8 Temmuz 2024, Pazartesi

3.6K 178 70
                                    

Ufak bir gürültüyle araladı gözlerini karanlığın içine. Kolu hemen sağ yanını yokladı fakat bir boşlukla karşılaştı. Panikle başını kaldırınca Asi'nin uyuyor olması gereken yerde olmadığını görmek kalbindeki paniği arttırdı. Evde ve güvende olduğunu kendine hatırlatarak karabasanlarını dağıtmaya uğraşırken telefonunu aldı eline. Saat geceyarısını iki geçiyordu.

Yerinden kalkıp banyoya ilerledi. Kapıyı çalarken Asi'ye seslendi ama geri cevap alamadığı gibi kapıyı açıp baktığında karanlık banyoyla karşılaştı. Yatak odasından çıkıp karşıdaki odaya yürürdü. Müzik odasının ışığı yanmasa da oraya da göz attı.

"Asi!" Diye daha yüksek sesle çağırdı. Bir karşılık gelmezken merdivenlerden indi. Merdivenlerin sonunda mutfağın ışığının açık olduğunu görebiliyordu. Ama antrenin kapısından geçip salona girince ışığı açık mutfak tarafında kimseyi bulamadı. Buzdolabının önüne düşüp dağılmış bir pasta yığınından başka bir şey yoktu.

"Asi?"

Banyodan elinde bir çöp poşeti, mob kovası ve paspasıyla çıkan Asi, Alaz'ı fark ettiğinde yerinden sıçradı.

"Alaz? Niye uyandın?"

"Asıl sen niye uyandın?" Biraz daha yaklaşınca Asi'nin ağlamış olduğunu fark etti ve endişeyle kaşlarını çattı. "N'oldu?"

"Dur, yaklaşma cam batar!" Asi buzdolabının hemen önünde, ayaklarının dibinde dağılmış pastanın başında dururken Alaz mutfak masasının yanındaydı. Asi'nin uyarısıyla bir an durup dağınıklığı inceledikten sonra Asi'ye yaklaşmanın daha önemli olduğuna karar verip devam etmişti yürümeye.

"Şuradan gel." Diye cam kırıklarına daha uzak bir yeri işaret etti Asi ve kendisi de elindeki malzemeleri bırakıp Alaz'la ortada buluştu. Alaz, Asi'nin yanına gelir gelmez yüzünü avuçladı.

"Ne oldu Asi?"

"Özür dilerim." Dedi Asi, küçücük bir çocuk sesiyle ve gözlerinin hemen ucundaki yaşlarla. "Bok ettim her şeyi."

Bakışları yanında durdukları dağılmış pastaya inince Alaz da oraya baktı.

"Bu ne?"

Tekrar Asi'yle gözleri buluşunca Asi daha da üzgün göründü.

"Doğum günü pastan."

"Ne?" Gülüşüne karışan bir sesle şaşırıp artık pastaya çok da benzemeyen yığına baktı yeniden.

"Yani ben sakarlık etmeden beş saniye önce öyleydi."

"Bana pasta mı aldın?"

Alaz, doğum günlerinden nefret ediyordu. Güzel geçirdiğini hatırladığı tek bir doğum günü bile yoktu. Annesinin unuttuğu, babasının zorla hatırlattığı, Çağla'nın mutsuz olduğu bir günü istese de sevemezdi. Görmezden gelmeyi seçtiği bir gündü. Bu sene de planı bu yöndeydi.

Ama Asi'ye kutlamak istediği için kızmadı. İkisi arasında bir mum üflemenin zararı olmazdı. Hoş, onu da yapamamışlardı. Evren, Alaz doğum gününü kutlamasın diye özel bir çaba harcıyor olmalıydı.

"Hayır, ben yaptım."

"Sen mi yaptın?"

Kendisinin bu kadar görmezden gelmeyi seçtiği bir günü Asi'nin böylesine görünür yapma çabasına içerlendi. Alaz için önemsenecek, özenecek, hazırlık yapılacak bir gün değildi fakat Asi elleriyle yaş pasta hazırlayarak Alaz'ın yerine de bugüne önem veriyordu. Keşke yapmasaydı.

Asi, başıyla onayladı. Başını sallarken utanç, keder ve mahcubiyet dökülüyordu yüzünden. Kendi emeğini ve Alaz'ın sürprizini kendi elleriyle mahvettiği için çok kırgındı kendine.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 24 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GünlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin