iki

203 33 66
                                    

Jeongin

"Gerizekalı! Rezilsin jeongin."

Al işte. Şunların ağzına laf verdim ya en çok buna kahrolucaz şimdi.

"Senden etkilenmiştir şimdi." Felix saçlarını geriye attıktan sonra önündeki bardağı kafasına dikip kendini sevgilisinin kucağına bıraktı. Aramızda düzenli ilişki yapan tek kişi Felixdi.

Sevgilisi changbin ile o lisedeyken tanışmış, tam tamına üç yılı aşkın da devam eden ilişkiye başlamışlardı. İlk gün ki gibi aşık olduğunu söyleyip duruyordu. Zaten aşk insanıydı o.

Seungmin ise kendini kariyere adamış bir insandı. Büyük ihtimalle mezun olmadan önce aşk işlerine girmeyi düşünmüyor. Daha önce birisiyle sevgili bile olmayı denememiş. Jisung reddedildiğini iddia ederek dalga geçiyordu zaten ama seungmin gibi birinin reddedilmesine imkan vermiyorum. Kendisi genelde reddetmeyi tercih ediyor.

Jisung ise benim gibi istediği zaman flört eder sonra da sıkılır bırakırdı. Minho hariç. Üniversitenin ilk yıllarında flört ettiği çocuğu unutamıyor o da. Şimdi de gelip benim aşık olmamla dalga geçiyor işte. Tam bir mal.

"Numarasını aldım mı? Aldım. Siz orasıyla ilgilensenize."

Sorarak almamıştım. Kütüphanenin üyeliğinde olduğu için numarasını almıştım. Yoksa ben niye orada çalışayım ki?

Bu sabah zaten biraz flörtleşmeye çalıştığımda kaçıp gitmişti. Sanırım utandığı için kaçtı. Yoksa benden neden kaçsın değil mi?

"Hyunjin'i siktir edip şuradaki afete bakar mısın jeongin? Baksana jeno'ya!" Jisung kafamı tutarak pistin ortasında dans eden jeno'yu eliyle işaret etti. Jeno jisung ile bana bakıp göz kırpınca yüzümü buruşturup jisung'u arkamdan ittim. Ben hyunjin diyorum bu jeno diyor.

Hyunjin sadece. Sadece o. Anlamıyor mu bunlar ya?

"Hyunjin'i istiyorum." Diyerek önümdeki bardağı kafama dikip dudaklarımı sildim. Şu an sarhoş olmamın nedeni oydu. Aklımdan çıkmıyor ki. Çıkmasın.

Jisung kafama vurup çantasından çıkarttığı tavşan dilinde olan ruju dudaklarına sürdükten sonra bana uzattı. Onu reddetsem bile ruju elime tutuşturup dans etmek için ilerideki kalabalığın içine girdi.

Felix ve changbin şu ortamda bile tatlı tatlı cilveleşmeleri ile baş başa kalınca tam anlamıyla ağlamak istedim. Kafam dağılsın diye buraya gelmek iyi değildi sanırım. Seungmin gibi oturup vizelere çalışabilirdim. Sürtmek hoşuma gidiyor benimde.

Elimdeki rujun kapağını açıp kapatarak vakit öldürmeye çalışırken ruju elimden alan kişiyle gözlerimi elimden ayırdım. Jeno rujun kapağını açıp rengine baktıktan sonra "sana çok yakışıyor." Diyip uzatmıştı.

"Beğeniyor musun?" Dedim ruju elinden alırken. Kafa sallayıp kollarını bana sarınca biraz sersem olduğum için ses çıkartmadan öylece durdum. Felix'in bize bakıp bakmadığını kontrol ettim ancak o benimle uğraşmak istemeyecek kadar meşguldü. İnsanın sevgilisi olunca böyle oluyor demek ki...

Hyunjin de benim sevgilim olsun. Olamaz mı? Olmaz. Niye olmaz ki? Offf.

"Dans etmeyecek misin?"

"Hayır, canım istemiyor." Dedim biraz ondan uzaklaşarak. Çenemden tutarak beni kendisine çevirince oflayıp 'ne var?' dedim ancak gözlerini dudaklarımdan alamadığı için duymamıştı ne dediğimi.

Bana karşı bir adım attığı an kafamı sola yatırıp tuttuğum omuzlarını ittim. Hiç eğlence arayacak bir zaman da değildim. Aklımda hyunjin varken jeno ile uğraşamazdım.

aleksitimi, hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin