6.

97 17 1
                                    

Bilgilendirme:
Öncelikle,
Evet kitap okunuyor ama yorumlar yok. Yorumlar benim için o kadar çok önemli ki kitabı öyle yazasım geliyor.

Min Yoongi

Alnımdaki teri silerken voleybol topuna koştum. Sert bir manşet attıktan sonra sayıyı almamla takımımın beni alkışlaması ile gülümsemiştim.

2 gün önce bir anda komutanların iddiasıyla futbol maçı yapacaktık fakat son anda fikir değiştirip voleybol yapacağımızı söylediler.

Hastaneden çıkalı iki hafta olmuştu. Bu iki haftada komutan ile asla konuşmamış yüzüne bile bakmamıştım. Beni eziklemesi hoşuma gitmiyordu.

"Yoongi! Sayende kazanıyoruz."

Utanarak gülümsemiştim. Eunwoo saçlarımdan öptüğünde onun saçlarını karıştırmıştım.

"Hey! Ayrılın."

Komutan Taehyung bağırınca gözlerimi açıp nefes aldım.

Topları kurtarmaya çalışırken karşı takıma sert şekilde geri gönderiyordum topları.

Nefes nefese oynarken aklıma küçüklüğünde ki anılar gelmişti.

Küçükken voleybol, basketbol ve futbol kursuna gitmiştim. Üç spor ile de ilgileniyordum fakat bir zamandan sonra tek bir sporda kalmam için çevrem ve ailem beni uyardı.

Bende basketbolu seçmiştim tabikide. 5 sene kadar kursuna gidip maçlara çıkmışlığım vardı. Basketbol zor oyundu o kadar kolay değildi.

14 yaşındayken neredeyse kafa travması geçiriyordum. Fakat hayatta olmayı zar zor başarmıştım, bu yaşa kadar direnmeyi başarmıştım.

Başıma doğru gelen topu ise çok geç görmüştüm. Aniden kafama sertçe çarpmasıyla gözlerim dolmuştu. Şimdi ise yerdeydim. Ellerim yerin tozunu kapmış dolu gözlerimle etrafa bakıyordum.

Başıma gelen takım arkadaşlarım bir şey olup olmadığını sorarken gözlerim ağacın arkasında bir kadınla öpüşen Kim Taehyung'u buldu.

Kim Taehyung,
Canımı yakan en büyük unsurdu. Gözlerim doluyken şimdi yaşlar akıyordu. Hıçkırarak ağlıyordum, kafama top geldiği için ağladığımı zannediyorlardı oysa ki hikaye farklıydı;
Bugüne kadar canımı herkesten çok yakan Kim Taehyung ağlatıyordu beni.

Başımda bekleyenlerin yaptığı "İyi misin" v.b konuşmaları umursamıyordum. Saatlerce burada oturup ağlayacaktım.

Gözlerim Jimin'in gözleriyle kesiştiğinde az önce baktığım yere baktığında yavaşça ağzını açıp bana döndü, gözlerinde acıma gördüm. Bana acıyordu.

Beni mahveden, bana acıyordu.

Evli miydi? Başkası mı vardı hayatında? Bense mutlu olmuştum. Yakınlaşacağız diye düşünürken uzaklaşmıştık.

Ayağa kalkmayı sonunda başarmıştım.

Gözlerim onunla buluştu. Anlayamadım gözlerini.

Gözlerini hiç bir zaman anlamıyordum zaten. Bana hiç kendini açmamıştı. Ben ona kendimi açmıştım fakat o beni geri kapatmıştı. Korktuğum odalarından birine kapatmıştı, kilit sesini duyurmuştu bana.

Hızla kolumdan tutup beni sürükleyen Jimin ile kendime gelmiştim.

"O aptal orospu çocuğu yüzünden üzülmenden bıktım Yoongi. Neden bunu yapıyorsun kendine? "

Elimi sertçe çekip konuşmaya baslamıştım:

"Bir şey yaptığım yok."

"Öyle mi? Tanrım, cidden! Kim Taehyung seni sevmiyor anla artık! Onun için bir hiçsin.
Seni önemsemiyor, sevmiyor veya senin için bir şeyleri göze almıyor! Tek istediği senden kurtulmak anla artık."

Kelimeler zihnimde yankılanıp duruyordu. Doğruydu bu duyduklarım, doğruydu. Canımı yakıyordu bunlar. Nefeslerimi etkiliyordu. Aşktan anlamazken kendimi aşktan alamıyordum.

"Biliyorum."

"Neden o zaman kendini yakıyorsun!? Sen bir sey kaybetmeyeceksin. Kazanamadığın birini kaybedemezsin Yoongi."

"Neden ondan vazgeçirmeye çalışıyorsun?"

"O, yazın nişanlanacak Yoongi."

Silah sesi gelmişti.

Beynimde yankılanıyordu.

Ben

Tekrardan

Ölümü

Tadıyordum.

___

Umrunda olurdum belki?

Oy ve yorum yapın olur mu? Okumadan yayınlıyorum

İyi geceler

Komutan|TaegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin