ya gerçekten yaşanılan bu yüksek mertebeden acının bir amacı yoksa.
hiçbir anlam ifade etmeyen, her boşluğa dokunan ama hiçbirini doldurmayan hatta ve hatta derinleştiren, tüm paklığı ve getirdiği her bir ağrıyla dümdüz acılarsa çektiklerimiz.
hayırlısı buymuş dediğimiz her şeyin ya hayırlısı bu değilse ve biz ömrümüzün sonuna dek kendimizi bu aciz avuntuyla teselli ettiysek.
zaten çektiğimiz yüklerin kaç tanesi bize bir dönüt vermiştir ki?
o acılara bunları en hassas noktalarımızda yaşamadan ulaşamaz mıydık? anlayamaz mıydık? sadece okusak? hadi anlamayalım, n'olmuş? acısız insan boş insan mıdır? acısız insan mutlu insandır. cehalet her zaman mutluluk getirir.30 yaşındaki adamın başından geçenlerle benim gördüklerim arasında bu kadar kesişim olması ne kadar adaletliydi? sonunu bildiğim bir hikayeyi dinliyor gibiydim ve nasıl dedim. bunu söylerken içimde hiçbir duygu yoktu sanki. artık endişe bile duymamaya başlıyorum gündelik şeylere. geçmiş senelerimde stresten saçlarımı yolacağım her şey bir boşluğa kapılmış. bu mu sağlıklı olandı?
hayır, ben yarım yamalağım. öylesine şeyleri kafama takarım ama gökdelenler vız gelir. hissizlik değil, iyi hissetmeyi unutmak. sonrasında kötü hissetmeyi de unutmaya geçecekmiş gibi duruyor. farkındalığım köreldi ve duygularıma izin veremiyorum. mutlu olmanın sorumluluğundan kaçıyorum. bir şeylerden keyif almayı kendime yasakladım. artık hiçbir ben hiçbir şeye gerçekten gülemeyecek.
bu acı değişim gerekli miydi? otuz yaşıma geldiğimde bunu aşmış olacak mıyım diye düşünüyorum. buna inanıyorum özünde, büyük ihtimalle böyle olur diyorum çünkü o zaman geldiğinde ve aynadan kendime baktığımda gördüğüm ben aynı ben olursa tırlatırım. hiç kimse yardım edemez ondan sonrasına. keşke bir ilaç olsa ve birden çocukluğumuzdaki duygusallıkları geri kazansak.
iyi hissettiğim anlar olmalı. iyi olduğum vakitler yaşanmalı. bir an bile olsa, saniyeler sürse dahi bulunmalı içimde. onu fark etmeliyim. ben şu an iyiyim diyebilmeli insan.
bomboş hissetmek iyi olmak değildir. bana öyle geliyor ki eğer hayatımda güncel olarak dahil olmasam da olur diyeceğim sorunlar varsa yalnızca, o zaman iyiyimdir. o zaman düşünecek bir şeyim yoktur. yine de neden saatlerce yatakta dönüp dururum? dokuz saat çalışmışım ve uykum yok. sinirlenemiyorum, bıkıyorum. öfkeyi yitirmenin eşiği. tam olarak kazandığımdan da emin değilim.
ya gerçekten düzelmeyecekse ve biz düzelmişçesine yaşarsak?
o zaman kendimi nasıl affederim.