Aşk merhemi

11 3 4
                                    

"Yaa kızlarr ben bunu hayatta giymemm" diye isyan etti Güneş Leyla hayla elbiseyi elinde tutarken "yaa Güneşimm nolurrrr bir kerecikk bizim için nolurrrr" Aselde Leylaya katılır gibi başını salladı "aynen be Güneşim yılda 1 kere olan bişey zaten bu kırma bizi hadi bee"
Ne mi oluyordu?
Kızlar şuan Leylaların evinde akşam ki baloya hazırlanıyorlardı. Dün gece yaşananlardan sonra sabah ne Leyla bişey demişti nede Emir. Daha doğrusunu söylemek gerekirse Leyla izin vermemişti. Uyanır uyanmaz eve koşmuş kızları aramıştı hemen, olayı anlattığındaysa kızlar Leylalara toplanmış hem akşama hazırlık yapıyor hemde dün gece hakkında merak edilenleri soruyorlardı. Baloya 2 saat kalmıştı ama kızlar daha elbiseye bile karar verememiştiler.
En sonunda Güneşi elbise için ikna edip saç ve makyajlarına başladıklarında saçına maşa yapan Güneş konuştu "vay be Emirle Leylada oldu demek" diye güldü. Leyla dudak altı gülüp "kızım bişey olmadık biz Emirle daha sus yaa" Aselde imayla gülüp "bal gibi de oldunuz kankii hiç itiraz etme yanii" sustu Leyla itiraz etmedi. Ama konuyu değiştirmek amaçlı Asele döndü "eee o zaman sıra sizde bebekk" Aselin gülüşü dudaklarında donarken "biz derken?" Farkındaydı o biz'den kastının ne olduğunun ama bilmiyormuş edasına yattı. Güneş gülerek "AsTan diyoruzz aşkımm Asel diyoruzz Taner diyoruzz aşk diyoruzz"
Asel yalancı öksürükle kendini toparladı. "Ya kızlar kapatın o konuyu artık nolur" dedi ama nafileydi kapanmadı konu açıldıkca açıldı.

Erkekler...
Erkekler yaklaşık yarım saattir hazırlanmış şimdi Tanerin babasını zar-zor ikna edip ödünç aldıkları arabayla kızları almaya gidiyorlardı. Taner sürücü koltuğunda Emir onun yanında Ali ise arka koltukta oturuyordu. Emir daha olayları erkeklere anlatamamıştı zira anlatırsa başına gelecekleri biliyordu. Sonuç onu sopayla kovalayan bir adet Taner olurdu.
Taner Leylaya çok bağlıydı hemde akıl almaz derecede. Çocuklukları birlikte geçmişti ilk okula başladığı günden beri Taner Leylayı herkesten farklı görüyordu. Herkesden fazla önemsiyordu onu. Ne zaman canı yansa ilk o koşar ne zaman zor durumda olsa ilk o yardım ederdi. Taner için Leyla bambaşka bir noktadaydı. Leylayı olmayan kız kardeşinin yerine koyduğunu söylerdi hep Taner. Bu yüzden Leylaya yaklaşmaya çalışan herkes önce dönüp Tanere bakardı sonra yaklaşamadan geri dönerdi. Duvarlıydı Taner sert görünürdü sözde. Ama sevdiklerine tamamen farklıydı bi hassa Leylaya daha farklı. Öyle ki bu sert duvarlı adamın yüzüne maske yapan, makyaj yapan ilk kişiydi Leyla.
Leylaların evinin önüne geldiğin de durdu Taner. Arabadan indi 3-de bütün asaletiyle. 3-de arabanın kaptuna yaslanıp durdu öylece. "Abi bu kızlar benim Güneşime de etek giydirmezler dimi?" diye söze giren Ali olmuştu. "Niye lan etek giyse nolur? Beğenmez misin?" diye sırıttı Emir. Tanerse bütün asaletiyle gözükleri gözünde sessiz kalmayı tercih etti. Çünkü biliyordu Ali'ye ne denirse nafileydi, 5 dakika sonra zaten başka konuya geçiş yapıcaktı. "Yok bilader ondan deyil estafurullah ben Güneşimi her harikulade severim de yani ne bileyimm bizim kızlar şimdi salak-saçma şey giydirirler Güneş sevmez falan" Taner gözlüğünü çıkarmadan hafif indirip üstten baktı Ali'ye "bu dediğine kendin inanıyor musun Aliş?" diye dalgaya vurdu yine olayı. "Iyy Aliş ne oğlum sakın Güneşimin yanında da böyle kelimeler kullanma karizmayı çizdiriyoruz sonra bilader iyi olmuyor yani" diye yüzünü buruşturdu Ali. Taner göz devirip gözlüğünü tekrar gözüne çekmekle yetindi. Emir kolunu Ali'nin omzuna atıp "sen hiçç merak etme kardeşim o elbise konusunu. Güneş yenge ne giymişse kendi isteğiyle giymişdir" Taner güldü bu noktada "Güneşe istemediği birşeyi yaptıracak adam daha anasının karnından doğmadı oğlum" diye de Emirin kelimesini devam ettirdi. Ali çapkın edayla "eee tabi oğlum ne sandınızz benim sevgilim o. Seven sevdiğine benzer misali yaniii" diye göz kırptı. "Lan tamam gevezelik yapmayın da biriniz arayın çıksınlar artık nerde kaldılar"diye sabrının tükkendiğini gayet açıkca belli etti Taner. Ali telefonunu çıkarıp Güneşi arayacakken Leylaların kapısının açılmasıyla duraksadı. Önden Güneş çıkarken Ali'nin gülüşü büyüdü. Onun arkasından çıkan Aselle Taner yerinde dikleşti hemen ardından çıkan Leyla ise Emiri şok etmeye yetti. Ali ıslık çalarak yanına gelen sevgilisinin hemen elini tutup kendi etrafında döndürdü. "Üff bee kimin sevgilisiii" Güneş en cilveli haliyle gülerken Taner ve Asel ikilisinde işler karışıktı. Taner kaşları çatık bir şekilde Asel ve Leylaya baktı. Ama Asele bişey deme yetisi olmadığından gücü Leylaya yetti. Elini Leylanın omzuna atıp "bu elbisenin devamı nerde güzel kardeşimm" dedi. Leyla göz devirip gülmekle yetindi, zira bu Taner için yeterli bir cevaptı. Bu sefer söze giren Emir oldu "hepiniz çok güzel olmuşsunuz hanımlar şimdi müsadenizle artık yola çıkalım" dediğinde kızların bakışları arabaya döndü. Arabanın kimin olduğunu bilmeyen Güneş ve Asel şok ifadeyle baktılar arabaya. Zira bu araba milyonlar ederdi ve bi nebze çaldıklarını falan düşünmeden edemediler. Ama arabanın kime ait olduğunu bilen Leyla güldü ve Tanere döndü "nasıl ikna ettin acaba çok merak ediyorumm". Taner Leylanın yanağından makas alıp "üzümünü ye bağını sorma bebek hadi atlayın" deyip arabanın sürücü koltuğuna geçti hemen. Tanerin arkasından hepsi arabaya yönelirken Ali sağ tarafın kapısını açıp Güneşe yol verdi önce. Bunun üzerine Emirde sol tarafın kapısını Leyla ve Asel için açarken önce Asel oturdu hemen arkasından Leyla oturucakken deminden beri yan-yana olan ikili şuan göz-göze gele bildi nihayet. Emir Leylanın kulağına yaklaşıp kısık sesle "çok güzel olmuşsun" dediğin de Leyla gülümsedi bişey diyecekti ama ortama Tanerin sesi bomba atar gibi düştü. "Lann aloo noluyor orda kardeşimm binsenizee bee". İkisi de yerlerine otururken arabayı çalıştırdı Taner. Arabanın aynasından arkaya yola bakmak isterken Asel'le göz-göze gelmesi bocalamasına sebep oldu. Minik bir öksürükle kendini toparlayıp bir konu attı ortaya "kızlar çok güzel olmuşsunuz ona eyvallah da biz katil olursak nolacak onu da düşünmüşsünüzdür inşallah". Emirin gözleri de arabanın aynasından Leyla'nın gözlerine kenetlenince kaldı öylece konuşmadı. Bu esnada Ali Güneşin saçlarını öne atarken konuştu "aşkım saçların çok güzel böyle dursun bence dimi?" Güneş bıkkınlıkla saçlarını tekrar geri itelerken "ayy Alii saçmalama çok sıcak bi keree". "Sıcak mıı?" diye öne atılıp iki ön koltuğun arasından başını uzattı Ali "biladerler hava sıcak mı şuan??" dedi ama ona cevap veren olmadı. Zira şuan Aselin kiyafeti yüzünden sinirden alnını ovuşturan bir adet Taner ve ona cevap vermek yerine Leylaya bakacak bir adet Emir vardı. Ali göz devirdi ikiliye. İyi dostlar edinmişti vesselam zor anında maşallah yanında olduklarını çok belli ediyorlardı yanii. 10 dakika yolun ardından araba okulun bahçesinde durmuştu. Hepsi teker-teker inerken Ali kolunu Güneşe doğru uzattı ve Güneş ona uyup koluna girdi. Tanerde ceketinin yakalarını düzeltip kolunu Leyla doğru uzattı "bu baloda partnerim olurmusunuz bayann?" dedi çapkın bir edayla. Gönül isterdi ki bunu Asele söylesin ama yapamıyordu işte ne zaman Asele birşey söylese hep olumsuz yanıt alıyordu. Leyla gülerek Tanerin koluna girerken hepsi ilerledi okulun esas salonuna doğru. İçeri girdiklerinde ise nerdeyse bütün okul burdaydı. Bir yere geçip oturdu hepsi. Parti başladı herkes eğlendi dans etti. Ali ve Güneş için geçirdikleri en güzel yılbaşı oldu belki de bu gece. Ama bazıları sadece uzaktan izledi sevdiklerini. Gece hızz kesmeden devam ederken Tanerin siniri akıl almaz derecedeydi artık. Zira şuan Aselin giydiği elbiseyle kendini zor tutuyordu baloda ki birini dövmemek için. Dans müziği çalmaya başladığın da bakışları Leyla ile gülerek bişeyler konuşan Aseldeydi. Bu görüntüye gülümseyerek baktı Taner ama aynı saniyelerde Aselin yanına gelen okulun manyağı olan Kaanla gülümseyen ifadesi dondu yüzünde. 1.85 boyunda uzun alımlı bir vücuda sahipti Kaan. Yani okulun bütün kızlarını kendine aşık eden tiplerden. Aselin yanına gelince gülümsedi Kaan ve elini uzattı. "Bu dansı bana lütf eder misiniz güzel bayan?" Asel şok ifadeyle bir ona uzatılan ele bide elin sahibine bakıp sonra Leylaya döndü. Normal şartlar altında bu teklifi kaçırma diyecek olan Leyla bu sefer diyemedi. Çünkü bakışları önünde oturan abisine kaydığın da kendisini zor tuttuğu belli oluyordu. Asele omuz silkti nasıl istersen diye bir ifadeyle. Asel tam elini Kaanın eline koymaya yeltendiğin de ise önlerin de beliren el buna engel oldu. Tanerin yüzü Kaana dönükken Asele sorduğu soruyu cevapladı. "Çok isterdi ama malesef balo başlamadan önce bana söz verdi benle dans edecek yani" dedi ters bakışlarla. Kaan "öyle mii?" dediğin de başını hafif yana eğip Tanerin önünde siper olduğu Asele baktı. Asel tam ağzını açmışken Taner yine Kaanın bakış açısına girip ters bakışlarla sesini biraz yükselterek "Öyle!" dedi. Kaan başını usulca sallayıp arkasını dönüp yerine adımladı. Tanerin bakışları Asel'e döndüğün de bu sefer aynı ters bakışlar Aselde de vardı. "Naptığını sanıyorsun sen?" Taner Leylaya kaş-göz işareti yaptığın da Leyla'nın saniyesinde o bakışı yakalayıp yerinden ayaklanıp Emirin yanına geçmesiyle Taner oturdu Leyla'nın yerine. Aselin siniri artarken hayla aynı bakışlarla bakıyordu Tanere "bakma öyle ben bu gevşeği yanından kovmasam sen dans ediyor olurdun şuan" dedi Taner bakışları karşıdayken. Aselin kaşları daha da çatılırken sinir bozukluğuyla güldü "sağol ya şuan sana teşekkürmü etmem gerekiyor kısmetimi kovduğun içinn?" diye sordu. Taner bakışlarını Asele çevirdi "teşekkür et demiyorum zaten Asel ama beni de anla be kızım inat mısın sen?" dedi oda sinir bozukluğuyla gülerken. "İnadım lann var mı diyeceğin? Hemde öyle bir inadım ki şuan çocuğu ben gidip dansa kaldırıcamm" diye yerinden ayaklandığın da Taner de hemen ayaklanıp kolundan tuttu. Dişlerini sıkarak "Asel otur şuraya" dedi sakin tutmaya çalıştığı sesiyle ama bakışları ortama bomba atıyordu sanki. "Bana emir verecek son kişi bile değilsin Taner Ertürkk!" diye yükseldi Aselin sesi. Aselin bileğinden tutup etrafa bakmadan çekiştirip yürümeye başladı Taner. Aynı zaman da Asel de sürüklenmemek için kendi adımladı mecbur ama bir yandan da kolunu kurtarmaya çalışıyordu. Taner okulun büyük alanından çıkarken bahçede bir duvar kenarın da adımları durdu. Aselin bileğini bırakırken bakışlarını bileğine eğdi. Sinirlendiğin de sertti Taner bunun için kendine sövdü. Çünkü şuan Aselin bileği morarmaya üz tutmuştu ama tam belli değildi. Bakışlarını Aselin gözlerine çevirirken eridi-gitti bütün siniri "özür dilerim" dedi sakin ses tonuyla. Ama bu sefer ortama bomba atan Aselin bakışlarıydı "Hangi öküzlüğün için?". Taner başını sağa eğip ya sabır dercesine salladı. "Bak kızım sakin olalım diyoruz sen yangına benzin döküyorsun amaa" dedi sinirini bastırmaya çalışarak. "Onu suya benzin katmadan önce düşünürdünüz bir zahmet Taner bey" dedi ve Tanere bir adım atıp iyice yaklaştı. "Suya benzin döküp sonra beni söndür dersen o benzinle daha çok yanmaya mecbur kalırsın Taner Ertürk" dedi kulağına doğru fısıltıyla sonrasında ise en cilvelisinden güldü. Taner gözlerini kapatıp derin nefes aldı ama içine dolan hava olmadı sevdiği kadının vazkeçemediği kokusu oldu. Yutkundu bu nokta da sonra gözlerini usulca araladı sakin bir tavırla "bileğin.... acıyormu?" dedi duraksayarak. Asel bakışlarını bileğine çevirdi. Hafif morarmıştı ama o hiss etmemişti bile acımamıştı ki bileği hiç. "Acısa ne fark eder?" dedi gözleri Tanerin gözlerindeyken. Bu sefer adımı Taner attı aralarında hiç mesafe kalmamışken elini Aselin çıplak kalan beline dolayıp kendine yaklaştırdı iyice. Sonra kulağına doğru "merhem olurum" dedi yatıştırıcı ses tonuyla. Yutkundu Asel gözlerini kapattı ani gelen cesretle kollarını Tanerin boynuna doladı. yüzünü Tanere iyice yaklaştırırken dudakları arasında az mesafe kalan Taner de gözlerini kapattı. Zamanı durdurmak istedi o an. "Olur musun gerçekten?" dedi cesur çıkan sesiyle Asel. Hiç beklemeden cevapladı bu soruyu aynı ses tonuyla Taner "olurum". O an topuklu giymesine rağmen parmak uçların da yükseldi Asel ve Tanerin dudaklarına doğru "ol!" dedi fısıltı gibi çıkan Tanerin kalbini yerinden çıkaracak radde de olan sesiyle. Taner beklemedi o an sorgulamadı gelen emir komutasını yerine yetirdi. Belinde ki elini daha çok sıklaştırmasıyla dudaklarını birleştirmesi bir oldu. Zaman durdu o an onlar için. Sesler sustu Asel ve Taner o anda beraber baş-başa kaldılar.
Aynı dakikalarda Leyla ve Emir...
Yanına oturan Leyla ile bakışlarını ona çevirdi Emir ve gülümsedi. "Müsade var mı?" dedi cilveli sesiyle Leyla. Emir yönünü Leylaya çevirirken "sana her daim müsade var" dedi erkeksi sesiyle. Güldü yine Leyla en cilvelisinden. Hayla devam eden dans müziğiyle yerinden ayaklandı Emir elini Leylaya uzatıp "bu dansı okulun en güzel kızıyla yapmama izin verir misiniz hanımefendi?" dedi güven veren ses tonuyla. Gülümsedi Leyla ve elini Emirin eline koyup ayaklandı. Tuttu Emir elinin içinde ki eli sıkıca ve dans eden kişilerin arasına onlar da katıldı. Bir elini Leyla'nın beline dolarken Leyla'da aynı saniyeler de bir elini onun omzuna koyup diğer elini Emirin eliyle birleştirmesiyle dansa başladılar. Şarkının nakaratına geldiğin de Emir Leyla'nın kulağına yaklaştı ve yatıştırıcı ses tonuyla şarkıyı mırıldandı.

Bizim 5-liHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin