapıyı tıklayıp içeri girdim Orhan Savcı beni görünce kaşları havalandı, şaşırmış görünüyordu."Savcım" dedim. O da bana "Sizin evde dinleniyor olmanız gerekmiyormuydu Savcım?. Uğur Savcı sizin gelmeyeceğinizi söyledi?"dedi. "Ah evet sadece biraz sıkıldım bu yüzden gelmek istedim ve bana verebileceğiniz bir dosya var mı diye soracaktım da" dedim. "Aslında evet, yeni bir dosya. Ataköy civarında birisi ölmüş. Binadan düştüğü söyleniyor. Ama intihar mı yoksa cinayet mi belli değil." dedi. "Tamam olur ben bakarım" dedim. Sonra dosyayı elime tutuşturdu ve "Hızlı olun" dedi. Başımla selam vererek çıktım.
Odama geldim. Dosyayı incelemeye başladım. O anda telefonum çaldı. Uğur Savcı arıyordu. Telefonu açıp kulağıma tuttum." Efendim" dedim. "Neredesin " diye sordu. "Adliyedeyim" dedim. "Neden erken geldin? Evde dinlenmen gerekiyordu."dedi. "Evde çok bunaldım" dedim. Aslında bu bir yalandı. Evde bunalmamıştım. Korkuyordum. "Neyse tamam bende adliyeye geçiyorum" dedi. "Tamam"dedim. "Görüşürüz" dedi. Telefonu kapattım. Dosyayı incelemeye devam ettim.
23 yaşında, cinsiyeti kadın, Ataköy'de binanın 13. katından düşerek ölmüş. İsim yoktu dosyada isim olmaması dikkatimi çekti. Hemen odamdaki telefonu alıp Katip Özkan'ı aradım. Açtı "Efendim Savcım" dedi. "Özkan hemen Ataköy civarında işlenen cinayetin olduğu yere gidiyoruz. Araçları hazırla" dedim. "Tamamdır Savcım 10 dakikaya hazır olmuş olurlar" dedi. "Tamam çıkınca beni ara" dedim. "Emrinizle Savcım" dedi ve telefonu kapattım. Odamın kapısı çaldı. "Gel" dedim. İçeri Uğur girdi. "Savcım müsait misiniz?"dedi alayla "Müsaitim gelebilirsiniz Savcım" dedim aynı şekilde. Gülerek içeri girdi. Kapıyı kapatıp karşımdaki sandalyeye oturdu. "Eee, erkencisin" dedi ." Öyle" dedim."Yeni bir dava aldım o yüzden birazdan gideceğim" dedim. "Bende çok duramam zaten, bizim savcılarla benim evde yemek yiyeceğiz" dedi. "Ben neden davetli değilim acaba?"dedim. Güldü. "Sadece erkekler olarak yiyeceğiz" dedi. Göz devirdim. "İyi, ben kaçar"dedim ve çantamı aldım.O da "Tamam ben de kaçar" dedi. "Size iyi eğlenceler o zaman" dedim. "Sağol kolay gelsin" dedi. O esnada odamdan beraber çıktık. Uğur'un yanına katip geldi ve "Savcım önemli bir dosya var. Acil olay yerine gitmeniz gerek"dedi. Uğur ise "Ulan ne zaman bir plan kursam hemen başıma bir iş çıkıyor" dedi. Güldüm. "Neyse tamam geliyorum"dedi. Onun yanına yanaşıp "Orhan Savcı yine sana dosya kitledi ha?" dedim dalga geçerek. "Beddua mı ettin yine?" dedi. "Sen onu Orhan Savcıya sor" dedim gülerek. "Hadi bay" dedim ve cevap vermesini beklemeden oradan ayrıldım.
Telefonum çalmaya başladı. Cebimden çıkarıp telefonu açtım.
Özkan arıyordu, hemen açtım. "Alo" dedim. "Savcım biz çıkıyoruz" dedi. "Tamam hemen geliyorum" diyip telefonu kapattım.Arabanın yanına geldiğimde bir ses duydum. İleri dönüp baktığımda elinde bıçak olan bir kişi bana doğru yürüyordu. Hemen elim belimdeki silaha doğru gitti. Adam tam yanıma gelip beni bıçaklayacağı sırada belimdeki silahı çıkarıp bacağına sıktım. Acıyla inleyerek yere düştü, o anda güvenlikler geldi. Hemen güvenlikleri doğru "Bu adam neyin nesi?"diye sordum. Güvenlikleri birisi "Savcım bu adam az önceki mahkemeden kaçan bir mahkum" dedi. Bende"Bir mahkuma bile gücünüz yetmiyor mu?" dedim. "Alın götürün şunu buradan!"dedim. Onlarda hemen adamı aldıkları gibi götürdüler. Bende arabaya binip otoparktan çıktım.
Olay yerine geldiğimde herkes beni bekliyordu. Hızlıca aracı park edip aşağı indim. Ve Özkan yanıma geldi, bende "Kusura bakmayın, biraz geç geldim" dedim. O ise "Savcım bizde yeni geldik zaten" dedi. "Ceset nerede?" diye sordum. "Hemen şurada Savcım" dedi karşı tarafı göstererek. Yürümeye başladı, bende onu takip ettim. Cesetin yanına geldiğimizde ceset berbat bir haldeydi. Yüzü görünmez haldeydi. Daha da inceleyince cesetin içinde bir not kağıdını olduğunu gördüm. Arkadaki Olay Yeri İncelemeye doğru seslenip "Buraya bir eldiven getirin!"dedim. Özkan'ın bana uzattığı eldiveni elime geçirip not kağıdını aldım. Notu açtığı,da gözlerime inanamadım. Not sabah gördüğüm not ile aynıydı. Hemen Olay Yeri İnceleme'deki Serjatı çağırdım. "Serhat! Buraya bir baksana"dedim. "Hemen geliyorum Savcım"dedi. Geldiğinde kağıdı ona gösterip "Gidip parmak izi var mı diye kontrol edin"dedim. "Emredersiniz Savcım"dedi. Biraz daha cesedi kontrol ettikten sonra herkesi toplayıp "Bu cesetin otopsisini yapıp sonuçları bana getireceksiniz. Benden başka hiç kimse o sonucu görmeyecek, duymayacak, bilmeyecek. Şimdi dağılabilirsiniz." dedim.
![](https://img.wattpad.com/cover/368207543-288-k628302.jpg)