KOMPARTIMAN

163 1 2
                                    

Her şey sıcak bir yaz günü 08.30 sularında Haydarpaşa Garı' n da başlamıştı. İnsanlar, elinde düdük ile dolaşan Kondüktörün talimatlarına uyarak sarı çizginin arkasında trenin gelmesini heyecanla bekliyorlardı. Çünkü herkes, gideceği yerde yeni bir başlangıç yapacağını ve hayallerini gerçekleştireceğini umut ediyordu. Tren Haydarpaşa Garı' na yanaştığında ardında bıraktıkları, gözü yaşlı sevdiklerine veda eden insanlar, eşyalarını yerleştirmeye başlamışlardı bile. Ahmet' te eşyalarını yerleştirdirdikten sonra, başını cama yaslayıp dışarıya dalmıştı. Ağaçlar çok hızlı geçiyordu gözlerinin önünden. "Hayatta böyle mi sahiden?" diye geçirdi içinden. Eğer hayatın anlamını yaşayarak bilemiyorsak ölürken de bilemeyiz. Ahmet, Ankara' ya geleceğini kurtarmak için yani üniversiteye kaydını yaptırmak için gidiyordu. Çantasından çıkardığı kitabı okurken kompartımana birisi girdi. Başını hafifçe eğerek gülümsedi gelen yol arkadaşına. Fatih on sekiz yaşında genç bir delikanlıydı. O da Ankara' ya üniversite okumak için gidiyordu. Ahmet ve Fatih o gün, o kompartımanda hayatlarının dönüm noktasını tanışarak yaşıyorlardı. Çünkü ikiside muhabbet ederken aynı üniversiteye kayıt yaptıracaklarını öğrendiler. Bu yüzden Ankara' da kayıt yaptırana kadar beraber takılmak istediler. Tren Garı' na yaklaşıldığında kondüktör, yolculara eşyalarını unutmamaları için hatırlatma yapıyordu. Ahmet ve Fatih trenden iner inmez bir otel aradılar. Çankaya'da bir otele giriş yaptıklarında resepsiyon görevlisi Deniz' den aldıkları anahtarla 104 numaralı odaya doğru yöneldiler. Öncelikle duş alıp güzelce uyumak istiyorlardı. Nasılsa iki gün vardı kayıt gününe. Uyandıktan yarım saat sonra oda servis görevlisinin kapıyı tıklatıp "oda servisi" demesiyle kahvaltı saatinin geldiğini anlamışlardı. Kahvaltılarını yaptıktan sonra otelden ayrılıp biraz Ankara' yı gezmek istemişlerdi. Ahmet, Fatih'e dönüp;

Ahmet: Kızılay'a gidelim mi ?

Fatih: Olur gidelim.

Ahmet: Sen daha önce Ankara'ya gelmiş miydin ?

Fatih: Hayır gelmedim, sen ?

Ahmet: Bir kez geldim, Anıtkabir' e gitmiştim.

Fatih: Tamam, hadi gidelim.

Kızılay'a geldiklerin de bol bol fotoğraf çekip bir yandan da oranın güzelliklerine hayran kalıyorlardı. Ahmet daha önce Ankara' ya geldiği için birçok yeri biliyordu. Gezip dolaştıktan sonra otelin yolunu tuttular. Çok yorulmuşlardı, odalarına girdiklerinde duş altıktan sonra yataklarına uzanıp televizyonu açtılar ve haberleri izlemeye başladılar. Biraz izledikten sonra uyumaya karar verdiler. Yarın üniversiteye yaptıracakları kayıt, hayatlarını değiştirecekti belki de. Uyandılar ve hızlıca kahvaltılarını yaptılar. Giyindikten sonra üniversitenin yolunu tuttular. İçeri girdiklerin de karşılaştıkları manzara mükemmeldi. Çok büyüktü. Gözleri faltaşı gibi açıldı ikisinin de. Burası muazzam bir yerdi. Burada okuyacakları için çok şanslıydılar. Kayıt için sıraya girdiler beklemeden. Kayıt için görevli öğretmen belgeleri istedi. İkiside belgeleri uzatıp beklediler. Öğretmen okul kartlarını verdiğinde hissettikleri bu duygu paha biçilemezdi. Bu sevinçlerini aileleri ile de paylaştılar. Gurbette yaşamak zordu onlar için ailelerinden uzakta sevdikleri olmadan gelecek planları yapıyor ve ona göre hareket ediyorlardı. Okuyup hem kendilerinin hem de ailelerinin istediği gibi iş sahibi olabileceklerdi. Tekrar otele dönmek üzere yola çıktılar. Burada daha fazla kalamayacaklarına karar verip ev bakmaya çıktılar ve bir tane ev buldular. Anlaşma imzalandı ve otelden ayrılıp eşyalarını eve yerleştirdiler. Aradan biraz zaman geçti, okula gittiler ve sınıflarını bulmaya çalıştılar. Bu arada Nazlı adında bir kız ile tanıştı Ahmet. Konuşmaya başladıklarında aynı sınıfta olduklarını öğrendiler. İkisi kantine doğru ilerlerken, Fatih' de bir yandan sınıfını arıyordu. O da Afra adında bir kız ile tanışma fırsatını yakaladı. Onlarda okulun bahçesindeki banka oturup sohbet etmeye başladılar. Okul başladığında her şeye alışmışlardı. Artık düzenlerini kurmuş derslerine odaklanmışlardı. Ahmet, dönem sonunda okul birincisi olmuştu. Ahmet, Nazlı ile Fatih de Afra ile beraberlik yaşamaya başlamışlardı. Gün geçtikçe hepsi birbirlerini deliler gibi seviyorlar ve zamanı geldiğinde evlenmek istiyorlardı. Fatih, Ahmet ile konuşmak için yanına gittiğinde Ahmet' i düşünceli gördü. Ve dedi ki ;

KOMPARTIMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin