Flashback
Hyunjin
Çoktan geç kaldığım dersim için çarptığım insanlardan özür bile dileyemeden koşuyordum. Üstelik bugün ödev teslim etmem gerekiyordu ve daha gerekli fotokobileri almamıştım bile. İşim daha ne kadar uzar diye düşünürken hızlıca binadan içeri girdim.
Çantamdan dosyamı çıkarmaya çalışırken uzaktan gördüğüm fotokobi sırasıyla derince ofladım. Tabiri caizse önümdekilere işimin ne kadar acil olduğu ve hemen biteceği ile ilgili yalvararak öne geçmiştim, gerçi hemen kabul etmişlerdi biraz fazla dramatikleşmiştim sanırım. Fakat çoktan biri kendi fotokobilerini çekmeye başlamıştı. Tam aynı yalvarmayı ona da yapmaya hazırlanıyordum ki bakışlarıyla beni susturmuştu.
"Buradaki işi acil olan tek kişi sen değilsin bekle biraz."
Benimle dalga mı geçiyordu? Önünde neredeyse 10 dan fazla kağıt vardı ve benim işim 5 dakika bile sürmeyecekti.
"Lütfen çok geç kaldım sadece bir kaç sayfam var."
Gözlüklerinin üstünden bana bakmaya devam ederken cevapladı.
"Ben de geç kaldım diyorum neden sadece işi zorlaştırıyorsun?"
Söylediğiyle histerik bir gülüş bıraktım. Burada işi zorlaştıran tek kişi kendisiydi. Üstelik onu daha önce bu fakültede hiç görmemiştim. Muhtemelen burada okumuyordu bile. Buna rağmen şu aptal binadaki tek fotokobi makinesini gasp etmişti.
"Bak neden anla-"
Evet, teşekkürler tanrım. Elimdeki dosya karşımdaki gencin makinenin kenarına koyduğu kahvesine çarpmıştı. Belki tutmaya çalışmasa sadece yere düşecekti ama malesef ki kağıdı çıkartmak için kapağını çoktan açtığı makinenin üstüne boylu boyunca dökülmüştü.
Çoktan aralanan ağzımla karşımdaki gözlüklü çocuğa baktığımda onun yüz ifadesi de benden farksızdı. Sinir bütün vücuduma hızla yayılırken karşımdaki çocuğa yumruğu çakmamak için kendimi zor tuttum. Bu sırada arkamızdaki insanların oflama seslerini duyuyordum.
"Hay sikeyim seni ya." diye burnumdan soluyarak mırıldandığımda efendim dercesine bana çevirmişti kafasını. Kesinlikle daha sonra onu bulup bir güzel pataklayacağıma karar vererek binadan çıkmak için yürümeye başladım. En yakın binaya koşarsam bir kaç dakika içinde ulaşabilirdim. Gerçekten geçirdiğim en boktan gün olabilirdi.
____________________________________
Çoktan akşam olmuş ve ne kadar tek istediğim yatağımda uzanıp sabaha kadar dizi izlemek ve ödevlerle uğraştığım koca bir haftanın yükünü atmak olsa da Jeongin'in bitmez tükenmez ısrarları sonucunda şu an fakültedekilerin ortak toplanacağı bir partiye gidiyorduk.
Sabah ödevimi geçte olsa ve profesörden bir kaç iğneleyici lafta yemiş olsam sonuç olarak teslim etmiştim. Ayrıca sonra ne kadar kabul etmek istemesemde kahvenin dökülmesinde benim de suçum olduğu için idareye uğramıştım. Neyseki makinenin zaten atılacağını ve çoktan yerine yenisinin konduğunu ve sorun olmadığını söylemişlerdi. Bu yüzden sabah yaşadığım tatsız olayı bir kenara bırakıp sadece partinin tadını çıkarmaya karar verdim.
Bu gece için kiraladıkları mekana vardığımızda Jeongin ile fakülteden arkadaşlarımızın yanına oturduk ve sohbet etmeye başladık. Yaklaşık 20 dakika sonra yakınında oturduğumuz sahneden gelen müzik sesiyle kafamı o tarafa doğru çevirdim. Tabi gördüğüm yüzle kaşlarımın çatılması bir oldu. Doğru mu görüyorum diyerek iyice incelemeye çalışırken göz göze gelmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Me Harder| HyunMin
FanfictionYeni ayrılan çift birbirlerini pek rahat bırakmak istemiyor gibiydi. Maybe i should just focus on me instead are the nights we were tangled up in your bed.