Özkan, Ayaz beyi görünce beni sürüklemeyi bırakıp hemen el salladı ve adımlarını hızlandırdı. Ben hızlanmak ne zaten zor yürüyordum acıdan başım dönüyordu ve galiba yanağımda Özkan'ın el izi çıkmıştı.Adamın yanına vardığımızda beni baştan ayağı süzdü ve halimi görünce yüzünü buruşturdu. Özkan ve ben Ayaz beyin karşısına oturduk. Ayaz bey bana selam verdi ve kendini tanıttı bende ona kendimi tanıtıp selam verdim. Ardından garson geldi ve menüyü önümüze koydu ama yemek yiyebileceğimi sanmıyordum. Başım dönmeye başlamıstı. Ayaz bey orta pişmiş bir et ve kımızı şarap sipariş etti. Özkan'da bonfile ve beyaz şarap sipariş etti. Ben ise mecburiyetten önüme menüde ilk çıkan şeyi yani bir salatayı sipariş ettim. Ayaz bey Özkan'la sohbet ederken yemekler geldi ama acıdan kıvranmaya başlamıştım ve başım çok dönüyordu asıl garip olan halimi gören hiç kimse iyimisin diye bile sormuyor acıyarak bakıp önüne dönüyordu. Ayaz bey ve Özkan yemeklerini yemeye başlamışken bir sıcaklık hissettim evet burnum tekrardan kanamaya başlamıştı Ayaz bey bana hemen bir peçete uzattı tam lavobaya gitmek için ayağa kalkmıştım ki gözüm karardı ve bayıldım.
Gözümü hastanede açtım. Kolumda serum, burnumda bandaj ve kafamda şiddetli bir ağrı vardı. Gözüm buğulu görüyordu ve kulağımda bir uğultu vardı. Görüntü netleştiğinde tam karşımda duran Ayaz beyi gördüm. Uyandığımı görünce hemen -Sedef hanım iyimisiniz. Korkmayın Özkan kafeteryadan su almaya gitti. Dedi. Dilim damağım kurumuştu. O an aklıma sadece tek bir cümle geldi : -YARDIM EDİN Ayaz bey bana dik dik bakmaya başladı ve : -Hangi konuda yardım edebilirim? Dedi. Tam cevap verecekken Özkan elinde iki adet suyla içeri girdi ve anında - sevgilimm uyanmışsınn. Çok korktum. Dedi ve yanıma gelmeye başladı artık dayanıcak gücüm yoktu. Korkudan titriyordum ve tam elime dokunucakkan : - Gelmee Diye bağırdım. Ayaz bey : - Ben dışarı çıkayım. Dedi ve çıktı tek umudumda yıkılmıştı ve bu sefer Özkan beni öldürmezse iyiydi. Özkan yanıma oturdu ve boğazımı sıkmaya başladı. Tam nefesimin bittiği anda bıraktı ve ağzından şu cümleler döküldü: -Bidaha birinin yanında bayılıp bana bağırırsan nefesini keserim. Hıçkırarak ağlamaya başladım. Dayanamıyordum. Özkan ben ağlamaya başlayınca yerinden kalktı ve gitti. Sonrasında ben hala hıçkırarak ağlarken içeri Ayaz bey girdi ve "bizim Özkan'la bir işimiz çıktı . Gidiyoruz. Geçmiş olsun" Diyip odadan çıktı. Ardından içeri doktor geldi kontrollerimi yaptı ve bana çıkış işlemlerinizi yapıp çıkabilirsiniz dedi. Özkan orospusu beni hem özel hastaneye getirmiş hemde para ödeme işini bana bırakmıştı. Aşağı kata indim ve parayı elim titreye titreye ödedim. Tam 3 aylık maaşım kadar para ödemiştim. Daha doğrusu ödeyememiştim ve en rezil halimle taksit yaptırmıştım. İçimden Özkan'a öyle bir sövüyordum ki. Koşarak hastaneden çıktım. Dışarıda yağmur yağıyordu. Hıçkırarak ağlıyor hemde yürüyordum burnun kırılmamış ama incinmiş ti. Bir ara ağlamamın şiddeti arttı ve resmen kriz geçirdim artık ağlamaktan nefes alamıyordum. Tam o anda izlendiğimi hissettim. Gittiğimiz Restorantta gördüğüm bir araba tarafından izleniyordum ve bu kişi galiba Ayaz bey di. Artık ağlamaktan başım dönmeye başlamıştı ve olduğum yere çöktüm güzelim kırmızı elbisem hem kan hemde çamur olmuştu. Kendi kendime yemin ettim Özkan'dan intikamımı alacaktım. Tam 5 yılımı ona harcamıştım ben o ise beni adam yerine bile koymamış üstüne birde şiddet uygulamıştı. Ayağa kalktım gözyaşlarımı sildim ve eve kadar yürüdüm çünkü taksiye verecek param bile kalmamıştı. Tam 1 saat boyunca yağmurlu havada ceketim bile yokken eve kadar yürüdüm. Artık soğuktan titriyordum. Eve az kalmıştı dayanabilirdim. Hala izlendiğimi hissediyordum ama heralde delirdim diye düşündüm. Bu gidişle domuz gribi olacaktım. Eve vardığımda koşarak banyoya girdim aslında burnuma su deymemesi gerekiyordu ama donuyordum. Sıcak suyu açıp hemen suyun altına girdim. Her tarafım yanıyor ve karıncalanıyordu. Uzunca ve ısınana kadar güzel bir banyo yaptım artık içimde Özkan'a karşı sadece öfke vardı onun yüzünden hem hayatım kaymış hemde parasız kalmıştım. Canım burnum kırılmaktan beter olmuştu. Alkah o Özka'nın başını inşallah hiç beladan çıkarmaz diye içimden dua ettim. O kadar çok ağlamıştımki ağlayamıyordum. Gidip yatağa yattım . Çalıştığım yerin müdürüne raporumu attım ve gelemeyeceğimi söyledim. Acıdan ve sinirden belki 3 saat uyuyamadım. Yatakta dönüp durdum. 3 saatin sonunda uyuya kalmışım. Sabah uyandığımda saat 14.00 dı uykumu aldığım için olsa gerek acım azalmış başımın arısı gitmişti. Kendime güzel bir kahvaltı hazırladım ve Ayaz beyi düşündüm ne kadar pislik bir insandı bana yüzünü dönmüş yardım bile etmemişti. Zaten Özkan gibi bir namussuzla çalışan biride ancak böyle olabilirdi. Kahvaltımı yaptım ve bulaşıkları topladım ardından kapı çaldı . Acaba Özkanmı diye düşündüm. Elim ayağım titredi ne kadar dün artık Özkan'dan korkmayacağım desemde çok korkuyordum. Titreyerek kapıyı açtım ve karşımda gördüğüm kişiyle çok rahatladım. Bir kargocu geçenlerde bir elbise sipariş etmiştim çünkü Özkan beni Ayaz beyin davetine götürecekti ama artık ne Özkanı nede Ayaz beyi görmek istemiyordum. Ama yinede gitmek zorundaydım yoksa sonum Özkanın elinden olacaktı ondan bir plan kurup kurtulacaktım. Kargocunun elinden elbiseyi aldım ve hiç istemesemde üstümdekileri çıkarıp hemen elbiseyi giydim ve aynanın önüne geçtim. Bir şekilde kafamı dağıtmam gerekiyordu o yüzden elbiseyi denemiştim ama elbise bana çok yakışmıştı ve çok güzeldi .Bu elbiseyi Özkan piçine aldırmıştım. Özkan'ı düşününce midem bulandı o yüzden dikkatimi elbiseye verdim. Siyah ve şık bir elbiseydi ve üzerime tam oturuyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Davete tam 1 hafta vardı bu bir hafta içinde siyah ince uzun topuklu bir ayakkabı almalıydım. Bir ara alırdım . Artık Özka'nın bana vurmasına alışmıştım ama kabullenemiyordum ve kabullenmiyecektimde. Tek umudum olan Ayaz beyde artık boş bir hayaldi. Artık sadece kendime güveniyordum ve güzel bir plan yapıp Özkan'dan kurtulacaktım.
