Helen ile hiç konuşmadan kolidorda ilerlemeye devam ettik. Yanımızdan geçen yardımcılar, bana başları ile selam veriyorlardı. Sonrasında ise arkamızdan şaşkın gözlerle bakıp yollarına devam ediyorlardı. En sonunda bahçeye çıktığımızda, biraz ileride yeğenlerim oyun oynuyordu. Ama beni gördüklerinde koşarak yanıma geldiler.
''Dayıcım, çok özledik seni.''
diyerek kucağıma atladılar. Burada şuan sadece ablalarımın çocukları vardı. Onlara uzunca sarıldım.
''Bende sizi özledim. Ama siz şimdi oyun oynamaya devam edin. Bizim biraz işimiz var. Sonrasında bende size katılacağım.''
dedim onlardan ayrılırken. En büyük yeğenim, ablam Amaris'in güzeller güzeli kızı Alya idi. Sonrasında Ablam Cindy'nin ikizleri, Calvin ve Carlos idi. Ve en küçük ablam Diana'nın minik kızı Daisy ile dayı rolüm son buluyordu. Erkek kardeşimin çocukları ile amca olmaya başlıyordum.
''Dayıcım, bu yanındaki güzel prenses de kim?''
dedi Alya, Helen'e hayran kalmış bir şekilde bakıyordu. Helen'e dönüp baktığımda bana ve yeğenlerime gülümseyerek baktığını gördüm. Benim ona baktığım görünce anında gülümsemesi soldu.
''Bu güzel prenses artık bir Kraliçe, buranın kraliçesi.''
dedim gülümseyerek. Tüm yeğenlerim şaşkınlık içinde bakarken ben tekrar konuşmaya başladım.
''Hadi siz oyun oynamaya devam edin. Ben birazdan size katılacağım.''
dedim Calvin ve Carlos'un saçlarını karıştırarak. Ayağa kalktığım sırada Daisy elimi tuttu.
''Dayı bize söz ver.''
dedi Daisy, diğerleri de onu onaylarcasına kafalarını sallıyorlardı. Gülümsedim ve elimi tutan Daisy'nin elinden elimi kurtarıp o elimi saçlarına götürüp sarı saçlarını okşadım.
''Size söz veriyorum, Elzem..''
dedim ve elimi açıp onlara doğru uzattım. Onlarda sırayla gelip elime ellerini yumruk yapıp koydular. Bende onları her seferinde kafamla selamladım. Onlar oyun oynamaya gittiklerinde Helen ile beraber ablamların yanına gittik. Ablalarım ve Eşleri bizi gördüklerinde hemen ayağa kalktılar. En büyük ablam Amaris gülümseyerek konuşmaya başladı.
''Hoş geldiniz canlarım, bizde sizi bekliyorduk. ''
dedi ablam bende önünde hafifçe eğilim elini tutup elinin üzerini hafifçe öptüm.
''Hoş bulduk ablam, sizi görmek çok güzel.''
diyerek diğer ablalarımın elini de hafifçe öptüm. Eşleri ile de selamlaşıp başımla oturmalarını işaret ettim. Helen ile beraber onların önündeki koltuklara oturduk.
''Ah tatlım kendimi tanıtmadım. Ben Hector'un en büyük ablasıyım. Adım Amaris, sen istediğin gibi seslenebilirsin.''
dedi ablam Amaris gülümseyerek. Diğer ablalarımda gülümsüyordu.
''Merhaba, Ben Cindy, Hector'un ikinci ablasıyım.''
diyerek ablam Cindy'de kendini tanıttı.
''Ben de Diana, anlamışsındır zaten, Hector'un en küçük ablasıyım. Resmi ortamlara gelemiyorum kusuruma bakma. Seninle çok iyi anlaşacağımıza eminim.''
dedi ablam Diana, küçüklüğünden beri ciddi ve resmi ortamları sevmezdi.
''Bu Kral Austin, ablam Amaris'in eşi, Bu Kral Colin, ablam Cindy'nin eşi ve son olarak Kral Diego, ablam Diana'nın eşi. Zaten biraz önce çocukları gördüm. En büyük olan Prenses Alya, Diğer ikizler Prens Calvin ve Carlos, son olarak da en küçükleri Prenses Daisy.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANÇERİN ZEHRİ
FantasyAcı, öfke, hüzün, sinir... Tüm duygular çok güzel ve özeldir. Ama bazen zararlara sebep olabilir. Bu duyguların en özeli AŞKtır. Aşk, ani yaşanır. Aşk, tesadüfleri sever. Bizim hikayemiz de aşk çok büyük bir mucize oldu. Aşk büyük bir sürpriz ile bi...