******
Mertin büyük gölgesi üzerime düşünce heybetli duruşu aklıma geldi. Arkamda durması kendimi daha güçlü hissettirdi. Aniden Erenin yakasına yapışınca Berra korkudan sıçradı."Senin ananın babanın malı mu bu okul? Sen niye kendinden bu kadar eminsin? Ha! Neyin nesisin lan! Neyine güveniyorsun?"
Üzerine doğru eğildim ve kulağına yaklaştım.
"Birazdan bu kapıdan girecek olanlar seni değil beni sakinleştirmeye çalışacak. Ben yaparsam ben yaparım. Bu yumruğu sana yapıştırırsam ben yaparım, senin o minnacık kalbini sözlerimle kırarsam ben kırarım. Sense boş blöflerle dolusun. Anlamıyor musun? Sen bu okulun sadece bir şarlatanısın. Ben ise kraliçesiyim, okulun şarlatanını kullanan ve bütün okula korku yayan kişiyim. Seni düzene sokacak kişinin kendi öz kız kardeşin olması üzücü. Bunu kimse bilmemeli ağabey. Senin bunu söylemen benim için bir utanç kaynağı olur."
Kulağıma yakınlaştı. Nefesini kulağımda hissediyordum. Alaycı bir gülüşü vardı.
"Çok hızlı büyüyorsun, seni güzel yetiştirmişim." Cevabımı yapıştırdım.
"Boynuz kulağı geçmiş derler. Ama ben her zaman senden üstündüm."
Tam çekilecekken onu çok yaralayacak bir şey aklıma geldi.
"Seni asla affetmeyeceğim."
Çekildim ve kapıya kaçamak bir bakış attım. Tam düşündüğüm gibi bir şey olabilir korkusuyla kapıdaki insanlar harekete geçmek için hazır bir şekilde bizi izliyorlardı. Eren döndüm, son söylediğim şey yüzünden beti benzi atmıştı.
"Sen ne diyorsun be!"
Yumruğumu sıktım ve yakısını daha sert tuttum. Yumruğumu tam kaldırmıştım ki belim de hissettiğim el ile havaya kaldırılmam bir olmuştu. Berra çığlığı çoktan basmıştı. Kapıdan bir kaç delikanlı hızlıca içeri akın etmişti. Sırtım beni tutan kişinin sırtına değiyordu. Bacaklarımı savurup debelenmeye başladım.
"Bırak beni! Bildireceğim haddini o ite! Bırakk!"
Belimdeki el daha sıkı kavradı beni. Kulağımda hissettiğim sıcak nefes ile debelenmem azaldı.
"Hanımefendiler elini kana bulamamalı. Özellikle de sen."
Belimdeki eli gevşedi. Beni tutan Mertti,
"Mehmet! Hanımefendiyi bir al."
Ayaklarım yere değdiğinde adı Mehmet olan çocuk yanımda bitti. O sırada gözlerim Merti buldu. 3 çocuk birden onu tutmaya çalışıyordu. Her kez çığlık atıyor yüksek sesle bağırıyordu. Ortam fırtına olmuştu. En büyük çığlığın sahibi Berraydı, okulumuzun resmî drama queeni. Bundan sonra olayı abartarak ballandıra ballandıra anlatacağından emindim.
Eren ayağa kalkmıştı. Hala gülmeyi nasıl başarıyordu bilmiyordum ama sinirimi bozmuştu. Mehmet'te Merti durdurmaya yanına gidince sıraların arasından sıyrılıp Erenin önüne geldim ve yumruğu yapıştırdım. Eren geriye doğru sendelendi. Bir yumruk daha yapıştırdım. Bu sefer tam burnuna gelmişti, kanamaya başlamış burnuna ve elime baktım. Elim kan olmuştu, midem bulandı. Mertin ne ara yanıma geldiğini bilmiyordum ama kolu ile beni arkaya çekti, bir yumruğuda o yapıştırdı. Eren Mertin darbesiyle sırt üstü yere düştü. Mert Erenin üstüne çıkmıştı. Art arda darbelerini yapıştırıyordu. Arkamdan gelen çocuklar Merti tuttukları gibi Erenin üzerinden kaldırdılar. Mehsa yanıma ne ara gelip beni kolumdan çekiştirmeye başlamıştı emin değilim. Sınıftan dışarı çıktığımızda derin bir nefes almıştım. Gözlerim kanlı elimde takılı kalmıştı. Arkadaşları Merti uzaklaştırmıştı ve kantinde ki sandalyelerden birine oturtmuşlardı. Mert ise bana bakıyordu. Dudakları hareketlendiğinde gözlerim bir erkeğe göre fazla dolgun dudaklarına indi. Bana şunu söyledi, Bunu sana yapma demiştim. Gözlerim doldu, bağışlarımı elime indirdim. Hava atmaya gelince atardım ama daha önce kimseyi bu kadar kaynarken görmedim.
Mehsa ise bana nasihat yardırıyordu. Beni Mertin yanına sandalye çekip oturttu. Mert'e bakamazdım, bakışlarımı yere indirdim. Elimden damlayan kana baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1 Ayda 2 Erkek (Yarı Texting)
Teen Fiction"Bahse girerim 1 ayda abimi etkileyemezsin." "Bahisin kabul edildi."