0.3

10 1 0
                                    

*****

Şu anonimlik olayı gerçekten sinirimi bozuyordu. Hemen Mehsayı bulup ondan bir bilgi almalıydım yoksa meraktan kendimi dişleyecektim. Biraz abartıyor olabilirdim fakat ne yapabilirdim ki? Kız gerçekten beni iyi tanıyordu. Arkadaşlarımdan biri olabilirdi ama nazlanma şekli onlara hiç benzemiyordu. Takımdan biri de olabilirdi. Yada sadece kız arkadaşım ağzımı arıyorda olabilirdi.

Pardon? Eski kız arkadaşım demek istedin galiba?

İç ses bir dur zaten beynim duman dolu.

Mehsanın sınıfına geldiğimde elim kapı kolunun üzerinde duraksadı. Ne diyecektim? Sadece öylece dalacak mıydım? Eğer o kız da sınıftaysa o zaman yine rezil olurdum. Bu kıza o tatmini yaşatamazdım. Zaten dünkü konuşmamızdan belliydi egolu olduğu. Egosunu şişirmeyi hiç istemezdim.

Elimi kapının kolundan sanki çok sıcakmış gibi geri çektim. Sinirle ayaklarımı yerde gümleterek. Kendi sınıfıma geldim. Kapıyı çok şiddetli bir sesle açtığımda sınıfta arkası bana dönük olan bir erkek bedeni korkuyla arkasını döndü. Bu Erendi, Mehsaya zamanında çok acı çektirmiş ve hala çektirmeye devam eden Eren, benim baş düşmanım olan Eren. Arkası dönük bir şekilde az önce benim 'eski' sevgilimle konuşuyordu. Berna'nın anında yüzündeki o gülümseme yerini korkuya bıraktı. Erenin ise yüzündeki ifade ise intikam ve garez akıyordu. Eren çapkınca sırıtarak bana döndü.

Allahım sen bu çocuğu sınıyor musun? Ha yarabim.

Saol iç ses allah senden razı olsun.

Düşüncelerim Erenin sesi ile kesildi. "Buyurun Kaptan bey hoş geldiniz." O anda beynimde şimşekler çaktı. O "kız" aslında Erendi. Beni oyuna getirmişti. Yeni bir ayrılıktan sonra nasıl hissettiğimi görmek için yapmıştı bunu. Sonuçta bu dünyada kız kardeşinden sonra onu en iyi tanıyanlardan biri de Erendi.

"Bende tam bu güzel hanımefendiye bir şeyler gösteriyordum."

Muhtemelen mesajların ss'ini almıştı ve Berrayı bana bir daha geri dönmemeye ikna ediyordu. "Bak sen onu terk ettikten sonra kızlarla nasıl konuşuyor." Diyecekti. Ne yapacağımı bilemedim. Arkamızda ki kapıyı açmıştım ama kapatamamıştım. Yani şu anda bütün koridor ne diyeceğimi merak ediyor, muhtemelen kavga etmemizi bekliyorlardı. Çıkıp gitsem Berra ne düşünürdü? Tam ağımı açıp bir şey söylecektim ki. Omuzumda hissettiğim el ile ağzımı geri kapattım ve kafamı sağa çevirdim. Mehsa ve daha önce yanında hiç görmediğim birisi. Arkadaşının bakışları dik ve sinirliydi. Hatta benden daha fazla, o da Mehsanın diğer elini çekiştiriyordu.

"Hadi gidelim Mert. Bak sana benim'o ısmarlayacağım kantinden." Diye kulağıma fısıldadı Mehsa.

"Benim'o ısmarlayacağını söylemesen de gelirim. Emin olabilirsin." Dedim bende. Arkamızı döndük ve sınıftan adımımızı yeni attık ki. Arkadaşının bizimle gelmediğini fark ettim.

"Hadi Almira gidelim." Dedi Mehsa kıza. Oysa kızın bakışları dik ve baktığını deler nitelikteydi.

"Siz gidin benim iki çift lafım var." Dedi. Erenin bakışları ise alayla doluydu.

"Naber Prenses? Sınıfta değilde burada mı baş kaldıracaksın bana?"

"Baş kaldırmak mı? Senin otoriten burda geçmez Eren." Dedi. Eren kelimesini siniriyle vurgulamıştı. Mehsanın eli beni bırakıp Almiranın omzuna ulaştı. Kulağına eğildi, "Ne yapmaya çalışıyorsun? Biz buraya olay çıkmasın diye geldik sen yangına körükle gidiyorsun." Dedi. Bakışlarını arkaya çevirdi.

"O da yelemesin yangını o zaman! Bak sana kral mübarek bide ağızını yaya yaya konuşuyor. Baş kaldırıymış. Ben onun götüne bir baş kaldırıcam ama..." dedi cümlesini benimle göz göze gelince durdurdu. Bakışlarında ki o saniyelik yumuşamayı gördüm. Dudakları sessizce bana birşeyle söylemeye çalışınca, bakışlarım dudağına indi, parlak ve bir o kadarda ışıltılı dudaklarına. Şöyle diyorlardı: Eğer sen dalarsan bende dalarım. Dudakları kapanınca bakışlarım onun gözlerini buldu. Yeşilin en parlak ve yakıcı tonundaki gözleri vücuduma hafif bir elektrik yaydı. Nasılda onu daha önce görmemiştim? Görseydim kesinlikle hatırlayacağım gözlerine ve dudaklarına baktım. Bakışlarım ikisi arasında gidip geldi. Kafamı hafifçe salladım. Bu bir evetti.

Almira hızlıca önüne döndü ve Erenin önüne yürüdü. Eren ile aralarında sadece bir masa mesafesi kalınca durdu. Bende o sırada Mehsayı geçtim ve Almiranın büyüleyici bir kokuda olan kızıl saçlarının arkasında durdum. Vücudum yine alev almışken kendimi sakinleştirmeye çalıştım çünkü kalbim depar atıyordu. Hafifçe elimi sıktım. Almira benden bir kafa boyu daha kısaydı, omuzuma anca yetişiyordu.

*******

1 Ayda 2 Erkek (Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin