The Boy in Green

I'm Bad at Love

Okyanus mavisi gözler, Güneş ışınları... Böyle bir şey olmadan önce yaşanması imkansız gibi gelirdi ama şimdi seninle birlikteyken diğer her şeyin yalnızca kuru gürültüden ibaret olduğunu anlıyorum. Önemli olanın mutlu olmak olduğunu anlıyorum. Bunca ay içerisinde sen kendini ne kadar açık etsende benim içimde sen bir sır gibi saklandın ve eminim ki böylesi çok daha iyi oldu. Bana güvenmelisin eski hatalarımı bir daha tekrarlamayacağım çünkü ben aşkta kötüyüm ve hiçbir zaman şanslı olmadım. Sana şans vereceğimi de düşünmezdim gerçi önceden çünkü arada bambaşka insanlar vardı ama hayat bizi buralara getirebiliyormuş. Şuan tam olarak bulunduğumuz andayız sen bana bakıyorsun ben de sana. 1 haftadır konuşmuyorduk daha doğrusu sen kırıldığın için bir haftadır konuşmuyordun ve kırıldığını da asla kabul etmiyordun ve işte şuan buradasın tam karşımdasın ve benimle konuşuyorsun sonunda. Bana "Neden benimle konuşmuyorsun" dedin ben de sana "Asıl benimle konuşmayan sensin" dedim bunu reddedemediğin için olayı başka bir yere çektin ve "Her zaman ilk adımı ben mi atacağım" dedin ben de sana zaten bunu böyle olmayacağını iki tarafın da yapması gereken bir şey olduğunu söylüyorum ve sonunda 1 haftadan sonra tekrardan konuşmaya başlıyoruz. Tekrardan yüzün gülüyor ve bu gerçekten güzel bir şey çünkü ben böyle olmasına alıştım diğer türlüsü beni boğuyordu. Ve işte bir yerde bir anka kuşu ölürken diğeri küllerinden tekrar doğuyor bu durum da tam olarak öyle. Sen yeşiller içindeki çocuksun zamanında seninle ilgili bazı şeyleri tam olarak görüp fark edemediğim kişisin. Ve biz burada tamamen farklı ve yepyeni bir şeye başlıyoruz. Zamanını bilmiyorum ama seninle beraber oldu her şey, senin yönlendirmelerin ve davranışların itti bu duruma bizi. Fark edilmediğini düşündüğün davranışların, bakışların ve sözlerin. Merak ediyorsun ya hepsinin her zaman farkındaydım ama bunu sana söylemeyeceğim. Senin bunu kendin çıkarım yapman gerekiyor ve ben burada o çıkarımı yaptığın günü bekleyeceğim.