Kötü Adam Zenginliğini Saklıyor

25 Bölüm

-

Yine de Lilika kardeşine göre daha temkinli cevap verdi.

"Ben sadece... Rahibe Prenses'in sarayına gittiğinde yanına hiçbir hizmetçi almadığı için... ona bakması için birini göndermenin daha iyi olacağını düşündüm."

Ama elbette bu söylediklerinin mantıklı olduğu anlamına gelmiyor.

"Yani siz ikiniz masumsunuz ve bunu hizmetçi tek başına mı yaptı?"

Hizmetçinin söylediğinden farklıydı, kendisine direnmesi emredildi ve sonunda hizmetçi gerçekleri kontrol etmesi için çağrıldı.

"Aradığını duydum..."

Hizmetçi çalışma odasına girer girmez sert, keskin bir ses yankılandı.

"Majestelerinin önünde harika bir iş çıkardınız, değil mi? Gerçeği söylemelisin."
"Ben, ben... ben sadece... ne olursa olsun..."

Ancak burada genç efendinin ya da genç hanımın ona söylediklerini dürüstçe söyleyemezdi. Bu durumda bu konuyu nasıl kapatacaktı?

'Hiç sempati duymuyorum.'

Benim önümde böyle davranması ironikti ama şimdi titriyordu ve konuşamıyordu bile.

Hizmetçinin bana neden bağlı olduğu belliydi.
Suçlu, prensesle tanışmamdan en çok nefret eden kişi olsa gerek.
Köşede her türlü zavallı gibi davranan Lilika.

'İmparatorluk sarayına nasıl davet edildiğimi ve ne tür konuşmalar yaptığımızı merak etmiş olmalı.'

Beni gözetleyecek birine ihtiyacı vardı ama Lilika'nın önemli bir şey yapacak kadar güvenebileceği bir hizmetçisi yoktu.
Geçen sefer bana elbisenin rengini söyleyip söylemediklerini sorunca önce onları itmiş, bir süre sonra da kurşun çömlek olayı yüzünden ona olan güvenlerini yitirip bağlarını koparmışlar.
Her ne kadar kontrolün sahibi Lilika olsa da, emri kardeşimin kendisinin vermesi doğruydu.

"İmparatorluk şövalyeleri bile geri çekilmişti ve oraya gitmemek için direniyorlardı... Sevgili tanrılar."

Aniden oldu ama Lilika oyunculukta iyiydi.
Onun sanki onunla hiçbir ilgisi yokmuş gibi doğal bir çizgi çizdiğini gören Jiksen boğuldu.

"Bana böyle bir hizmetçi göndermemi söylemiştin!"
"Demek istediğim bu değildi... Sadece Rahibe'nin imparatorluk sarayına tek başına gideceğinden endişelendim, bu yüzden onunla birlikte birini göndermenin daha iyi olacağını söyledim."

Bana öyle geliyordu ki Lilika her zamankinden daha kötü değildi ama babamın sert sözlerini nadiren duyan ağabeyim bu duruma tahammül edemiyordu.

'İyi bir ilişkileri var gibi görünüyor.'

Elbette ironi yapıyordum.

"Kardeşim, Lilika'ya bu kadar sert davranma."

Bu duruma aracılık ediyormuş gibi yaparken sözünü kestim.

"Lilika, nişanlısı olan bir adama mendil verilmeyeceğini bilmiyor, kurşun kapların tehlikeli olduğunu da bilmiyor... Daha öğreneceği çok şey var."

Özetle Lilika aptal ve cahildi.

"Şimdiye kadar bu böyleydi. Lilika'nın da bunu bilerek yapmadığına eminim."
"Ne? Niyeti iyiyse, bırakacak mısın?"

Geçen sefer bunu söylediğinde Lilika'yı savunduğunu düşünmemiş miydi?

İçten içe dokunaklı bir şekilde alaycı olsam da, oldukça acınası bir ifadeyi korudum ve konuşmaya devam ettim.