sabah akşam'dan kurduğum alarmla ne kadar istemesem de uyandım.
odamda ki banyoya girip elimi yüzümü yıkadım ve kısa bir duş aldım. dişlerimi fırçalayıp banyodan çıktım.
odamı havalandırmak için mavi beyaz kelebekli perdeleri çektim ve camı açtım.
temiz havayı içime çekerken, karşı komşumuz jack'i gördüm. oda beni görmüş olacak ki camı açtı ve
önce dudak büzüp sonra güldü. bende aynısını yaptım bu bizim özel selamlaşmamız dı.
düşüncelerimden onun sesiyle ayrıldım ve bütün dikkatimi ona verdim.
"seni okula bırakmamı istermisin"
"ımm hayır ama benim daha iyi bir fikrim var okula kadar yarışmaya nedersin"
sırıttı ve kafasını salladı.
bende hemen hazırlanmaya başladım. krem ve mavi kapaklı dolabımın kapağını açtım.
bu gün ikinci dönemin ilk günüydü ve hava güneşli olsada esiyordu bu yüzden krem yarım kollu kazak ve altına parlak pudra pembesi şortumu giydim, ayakkabı da benim vaçgeçilmezim olan pembe vansımı giydim.
boy aynasından kendime baktığımda saçlarımın halini görmemle şoka uğradım hemen maşayı taktım ve o ısınırken saçımı tarayıp düz hale getirdim.
maşayla saçlarıma hafif dalgalar verdim ve saçımı geriye atıp önde iki tutam aldıp, ördüm.
ikisinide arka tarafa alıp birleştirdim ve saçımla aynı renk lastik toka alıp bağladım.
makyaj masamın karşısına geçip hafif bir makyaj yapmaya başladım.
fazla bir şey sürmedim zaten yüzüm pürüzsüz ve bu özelliğimi diğer kızlar gibi mahfetmek istemem.
son olarak ta parfümümü sıkıp bir iki aksesuar ekledim ve siyah çantımı koluma takıp çıktım (multi) odamdan çıktım.
kahvaltı yapmayacaktım yoksa geç kalırdım bu yüzden anne ve babamın yüzüne kocaman bir öpücük kondurup geç kaldım dedim ve kapıdan çıktım.
bu arada jack'te kapıdan çıkıyordu beni gördü ve güldü.
(jack'in giydikleri multide)
"eee kazanan kişinin ödülü ne olacak "
bu çocuğu seviyorum ya tam benim kafamdan.
"bir günlük kölem olacaksın"
"kendine okadar güvenme prenses"
bu dediğine güldüm ve siyah porsche'me bindim oda kendi arabasına bindi ve yola çıkıp yan yana durduk. burada yollar genişti ve bu bizim için bir avantajdı. Elimle camdan üçten geriye işreti yaptım ve başladık.
şuan beni geçiyordu fakat bu uzun sürmedi hemen gaza yüklenip onu geçtim...
okula 3 dakika vardı ve o öndeydi hemen onu geçmessem kazanacaktı. gaza yüklendim ve onu geçtim işte bu kazanan tabikide becky.
arabadn indim ve arabamın anahtarlarını ona atıp güneş olmayan bir yere lütfen diyip,gülerek bizim kızların yanına gittim.
onlar merakla bana bakerken umursamadım ve aklımdaki soruyu sordum.
"akşam hesabı kesmeye gidiyomuyuz"
onlar bana şaşkınca bakarken lily cevap verdi bu kızı seviyorum hızlı cevap veriyor.
"evet"
dedi umursamaz bir o kadarda heyecanlı çıkan sesiyle. zil çaldı ve birlikte okula gittik.
ders kimya aman ne güzel bu okulu bitirir bitirmez. kimya hocamız pardon sürtüklük hocamız bayan daily'nin o büyük kıçına tekmeyi basıcam. o kadın benim sevgilimle ayrılmama neden oldu.
sınıfa girdik derslerimiz aynıydı bunu yapmak zor olmadı. derslere sürtük bir hoca giriyorsa müdürümüzün para manyağı olduğunu tahmin etmeniz zor olmaz.
cam kenarının arka sıralarından birine oturdum.
hemen yanıma lily önüme jack ve yanına lily'nin sevdiği çocuk marth o çocukta garip birşeyler var bunu hissediyorum lily'e söyledim fakat beni dinlemedi. bu konunun üstüne daha sonra bakmalıyım.
önüme atılan kağıtla irkildim. bunun üstüne önden kıkrdama sesi geldi.
kağıdı atanın jack olduğunu anladım ve kağıdı açtım içinde bugün bana ne gibi işkence çektireceksin.
bende cevap yazmaya başladım.
öncelikle okulu üçüncü dersten sonra ekeceğiz ve güzel bir kahvaltı yapacağız, sonra biraz alışveriş, bowling ve son olarak yemek yiyip beni eve bırakacaksın. insaflı davrandım.
kağıdı katlayıp bende onun gibi attım kağıdı okudu ve arkasına dönüp ciddimisin, bakışı attı.
adımın seslenmesiyle kimya hocamız bayan sürtüğe döndüm.
"siz ikiniz hemen dışarı"
vay sürtüğümüz akıllanmış önceden olsa sadece beni çıkarırdı ikimizde aynı anda
"peki"
diyince sınıfta kıkırdama sesleri yükseldi. daily kıpkırmızı oldu ve kapıyı gösterip
"defolun"
dedi. birlikte sınıftan çıkıp okul bahçesine geldik.
"madem derste değiliz okulu şimdi ekelim ki daha fazla vaktimiz osun dimi"
"ne acelemiz var canım hem daha akşama ne kadar vakit var"
tek kaşımı kaldırıp
"sen kaytarmaya mı çalışıyorsun yoksa bana mı öyle geliyor?"
dedim. bir şeyler mırıldandı eminim küfür etmiştir.
"duyamadım"
"hadi gidelim dedi"
birlikte minik bir kafe'ye gelip kahvaltı yaptık ve şimdi alış veriş merkezinde geziyoruz tabi jack'in eli bir sürü poşetle dolu acıdım ve
"tamam birkaç tanede kitap aliyim sonra bowling oynamaya gideriz"
dedim.
"sonunda"
güldüm ve kitapçıya girdim hemen bir kaç kitap alıp çıktım, kitaplarıda ona verdim ve
"sen bunları arabaya götür ben seni bowling katında bekliyor olacağım."
"tamam"
diyip yürüyen merdivenlere gitti bende üst kata çıkıp onu beklemeye başladım....
bowling'i o kazanmıştı şimdide yemek yemeğe yiyecektik fakat ona bir telefon geldi apar topar arabanın yanına geldik.
"yemek yemedik"
"becky sözüm olsun seni akşam yemeğine götüreceğim şimdi gidelimmi acil bir işim var biliyorsun bu aralar ortalık karışık ve birkaç yer artık haraç vermemek için isyan çıkarıyor"
"peki"
dedim bozulmuştum ne olur rahat bıraksalar ben bile yoruldum bu haraç vermeyenlerden neyse bugün hesabı keseceğiz vermek istemezlerse, sinir atarız biraz.
selam miley cyrus hikayemle karşınıdayım sınır 10 vote 5 yorum öpüldünüz.
bu arada olaylar 2012'de yaşanıyo miley'in wrecking ball'u yayınlamadığı zaman
iyi okumalar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Together
Chick-LitSen benim gün ışığımsın Sen benim gecemsin Sen benimsin Sen benim Hayatımsın Dünyamsın Güzelimsin Yaşama sebebimsin.