Az önceki yaptıklarım karşısında ben bile şaşırmış durumdayım.O kelimeler benim ağzımdan mı çıktı,nasıl götüm yedi? Bir daha çocuğun yüzüne nasıl bakacağım? Of sıçtım kısaca.Bi arkadaşlığımız vardı onun da içine sıçtım.
Okul binasından direkt çıktım ve yürümeye başladım.Soonyoung, Jihoon ile konuşuyordu.Beni fark ettiğinde birkaç cümleyle konuşmasını bitirdi ve peşimden koştu.
"Ne oldu o kadar? Sıçman neden o kadar uzun sürdü?"
Sorma,fena sıçtım.
"Soonyoung, yarın konuşabilir miyiz? Yorgunum, eve gidip dinlenmek istiyorum."
Bende bir şeyler olduğunu fark etmiş olsa gerek,üstüme gitmedi.
"Tamam o zaman,yarın konuşuruz."
Onayladığımı belli eden birkaç mırıltı çıkartıp eve doğru yürümeye devam ettim.Yolda tek başıma yürüdükten sonra eve vardım ve yatağıma uzandım. Annem ve babam çalıştığı için evde zaten tektim,kardeşim Bohyuk da muhtemelen sevgilisiyle birlikteydi. Yatağıma uzandım ve duvara bakarak öylece durdum.Yemek yemek haricinde tüm gün sadece uzandım,uyku da tutmadı.Sabaha karşı okula hazırlandım ve okulda her zamanki yerime oturdum. Tabii ki derste uyuyacaktım.
Yine birkaç ders uyuduktan sonra dünyaya dönmeye karar verdim. Uyandığımı fark eden Soonyoung sonunda beni sorguya çekti ve ona olanları anlattım.O da inanmamıştı bana,tüm yaptıklarıma;haklı olarak.
Bir iki ders sonra öğle yemeği için zil çalmıştı sonunda.Aşağı indiğimizde yine oturmuş Soonyoung'un yemek alıp gelmesini bekliyordum.Ancak yalnız onu değil,o uzun sırıktan gelecek bir çilekli sütü veya o günkü lafımı yediyse ayran getirmesini bekliyordum.
Böyle bir şeyi artık yapmayacağını tahmin edebiliyorum ama yine de,içimde hala bir umut var.Derdim tabii ki de o içecek değil,sabahtan beri de hiç görmedim onu.Biraz da olsa onu görmek,en azından arkadaşlığımızın tamamen bitmediğinden emin olmak istiyorum.
Nihayet Soonyoung yemekleri getirdiğinde hala etrafa bakınıyordum.
"Neye bakıyorsun öyle,sanki birilerini bekliyormuş gibi?"
Biraz duraksadı, "Deme, yoksa Mingyu'nun sana yine süt getirmesini falan mı bekliyorsun?" Alay ederek sormuştu.
"Ne var,bekleyemez miyim?"
Kimchi'den koca bir lokma aldıktan sonra ağzı dolu bir şekilde konuştu.
"Dostum,bence boşuna bekleme,en azından birkaç gün için.Sen o kadar laf ettikten sonra eski yaptığı şeylere devam eder mi, bilemiyorum."Haklıydı.Bir şey demedim ve oflayarak yemekle uğraştım.
"Ya,Won.Bu kadar dert etme ben alırım sana çilekli sütünü."
"Soon sen ciddi misin? Sence derdim o süt mü?"
"Tamam tamam,sustum."
Soonyoung da beni bir güzel teselli ettikten sonra moralim süperdi. Zaten hiç pas vermeyeceğinden emindim ama yine de bir nebze,teneffüsün sonuna kadar bekledim fakat gelen giden yoktu. Kendi ellerimle kovdum çocuğu,ne düşünüyoduysam.
°°°
Okul bittiğinde biricik arkadaşım her zamanki gibi koluma girmiş,beni peşinde sürüklemek için yalvarıyordu.
"Yaa hadi lütfen Wonu,bir kerelik. Jihoon çağırdı diyorum,anlamıyor musun? Hem sen de kafa dağıtmış olursun."
"Bir kerelik mi?? Mingyu orada olursa seni ne yaparım peki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Same dream, same mind, same night | minwon/meanie
Fiksi PenggemarHayatta bıkmış ve herhangi bir şeyden zevk almayan wonwoo bir gün çocukluk aşkıyla karşılaşır. "çocuğu gördüğünde kalktı deme de"