12.Bölüm

157 23 6
                                    

Flashback

Seungmin

3. kez sonuna kadar çalan ama cevap alamadığım telefonla oflayıp geri cebime sıkıştırdım. Elimdeki pasta kutusunu dikkatlice arabanın ön koltuğuna yerleştirip kendimde sürücü koltuğuna geçtikten sonra telefonu radyoya bağladım ve sevdiğim şarkılardan birini açtım.

Bugün Hyunjin'in vizelerinin son günüydü ve tüm hafta yüzünü sadece iki kez görebilmiştim. Her şeyi son dakikaya bıraktığı için tüm hafta koşuşturup durmuştu ve rahatsız etmek istememiştim zaten benim de kendiminkilerle uğraşmam gerekiyordu.

Şimdiyse onu biraz rahatlatmak için evine gidiyordum. Yaklaşık 10 dakika sonra Hyunjin'in yaşadığı apartmana ulaşmıştım. Arabayı garaja park ettikten sonra ilk önce bagajdan market poşetlerini sonrada ön koltuktan pasta kutusunu aldım. Asansöre ulaştıktan sonra 7. kata bastım. Asansörden indikten yanımdaki yedek anahtarla kapıyı açıp içeri girdim.

Evdeki sessizlik bana hala eve gelip gelmediğini düşündürmüştü. poşetleri boşaltıp içindekileri ve pastayı dolaba yerleştirdikten sonra Hyunjin'in odasına doğru adımladım

Hafif aralık olan kapıyı itdirip içeri girdikten sonra yatakta yüzüstü şekilde uyuyakalmış sevgilimi görmek yüzümde ufak bir tebessüm oluşturmuştu. Tahmin etmeliydim diye düşündüm.

Sessizce dolabı açıp üst rafındaki pikelerden birini çıkarıp üstüne örttüm. Yatağının başucundaki duvarda asılı fotoğraflarımızı görmek gülümsememe sebep olmuştu. Küçük dijital bir kamera satın almıştı ve sürekli yanında taşıyordu. Çoğunlukla ikimizin olduğu fotoğraflar ve aralarda gizlice çektiği benim tek olduğum fotoğraflar vardı ki bazılarını gerçekten şu an fark etmiştim.

Odadan çıkıp lavaboda bir kaç işimi hallettikten sonra geri yanına döndüm. Saat 3'ü çeyrek geçiyordu hala erkendi ve bir kaç saat onunla kestirebilirdim. Pikenin ucunu yavaşça kaldırıp yatağın diğer tarafına uzandıktan sonra kendi üstümü de örttüm. Zaten buraya eşofmanla geldiğim için değiştirme ihtiyacı duymamıştım.

Tabi karşımdaki güzel yüzü izlemeye dalmışken uyumayı çoktan unutmuştum. Nazikçe yeni boyattığı sarı saçlarını okşadım. Yastıktan dolayı hafif aralanmış kırmızı dudaklarına karşı koymayı denedim ama beceremedim. Yavaşça uzanıp küçük bir öpücük kondurdum onlara. Uyanmasını istemiyordum ne kadar yorgun olduğunu biliyordum. Göz altları belirgin şekilde çökmüştü. Bu yüzden onu daha fazla rahatsız etmemek için gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.

Saatler sonra yüzümde hissettiğim küçük öpücükler, saç tutamları ve sıcak nefesle gözlerimi açtım. Burnumun dibindeki gülümseyen güzel yüz bana hala rüyadaymışım gibi hissettiriyordu.

"Ne zaman geldin?"

Yeni uyandığını belli eden çatallı sesiyle konuştuğunda dilimle dudaklarımı ıslatıp cevap verdim. Güneş daha batmamıştı ve yaza girmek üzereydik.

"Bilmem saat kaç ki?"

"Bilmiyorumki" mırıldanarak konuştuğunda yan yatan bedenimi ittirerek sırt üstü yatmamı sağladıktan sonra tam anlamıyla üstüne uzanarak kafasını boynuma gömdü.

Üstümdeki ağırlığıyla gülerek yakındım. Sonraysa kollarımdan birini bedenine sarıp diğerini çoktan burnumu yasladığım saçlarına çıkarıp okşamaya başladım. O sırada boynuma sulu öpücüklerinden birini bıraktı.

Bir süre öyle kalıp huzuru tatdıktan sonra sordum.

"Nasılsın?"

Kafasını boynumdan çıkarıp omzuma yasladığında iç çekişini duydum.

"Çok iyiyim, gerçekten üzerimden öyle bir yük kalktı ki. Bu haftayı tamamlayamadan stresten gidicem sanmıştım."

"Sevindim, bir daha son haftaya bırakmazsın o zaman. "

"Hiç sanmıyorum ama."

Gülerek cevap verdiğinde ben de istemsizce gülmüştüm.

"Aç mısın?"

"I-ıh"

Kaşlarımı çatarak kafasını kaldırıp bana bakmasını sağladım. Yüz ifademi görünce yumuşatmak ister gibi masum bakışlarını takınmıştı.

"Sence tüm hafta kafeinle beslendiğini bilmiyo muyum Hyunjin?"

"Hazır bir şeyler söyleriz o zaman."

"Gerek yok ben aldım bir şeyler hazırlamak için heemm pasta da aldım, çilekli."

Yüzünde yavaşça büyüyen sırıtışı izledim.

"Hani sağlıklı beslenmem gerekiyordu?"

"Senin üstün başarını takdir etmek için bir hediye."

Gülerken biraz aşağı kaydı ve bu sefer göğsüme yatıp kolunu belime sardı.

"Seni çok seviyorum aşkım."

"Biliyorum biliyorum herkes beni çok sever."

Eliyle göğsümü çimdiklediğinde küçük bir acıyla inledim.

"Hani çok seviyordun beni?"

"Yok sevmiyorum vazgeçtim."

Tatlı sinirine kahkaha atarak ikimizi beraber kaldırdım. Şimdi kucağımda oturuyo sayılırdı.
Yanaklarını kavrayıp dudaklarımızı birleştirdim. Küçük ve masum bir öpücüktü. Ayrıldıktan sonra sıcak yanağına da küçük bir öpücük bıraktım ardından boynuna kadar uzanan bir kaç küçük öpücük daha kıkırtılarını duymak beni o kadar mutlu ediyordu ki. Son olarak kulağının arkasındaki oyuntuyu öpüp fısıldadım.

"Ben de seni çok seviyorum."

_____________________________________

Selam kızlar akşam efkarları
bastı mı
bi de sanırım hasta oluyorum bi bu eksikmiş gibi

Love Me Harder| HyunMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin