4

699 75 15
                                    

Bölümlerin kısa olma sebebi, bir problem olmadığı sürece, hergün yb vermem.
Hikayenin gidişatı, konusu, yazım stili vs. hakkında ne düsünüyorsunuz?
İyi okumalar

Nedenini anlayamadığı bir öfke duyuyordu Dean, ve ne zaman öfkelense düşünmeden hareket ederdi.
Castiel'i odaya soktuktan sonra kapıyı hızla kapatmış ve onu duvara yaslamıştı.Mavi gözlerdeki şaşkın, korkmuş parıltıyı gördüğünde kendine geldi.
O ne yapıyordu böyle? Neden Jo denen o kızla gülüştüklerini gördüğünde aklına gelen ilk şey Castiel'in ona hiç böyle gülmediğiydi ve bu soru onu sinirlendirmişti.
Castiel'in yakalarını tutmuştu ve gözlerine bakıyordu . Castiel çaresiz bir sesle Dean dediğinde Dean'in gözleri Castiel'in dudaklarına indi.
Sonra hemen geri çekildi ve tamamen dağılmış bir biçimde bir iki saniye durdu.
Castiel "Sorun ne? Yanlış bir şey mi yaptım?" dediği zaman mavi gözlere baktı ve daha iki saat önce dinlediği hikaye geldi gözlerinin önüne, bu güzel çocuk tek bir güzel gün yaşamamıştı neredeyse.
"Ha-hayır ama sen bir kadını öldürdün ve ben daha seninle ilgili pek bir şey bilmiyorum" diyerek toparlamaya çalıştı.
Ama durumu toparlamaktan çok uzaktı.Bunu gözlerini yerden kaldırıp Castiel'e baktığında anladı.Mavi gözler üzüntüyle kısılmıştı.
"O bir kazaydı Dean"
Dean Castiel'in yüzüne baktı ve "Biliyorum" diye mırıldandı.
Ve hızla odadan çıktı.Castiel odada şaşkın ve kırgın bir şekilde oturuyordu.
Sonra bir anda kararlı bir şekilde ayağa kalktı ve odadan çıktı.
Kadınlardan birine Dean'i sorduğunda banyoda olduğunu öğrendi.Odaya geri dönüp onu beklemeyi düşündü ama cesaretini kaybetmekten korkuyordu.
Hızla banyoya yöneldi ve kapı koluna elini koyduğunda durdu.
Kapı kilitliyse buradan gidecek ve tüm bunları arkasında bırakacaktı.Kapı açık ise tüm varlığını yeşil gözlere akıtacak, geçmişini gözleri önüne serecek ve onun güvenini kazanacaktı.
Bu bir kumardı ve oynayacaktı.
Kapının kilitli olma ihtimali oldukça yüksekti.
Kapı kolunu indirirken eli titriyordu ve gözlerinin büyümesine sebep olan bir şey oluyordu.
Kapı kilitli değildi.
Büyük ve ağır kapı yavaş yavaş açıldığında Castiel derin bir nefes aldı ve hızla içeri girdi artık geri dönüşü yoktu.
Kapıyı hemen geri kapattı.
Büyük küvetin içindeki Dean gözleri büyüyerek ona baktı.
Castiel'in göğsü inip kalkıyordu.
"Dean" dedi "Sana açıklama izin ver"
Ve gömleğinin düğmelerini çözmeye başladı.Dean nefesini tutmuş bir şekilde onu izliyordu.
Gömleği beyaz omuzlarından aşağı kaydırdığında Dean küvette dikleşti ve göğsünden üstü su üstüne çıktı.
Gömlek yere düştüğünde Dean iç çekti ve
"Aman tanrım" dedi Castiel ona yine yüzündeki hüzünlü gülümsemeyle baktıktan sonra küvetin köşesine oturdu ve anlatmaya başladı.Dean'in nefes alamadığını farketmedi çünkü kendisi de onun kadar heyecanlıydı.

6 yıl önce
"Benim küçük Castiel'im" dedi kadın. "Seni sonunda buldum"
Müdire kısaca açıklama yaptı.
"Bu bayan senin uzaktan akraban olduğunu söylüyor ve seni
evlatlık edinmek istiyor.Yurttan ayrılıyorsun"
Castiel bu habere hiç sevinmemişti.İçinde kötü bir his vardı ve göğüs kafesi ona dar geliyordu.
Bu kadın onun akrabası falan değildi.
Ayrıca Castiel mi demişti o kadın?
Gerçek ismi bu muydu?
Yurttan kısa süre sonra ayrıldı ve iki katlı büyük bir eve götürüldü.Ona ufak bir oda verildi.İki gün boyunca o kadını hiç görmedi.Evde sadece hizmetçiler ve o vardı.
Üçüncü gün uyandığında büyük bir odada ellerinden ve ayaklarından bağlı bir şekildeydi.Karşısında o kadın vardı.Castiel korkuyla etrafına bakındığında duvardaki aletleri gördü.Kırbaçlar, bıçaklar...
Burası bir işkence odasıydı ve Castiel'in işkenceleri başlamıştı.
Kadın elindeki kırbacı havada şaklattığında Castiel dudağını öyle bir ısırdı ki, dudağı kanayıp çenesine doğru bir damla kan sürüldü.
Bunu gören kadın yüzünde bir gülümsemeyle yanına geldi ve
"Bu kanın kokusunu gizlememiş olsalardı, kavuşmamız çok daha erken olacaktı"
dedikten sonra çenesindeki kanı yalayıp Castiel'in kanayan alt dudağını emdi.
Castiel tiksintiyle geri çekilmek istediyse de bağlıydı.
Kadın geri çekildiğinde yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.
"Küçük bir melek gibisin" dedi. "Ama değilsin, işte güzel olan da bu"
Daha sonra kırbacını defalarca Castiel'in beyaz göğsüne indirdi.
Sonra arkasını çevirdi ve aynı şeyi sırtına da yaptı.
Castiel başlarda bağrıyordu ama artık bağıracak gücü kalmadığında içini çekerek ve inleyerek ağlamaya başlamıştı.
İki defa bayılıp, tekrar ayılmıştı.
Kadın odadan çıktığında artık gücü kalmamıştı, ölmek istiyordu.
İki saat boyunca orada kaldı, ruhunun çekilmeye başladığını hissediyordu artık ve yüzüne hüzünlü bir tebessüm yayılıyordu.
Kapı açıldığında korkmadı.Biraz daha şiddet ölümünü hızlandırırdı ne de olsa.
Beklediği gibi olmadı.Kadın yanına çöktü ve sırtına bir şeyler sürdü.
Castiel acının daha katlanılabilir olduğunu farkettiğinde, kadın onu öne döndürmüştü ve göğsüne elindeki kreme benzer sıvıdan sürüyordu.
"Seninle daha çok vakit geçireceğiz Castiel" dedi bu sırada.
Castiel "Neden?" Diye sorduğunda kadın kahkaha attı.
"Kendini sıradan ve normal bir çocuk sanıyorsun değil mi?" diye sordu.Castiel anlamıyordu.Başını sallayarak onayladı ve kadın bir kahkaha daha attıktan sonra odadan çıktı.
Castiel yaralarının hızla iyileşmesini hayretler içinde izledi.

Günümüz
"Aman tanrım" dedi Dean.
"Cass bu izler sadece bir seferden kalma mı yani?"
Castiel'in sırtında ve göğsünde kırbaç izleri vardı.Kadını öldürdüğü gece olduğundan ilaçla tedavisi mümkün olmamıştı.
Buna rağmen yaraları normal bir insanınkinden hızlı iyileşiyordu.
Şimdi akıntılı ve açık olması gereken yaralar neredeyse kabuk tutmuştu ama hala çok kötü gözüküyor ve sızlıyordu.
Dean Castiel'in sırtına bakmak için yana uzandığında Castiel de ona yardım etmek amacıyla yan döndü.Bu kaymasına ve Dean'in üzerine düşmesine sebep oldu.
Sular etrafa saçılırken Dean Castiel'i tuttu.Sonra ellerini hemen çekti ve "Canın yandı mı?" diye sordu.
Castiel kalbinin deli gibi atığını hissediyordu.
"Hayır" dediğinde sesi fısıltıdan farksızdı.
Castiel toparlandı ve küvetten çıkmak için hamle yaptı.
O sırada Dean uzandı ve onu kolundan tutup gitmesini engelledi.
Castiel yüzünde şaşkın bir ifadeyle ona baktığında Dean
"Özür dilerim" dedi. "Bu kadar kötü şeyler yaşamış olabileceğini hiç tahmin etmezdim"
Castiel gülümsedi.
"Bilemezdin Dean, özür dilenecek bir şey yok"
"Var" dedi Dean. "Özgür olarak tek bir gün bile yaşamamışsın sen ve özgürlüğüne koştuğun ilk gün seni alıp bu eve kapattım, sana sormadım bile"
Castiel Dean'in bileğindeki elinin üstüne diğer elini koydu ve
"Dean" dedi."Beni bulmasaydınız ölecektim.Beni bu eve getirmeseydin gidecek hiçbir yerim yoktu.Bana iş verdin"
Dean Castiel'in yüzüne birkaç uzun saniye baktıktan sonra
"Cass" dedi. "Sen çok iyisin, insan olamayacak kadar iyi"
Castiel sessizce tekrar etti. "Cass"
Dean telaşla ekledi. "Ağzımdan öyle çıktı, senin için sorun ise söylemem"
Castiel gülümsedi. "Lütfen tekrar söyle, bunu senden duymak çok hoş"
Dean de gülümsedi ve Castiel'in alnına alnını dayadıktan sonra mırıldandı.
"Cass"
"Banyonun kapısını kilitlemelisin" dedi Castiel.
Dean gülümsedi ve "Asla" dedi.

Tutsak  (Destiel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin